Naked tradutor Turco
10,983 parallel translation
'Sadly, Mr Hoppy was so shy,'he couldn't even ask Mrs Silver round for a cup of tea...'let alone dive stark naked into a lake with her.
Maalesef Zıpzıp Bey çok utangaç biriydi. Gümüş Hanım'a birlikte göle çıplak bir halde dalmayı teklif etmeyi bırakın bir fincan çay içelim mi diye soramazdı.
She said, "I don't mind that you saw me naked."
"Beni çıplak görmenin sakıncası yok."
I be welcomed into your bed in the darkness of the night, without any candles, for my heart could not withstand you seeing me naked.
Gecenin karanlığında, hiçbir mum yanmadan yatağınıza geleceğim çünkü kalbim beni çıplak görmenize dayanamaz.
♪ Mm, I ♪ ♪ Do-do ♪ ♪ Recommend walking around naked in your living room ♪ ♪ Do-do-do, do ♪
# Çıplak dolaşmanı öneririm oturma odanda #
♪ To be bold and naked... ♪
# Cesur ve çıplak olmak... #
Finally you get to see her naked.
- Nihayet onu çıplak görebileceksin.
refuse, absolutely refuse the pleading requests of the topless Playboy playmate who was naked in the jacuzzi with him?
... jakuzide,... yanında çırılçıplak vaziyette bulunan Playboy kızının isteklerini neden geri çevirdi?
Sheriff, yeah, we got - We - we have this naked- -
Şerif... Bizim bu...
These words don't exist in the Woodman handbook. In my world, the party goes on. Champagne, caviar, naked beauties by the pool.
Benim dünyamda parti devam eder, şampanya, havyar... havuz kenarında çıplak güzeller.
I feel kinda'naked without it.
O olmadan çıplak gibi hissediyorum.
I walked his naked ass for two hours,'fore his cold collapsed him.
O çıplak götüyle yığılıp kalana kadar, iki saat boyunca yürüttüm onu.
A naked woman on a horse in the country
Taşrada at üstündeki çıplak bir kadın.
If I were in your shoes I would not be ogling the naked woman but the horse
Yerinizde olsam çıplak kadın yerine atı süzerdim.
- She was naked.
- Çıplaktı.
- Naked.
- Çıplaktı.
Anyone? get naked and help him!
Soyunun ve onları ısıtın.
Anyone, get naked and keep them warm!
Birileri soyunup onları sıcak tutabilir mi?
Get naked, go on.
- Soyun, devam et.
Are you gonna get naked at some point?
- Bir ara sen de soyunacak mısın?
I would like to see you naked.
Ben de seni çıplak görmek isterim.
Okay, maybe at some point I'm gonna be naked.
Tamam, belki bir ara ben de çıplak olacağım.
- There's a lot of naked ladies on the wall.
- Duvarda çok sayıda çıplak kadın resmi var.
- There are so many naked ladies.
- Gerçekten çok fazla var.
If you see me naked, it'll blow your mind.
Çıplak vücudumu görmelisin.
Strip you naked?
- Yapma. - Soyayım mı seni?
You spend your days next-to-naked.
Günlerini çıplakmışçasına geçireceksin.
You don't have to get naked.
Soyunman gerekmiyor.
With a half-naked girl on top of you. - Nothin'happened.
- Üzerinde yarı çıplak bir kadınla mı?
I really think that this weekend should be about the three of us hanging out together, not us and 200 naked homos crammed in a pool.
Bu hafta sonu 200 çıplak homoyla dolu bir havuzda takılmak yerine üçümüzün birlikte geçirebileceği bir hafta sonu olmalı diye düşünüyorum.
At least you're not naked this time.
- En azından bu sefer giyiniksin.
It is an act of naked aggression.
Savunmasız durumdayken bize saldırdınız.
- Is she naked?
- Çıplak mı?
- No, she's not naked.
- Hayır, çıplak değil.
Normal people don't carry naked photos of their girlfriend.
Normal insanlar kız arkadaşlarının çıplak resmini taşımaz.
You're lying there naked, under a pile of red-hot burning sand a thousand miles thick.
Binlerce kilometre kalınlığındaki yanan kızgın kum yığının altında çıplak bir hâlde yatarsın.
You're lying there naked, under a pile of red-hot burning sand a thousand miles thick.
Yerde çıplak yatıyorsun, bir yığın kırmızı yanan kumun altında Bin metre kalınlığında.
You can't spot a warbler with the naked eye.
Bir çalıkuşunu çıplak gözle göremezsiniz.
I used to trick my teacher, bunk school... and bathe here Naked!
Öğretmenimizi kandırır, okuldan kaçardık, ve buraya gelir yıkanırdık. Çıplak!
Say yes, or else I'll tell her that you also used to bathe here with me... naked!
Evet de yoksa senin de benimle çıplak bir şekilde yüzdüğünü söylerim.
Dilwale, you've broken many traditions you made the royal guests play football you told everyone that I used to bathe naked in the lake!
Dilwale, birçok geleneği hiçe saydın. Kraliyet ailesine futbol oynattın. Herkese benim göle çıplak girdiğimi söyledin.
Okay, l-look, instead of fighting, why don't we dim the lights, um, get naked and make a baby?
Tamam, bak. Kavga etmek yerine loş bir ortam yaratarak soyunup çocuk yapsak ya?
I'm gonna get naked.
Soyunacağım.
I'm practically naked right now.
Şu an çıplağım ama.
I have five sisters. I've seen a naked lady before.
5 kız kardeşim var, daha önce çok çıplak kadın gördüm.
An Essene will crawl 60 kilometers in the snow, naked if he has to.
Bir Essene karda 60 km sürünebilir, Hemde zorundaysa çıplak halde.
There's a bumper sticker of a naked Helen Mirren.
Helen Mirren'nin çıplak bir etiketi var tamponunda.
I'm naked!
Çıplağım!
Okay, there's a strong possibility I could end up naked with Josh in the very near future.
Peki, yakın gelecekte Josh ile çıplak kalabileceğimize dair güçIü bir olasıIık var.
If this involves curating your naked selfies, I already told you I think it's weird if you show your butthole.
Eğer göstereceğin şey çıplak selfielerini sergilemeyi içeriyorsa sana zaten kıç deliğini göstermenin garip bir şey olduğunu söylemiştim.
It's not naked selfies.
Çıplak selfie falan değil.
Oh, shit! Oh, fuck, I'm naked.
Siktir, çıplağım.