Myriad tradutor Turco
229 parallel translation
He told himself that man was a being with myriad lives and myriad sensations.
Kendine insanın sayısız hayatı ve tutkusu olduğunu söyledi.
The towers of the city. The myriad lights
Sayısız ışıklarıyla şehrin kuleleri...
All the myriad of treasures We have got
Bunca sayısız hazineye Elimizdeki
But the great astronomer shattered that conceit and we were forced to admit our planet. ... is but one of many which swing around the sun that there are other systems beyond our solar system. ... in myriad worlds.
Büyük astronom bu bencilliği tuz buz etti gezegenimizin güneşin etrafında dönen pek çok gezegenden biri olduğunu güneş sistemimizin ötesinde başka sistemler, sayısız dünyalar olduğunu kabul etmeye zorlandık.
A symbol of myriad joys
Sayısız eğlencelerin sembolü
Nathan edward bledsoe, of the bowery bledsoes, a man once, a specter now, one of those myriad, modern-day ghosts that haunt the reeking nights of this city in search of a flop, a handout, a glass of forgetfulness.
Bowery'deki Bledsoe ailesinden Nathan Edward Bledsoe. Eskiden insandı, şimdi hayalet. Köhne şehrin gecelerinde gezen modern çağın hayaletlerinden biri.
There was berlin to worry about and indochina, and algeria and all the other myriad problems, major and minor that somehow had lost their incisive edge of horror because we were so familiar with them.
Berlin, Çinhindi ve Cezayir'i düşünebilirdik. Ve irili ufaklı sayısız diğer sorunu. Ama bir şekilde hepsinin belirgin korkuları geçmişti.
What I take from you will enable me to reach beyond this galaxy into the solar system to pluck from Earth its myriad techniques and take from man his mastery of space.
Senden aldıklarım Yeryüzü'nün sayısız tekniklerini ve adamın Uzay'daki ustalıklarını söküp almam için benim bu Galaksi'nin ötesindeki Güneş Sistemi'ne ulaşmama olanak sağlayacak.
"For thee the markets throng with myriad slaves."
"Pazarlarınız sayısız köleyle taştığından."
To protect us against a myriad of diseases.
Sayısız hastalığa karşı bizi korumak için.
I could not know then that it was the first step towards the black abbyss, towards a myriad of horrors, towards self-destruction.
Onun kötü uçuruma, sayısız korkulara, intihara giden bir ilk adım olduğunu bilemedim.
A cripple, wheeled about in a chair worn out by gout and a myriad of diseases.
Tekerlekli sandalyede bir sakat... gutun ve bir sürü hastalığın pençesinde tükenmiş bir adam.
I've seen with my own eyes a myriad of experiences that have led me to greater awareness of the living.
Yaşamın değerini anlamamı sağlayan sayamayacağım kadar çok deneyimi kendi gözlerimle gördüm.
Only the fish had leapt over a myriad of years.
sadece bir balık onca senenin üstünden atlayabilir.
Um... to me, though, suicide is the natural answer to the myriad of problems life has given me.
Şey hayatın bana sunduğu birçok soruna doğal cevap intihar etmektir.
That's good but Heather would never use the word myriad.
İyi de Heather birçok kelimesini hiç kullanmaz ki.
She missed myriad on the vocab test two weeks ago.
İki hafta önce sözlükte birçok kelimesinin anlamını arıyordu.
I was impressed that she made proper use of the word myriad in her suicide note.
İntihar notunda birçok kelimesini uygun yerde kullanmasından etkilendim.
We can experience the heady highs of lust and enjoy orgasms in myriad ways without risking pregnancy or even commitment.
Şehvetin zirvelerine erişebilir ve en ufak gebelik endişesi taşımadan orgazmın tadını... çıkarabiliriz.
( Man ) As with missionary, there are myriad variations of woman-on-top sex.
Misyoner poziyonunda olduğu gibi bu poziyonda da çokça varyasyon bulunmaktadır.
You just go through our veritable myriad of hip and trendy frames.
Sayısız, modaya uygun çerçevelerimizi deneyebilirsiniz.
Croden has already been declared guilty in absentia for myriad crimes on this world.
Croden zaten bu dünya üzerinde işlediği sayısız suç yüzünden gıyabında suçlu ilan edildi.
" Yet among the myriad microwaves... the infrared messages, the gigabytes of ones and zeros... we find words, byte-sized now... tinier even than science...
"Bununla beraber, sayısız mikro dalga sinyalleri... kızıl ötesi mesajlar, gigabaytlarca birler ve sıfırlar arasında... şimdi bayt büyüklüğünde kelimeler... " Baltimore - Nisan 1990 "
"That spread over a sky dripping with herring, " fished out of a ploughed-over ocean, broiling under a myriad sun. "
Köpüren bir okyanustan tutulan ringa balıklarıyla kaplı bir gökyüzün.
The myriad signatures have resulted in high interference levels.
Yüksek seviyedeki parazit birçok izi karıştırdı.
I hope your myriad adventures included piloting lessons because there's nothing in my program that will help us fly this thing.
Umarım çok büyük sayıda yaşamış olduğun maceralar sayesinde pilotluk yeteneği de kazanmışsındır, çünkü benim programımda, bu gemiyi yürütebilecek hiçbir bilgi yok.
But consider the myriad plagues you could bring back through the Stargate.
Ama geçitten getirebileceğiniz sayısız salgını hesaba katın.
I had a myriad of accomplishments and a bright future but I just didn't feel right.
Çok büyük başarılar ve "parlak bir gelecek elde ettim ama nedense sanki bir yanlışlık" yapmışım gibi geliyordu.
[Man] An android of this quality could have a myriad of uses :
Oh, dostum. Aah!
Myriad are the paths in the City of Love... but which leads to my lover?
Her zaman sevgidir
It is 70 million years since dinosaurs first appeared on Earth and in this greener world, they have evolved into a myriad of different forms.
Dünya'da dinozorlar varolalı beri 70 milyon yıl geçmiş durumda. ve daha yeşil olan bu dünyada, sayısız farklı türde evrimleştiler.
Among the thousands of galaxies Hubble has photographed, there must be a myriad of other planets.
Hubble'ın resmini çektiği binlerce galakside sayısız gezegen olabilir.
I have a myriad of duties... which would bore you greatly to hear about.
Sayısız görevim var dinlemek senin canını çok sıkar.
Love brings myriad colours into your life
Aşk hayatına renkleri getirir.
- A myriad of things, really.
- Çok büyük, gerçekten.
All right, girls, yesterday we went over the myriad of diseases you can get from boys.
Evet kızlar dün erkeklerden kapabileceğiniz sayısız hastalığın üzerinden gitmiştik.
Well, basically, a lot of amazing studies have shown that stem cells might be used to fight cancer and a myriad of other diseases.
Özet olarak. Bir çok araştırma gösterdiki, kök hücreler kanser ve daha bir çok hastalığı yenmeye yardımcı oluyor ve bu ceninde bir çok kök hücre var.
"A myriad water drops. " And you... I love you for it... are the force that moves and holds the form. "
Ve sen seni bunun için seviyorum şekli koruyan ve hareket ettiren güçsün.
A myriad of words could be found to describe both.
Her ikisini de tasvir etmek için binlerce kelime bulunabilir.
Not to mention the myriad of bacteria and allergens from years of substandard housekeeping.
Yıllardır ev işi yapılmadığı için oluşan sayısız bakteri ve alerjikleri söylemiyorum bile.
Major Carter, from what you have told me about your world, your people suffer from a myriad of illnesses. Many of them are untreatable.
Binbaşı Carter, dünyanız hakkında anlattıklarınıza göre, insanlarınız pek çok hastalığa yakalanabiliyorlar.
As I'm sure you're aware, the people of Los Angeles face a myriad of potential disaster.
SLOANE : Farkındasınız herhalde,.. ... Los Angeles şu anda potansiyel bir facianın eşiğinde.
Is that why half my board has suddenly found a myriad excuses for not taking my calls?
Kurulumun yarısı bu yüzden mi birden telefonları açmamak için bahane buluyor?
We're not here... to-to kill Arabs or take mosques, or any of the other... myriad of reasons.
Ve biz burada Arapları öldürmek veya camilerine el koymak, veya... veya... herhangi benzer bir nedenle de bulunmuyoruz.
Boy, that statement could encompass a whole myriad of things.
Tanrım, bu ifade, sayısız şeyi ifade edebilir.
I'm their foremost expert in gate theory, wormhole physics, and a myriad of other sciences too numerous to mention yet too important to ignore.
Geçit teorisindeki en uzman kişiyim, solucan tüneli fiziği ve diğer sayısız bilimlerin, bahsedilemeyecek kadar çok ama yine de aldırmamazlık yapılmayacak kadar da önemli.
I hope everyone is having a wonderful day and taking time from your hectic lives to relax with friends and family whether it is enjoying the flowers in our bountiful gardens or sampling the myriad delicacies prepared by chefs from our prosperous home.
Umarım herkesin günü harika geçiyordur hayatın telaşını geride bırakın, dostlarınızın yanında rahatlayın bereketli bahçemizin çiçeklerinin ya da evimizin marifetli şeflerinin hazırladığı binlerce çeşit lezzetin tadını çıkarın.
The moon, the myriad of stars.
Ay, bir sürü yıldız.
There were a myriad of problems which conspired to corrupt your reason and rob you of your common sense.
Sizi sağduyundan yoksun bırakmak, akıl yürütemeyecek duruma sokmak için birleşmiş bir ton problem vardı.
"and all the burden ofher myriad years. " And now the sparrows warring in the eaves, " the crumbling moon, the white stars in the sky,
Ve şimdi gök yüzünde savaşan bu kırlangıçlar ayla bütünleşiyorlar, gök yüzündeki beyaz yıldızlar... ve şarkı söyleyen yapraklar topraktan yorgun düşmüş eski çığlıkla titriyorlar ".
It could be Paris, it could be Madeline, it could be Louise, it could be a myriad of other people wanting only to talk to me about me.
- Paris olabilir. Madeline olabilir. Louise olabilir.