My life is in your hands tradutor Turco
75 parallel translation
- My life is in your hands.
- Hayatım sizin elinizde.
Mr. Flywheel, my life is in your hands.
Bay Flywheel hayatım sizin elinizde.
I've told you more than I told Barnhardt because, in a sense, my life is in your hands.
Size Bay Barnhardt'a anlattıklarımdan fazlasını anlattım, çünkü, bir bakıma, hayatım sizin elinizde.
My life is in your hands. * *
Hayatım senin ellerinde.
Now, my love, my life is in your hands.
Şimdi, aşkım, hayatım senin ellerinde.
My life is in your hands.
Hayatım senin ellerinde.
My life is in your hands.
Hayatım sizin elinizde.
Now my life is in your hands.
Hayatım senin ellerinde.
My life is in your hands now.
Şimdi hayatım senin ellerinde..
- My life is in your hands, Mopalmo.
- Hayatım senin ellerinde, Mopalmo.
My life is in your hands.
Hayatım sizin ellerinizde.
My life is in your hands.
Hayatım ellerinde.
Just remember one thing, my life is in your hands, son.
Unutma, hayatım senin elinde.
My life is in your hands.
Hayatım senin elinde.
It seems my life is in your hands again, witch.
Görünüşe göre hayatım yine senin ellerinde, cadı.
My life is in your hands.
Hayatım ellerinizde
My life.. my life is in your hands.
~ Hayatım senin ellerinde. ~
"My life is in your hands" swaha
"Hayatım senin ellerinde" swaha
And seeing as my life is in your hands- -
Ve hayatımın sizin ellerinizde olduğunu düşündükçe...
♪ My life is in your hands ♪
# Hayatım bu sefer senin olacak #
♪ I swear this time ♪ ♪ My life is in your hands ♪
# Yemin ediyorum Hayatım bu sefer senin olacak #
My life or death is in your hands Do as you please
Hayatım senin insafına kaldı dilediğini yap.
Your life is in my hands, just as the world is in my hands.
Tıpkı bütün dünyanın olduğu gibi.
Your friend's life is now in my hands
DOKTOR ŞEYTAN : Arkadaşınızın hayatı elimin altında.
So remember, guard this station with your life because my sex life is in your hands.
O yüzden unutma, bu istasyonu hayatın pahasına koru... çünkü cinsel hayatım senin ellerinde.
God has placed my life in your hands again, is that it?
Tanrı hayatımı senin ellerine koydu, bu mu yani?
My daughter's life is in your hands.
Kızımın hayatı sizin ellerinizde.
My life is not the only one in your hands, Hercules.
Yalnız benim hayatım elinde değil, Hercules.
Your life is in my hands.
Hayatın ellerimde.
Your friend's life is in my hands!
Arkadaşınızın hayatı ellerimde!
My life is basically in your hands, so it's possible that...
Hayatım tam anlamıyla senin ellerinde. Yani şu mümkün...
Look, I don't know how well you recall the last 30 seconds, but your life is in my hands regardless of whether or not you hold that gun.
Son 30 saniyeyi ne kadar iyi hatırlıyorsun bilmiyorum ama silahlı olsan da olmasan da, yaşamın benim ellerimde.
Your life is in my hands.
Hayatın benim ellerimde.
If you stay, sooner or later, my life is going to be in your hands and yours in mine.
Ve burada kalacaksan,... eninde sonunda benim hayatım senin, seninki de benim ellerimde olacak.
My life is in your hands.
O yüzden Sydney ve Lauren hayatım sizin elinizde.
If I started to talk'n before my Ivanka was here you realize I would be prize my baby's life is in your hands?
Ivanka gelmeden anlatmaya başlarsam kızımın hayatını sizin elinize bıraktığımın farkındasınız, değil mi?
But so great is my confidence in Agent Smith... that I am putting my reputation, and your life, in his hands.
Ama ben itibarımı ve hayatınızı çok güvendiğim Ajan Smith'in ellerine teslim ediyorum.
But this is my third strike, and I really just don't feel comfortable putting my life in your deaf hands.
Fakat bu benim üçüncü vukuatım, ve hayatımı bir sağırın ellerine teslim ederken gerçekten kendimi rahat hissetmeyeceğim.
Your life is now in my hands! Cornelia! This is your judgment!
Benim gibi biri senin gibi bir On Bir'le mi birlikte olacak?
Your life is in my hands, remember that.
Hayatın benim ellerimde, bunu unutma.
"Your life is in my hands, you tell me what do I do?"
"Hayatın benim elimde, söyle bakalım, ne yapayım?"
After all, your life... I mean, your death, is in my hands.
Herşeyen öte, senin hayatın... Yani, ölümün, bizim ellerimizde.
I'm not tolerating him because he's my son-in-Iaw, your sister's life is in his hands.
Ben onu damadım olduğu için tolere etmiyorum, kız kardeşinin hayatı onun ellerinde.
You talk too much Your life is safe in my hands
Çok konuşuyorsun Hayatın ellerimde güvende - Anlayamadım
Listen, my daughter's life is in your hands, all right?
Dinle, kızımın Iife senin elinde, Tamam mı?
My life is in your hands.
Benim hayatım senin ellerinde.
Your life is now in my hands... Forever.
Artık hayatın benim ellerimde hem de sonsuza kadar!
Uh... but there is something that you need to know before you put your life in my hands.
Ancak kendini ellerime bırakmadan önce bilmen gereken bazı şeyler var.
Which means... your life is in my hands.
Bu demektir ki hayatınız benim ellerimde.
Your life is in my hands.
Her birinizin hayatı benim ellerimde!
Your life is in my hands.
Senin hayatın benim ellerimde.