Málaga tradutor Turco
99 parallel translation
There's an opening in Málaga.
Malaga'da boş bir cellat kadrosu varmış.
When you finally get to Malaga airport, everybody's queueing for the bloody toilet, and queueing for the bloody armed customs officers, and queueing for the bloody bus that isn't there, waiting to take you to the hotel that hasn't yet been built.
Nihayet Málaga havaalanına indiğinizde herkes tuvalet kuyruğuna girer. Hep kuyruğa girilir. Silahlı gümrük memurları için daha inşa edilmeyen otele sizi götürmek için bekleyen ama gelmemiş otobüs için.
He was supposed to be bringing back a shipment of turquoise... from the Turquoise Mining Company in Málaga.
Malaga'daki turkuaz madeninden aldığı turkuazları taşıyor olması gerekiyordu.
DALTON : In Málaga.
- Málaga'da.
The Golden Sun I got from the church in Málaga.
Malaga'daki kiliseden aldığım altın güneş.
Is your dad in Málaga?
Baban Malaga'da mı?
Wine from Malaga!
Malaga'dan bir şarap!
- He'd better get it repaired, then!
Malaga şarabı var mı?
- A Malaga, please.
Malaga şarabı yok.
- No Malaga ; everyone has white wine.
Herkes beyaz şarap içiyor. Oraya oturmayın!
And when was the last time you saw her, Dr. Malaga?
Ve onu enson ne zaman gördünüz, Dr. Malaga?
"For refills, contact Dr. Malaga."
"Doldurmak için Dr. Malaga ile iletişim kurun."
This is a doctor's office? According to Vartann, Dr. Malaga bought the spa two years ago and incorporated his practice.
Vartann'a göre, bu kaplıcaları 2 yıl önce satın almış, ve işini burda yapmaya başlamış.
This is Catherine Willows. We're with the Crime Lab.
Kriminal bürodan geliyoruz ve Dr. Malaga'yla görüşmek için burdayız.
We're here to see Dr. Malaga.
- Sizi bekliyor muydu?
Dr. Malaga. Botox injections : 500 bucks.
Botoks enjeksiyonu : 500 papel.
So, Dr. Malaga was telling the truth :
Yani, Dr. Malaga doğruyu söylüyordu : her iki kadın zehirleniyordu.
They probably didn't know each other. But they both drank their own urine and were patients of Dr. Malaga's.
Ama her ikisi de kendi idrarlarını içiyorlardı ve Dr. Malaga'nın hastasıydı.
Dr. Malaga has not committed a crime.
Dr. Malaga bir suç işlemedi.
The Basque provinces, Malaga, Barcelona, Madrid, victoriously resist and disarm the model.
Bask bölgesi, Malaga, Barcelona ve Madrid'de başarıyla karşı koyuldu ve isyancıların ellerinden silahlarını alındı.
Malaga is under siege.
Malaga, kuşatma altındaydı.
When you remember my experience in Malaga in the Spanish Civil War.
İspanyol İç Savaşı sırasında Malaga'daki deneyimimi unuttun mu?
I do remember your experience in Malaga.
Malaga'daki deneyimini hatırlıyorum.
Malaga.
Malaga.
Instead, it was carried by sea from the Syrian ports... to Toulon and Malaga... and then to Palermo and Naples.
Ama tersine, deniz yoluyla Suriye limanlarından... Toulon ve Malaga'ya... sonra da Palermo ve Napoli'ye taşındı.
... when you get to malaga airport Everybody's swallowing...
- Havaalanına vardığınızda herkes...
It's well-known that I set the finest table... between Madrid and Malaga.
Gayet iyi bilinir ki, Madrid'le Malaga arasındaki en iyi masayı ben hazırlardım.
Malaga.
Malaga'ya.
- He was in Malaga.
- Malagada idi.
Give us an'am and a bottle of Malaga.
Bir parça domuz buduyla bir şişe Malaga şarabı ver.
Malaga wine.
Malaga şarabı.
Shall we go to Malaga in the spring?
Bu bahar Malaga'ya gitmeye ne dersiniz?
( FRANCO CLAIMS MALAGA MANY KILLED AT MADRID )
FRANCO MALAGA'YI ELE GEÇİRDİ MADRİD'DE PEK ÇOK ÖLÜ VAR
We saved Valencia, Madrid, Barcelona... and we lost Toledo, Malaga and more... we've got to be clear about one thing here.
Valencia'yı, Madrid'i, Barcelona'yı kurtardık. ve Toledo'yu, Malaga'yı ve diğerlerini kaybettik. Bir şeyi açığa kavuşturmamız lazım.
Do you know Malaga?
Malaga'yı bilir misiniz?
When I get back from Malaga, I'll call you.
MaIaga'dan gelince seni arayacağım.
"Jacinto, 1925, in Malaga."
Jacinto, 1925, Malaga'da. "
Take the missus to Malaga.
Kadini malaga'ya götür.
Instead of Athens, the team should have gone to Malaga, Spain.
Yani Atina'ya bir ekip göndermek yerine, Malaga İspanya'ya göndermeliydik.
- Malaga.
- Malaga.
- Malaga?
- Malaga?
- I don't know, I wasn't in Malaga.
- Bilmiyorum ; ben Malaga'da değildim.
Is Malaga far from here?
Malaga buradan çok mu uzak?
My mom is in Tinherir and my dad is in Malaga.
Annem Tinherir'de, babamsa Malaga'da.
- To Malaga!
- Malaga'ya mı?
Malaga!
Malaga!
According to Vartann, Dr. Malaga bought the spa two years ago and incorporated his practice.
Burası doktorun bürosu mu? Vartann'a göre, bu kaplıcaları 2 yıl önce satın almış, ve işini burda yapmaya başlamış.
We're here to see Dr. Malaga. - Is he expecting you?
Kriminal bürodan geliyoruz ve Dr. Malaga'yla görüşmek için burdayız.
Botox injections : 500 bucks.
Dr. Malaga. Botoks enjeksiyonu : 500 papel.
So, Dr. Malaga was telling the truth : both women were poisoned.
Yani, Dr. Malaga doğruyu söylüyordu :
But they both drank their own urine and were patients of Dr. Malaga's.
Muhtemelen birbirlerini tanımıyorlardı. Ama her ikisi de kendi idrarlarını içiyorlardı ve Dr. Malaga'nın hastasıydı.