Nd floor tradutor Turco
49 parallel translation
The office has moved to the second floor staircase H corridor N, shall we go?
Ofis ikinci kat, H merdiveni, N koridoruna taşındı, gidelim mi?
My wife and I just moved into the ground floor.
Karımla ben, zemin kata taşındık.
This was your chance to get in on the ground floor of something really special... me.
Çok özel bir şeye sahip olma fırsatındı bu... ben.
I just moved onto the second floor, and I'm embarrassed to say, in all the packing,
İkinci kata yeni taşındım. Söylemeye utanıyorum ama o kadar kolinin içinde bir kağıt bulamadım.
Actually, the procedure is to bring your gun and badge down to the equipment room on the second floor, fill out form 452-underscore-J, hand said form in to the inventory clerk, and then receive a claim check through interoffice mail.
Aslında, prosedürde silah ve rozetini ikinci kattaki ekipman odasına bırakman gerekiyor. Sonra da 452-J adlı formu doldurup bahsettiğim formu ekipman memuruna teslim edip alındı belgesini ofisler arası postayla alman gerekiyor.
My ambition to see civilization move westward on tracks of steel... ... has been severely criticized by elements of the press... ... and even on the floor of Congress.
Medeniyetin çelik raylarla batıya doğru taşındığını görme tutkum bazı basın mensupları ve hatta Kongre'de ağır dille eleştirildi.
She moved into the little guest room on the top floor.
Üst katımızdaki küçük konuk odasına taşındı.
Just make a nice cool announcement to all your guests... and tell'em the party's being moved down below the fire floor... right now.
Sadece bütün davetlilerine soğukkanlı bir anons yap ve onlara partinin yangın çıkan katın aşağısına alındığını bildir. Hemen şimdi.
We got bimbos on the tube, we got the law on the floor we got sugar on our nuts and we got our wives at The Jeffersons.
Televizyonda kızlarımız, yerde bir kanun adamımız fındıklarımızda şeker ve Jeffersons'da karılarımız var.
- Probably the woman on the first floor.
- Muhtemelen birinci kattaki kadındır.
Why was my daddy moved to this floor?
Babam niye bu kata alındı?
Down on the floor, down on the goddamn floor!
Bulun onları! Bu bir baskındır.
And three, contrary to my dad's protestations... your bedroom floor is definitely a closet.
Ve üç, babamın protestolarının aksine yatak odanın zemini aslında elbise dolabındır.
And after we moved in I wanted to put a new floor in the kitchen.
Eve taşındıktan sonra mutfağın yerini yenilemek istedim.
When they dance, the floor is theirs.
Dans ettiklerinde, pist onlarındır.
They got moved to the fifth floor, but they're probably all checked out by now.
Hâlâ hastanede olan var mı? Beşinci kata taşındılar ama herhalde hepsi ayrılmışlardır.
We leased the top floor to another company and moved down here.
Üst katı başka bir şirkete verip, bu alt kata taşındık.
I was seven years old. My dad and I moved to Alabama, and on Christmas morning we woke up and sat on the kitchen floor, ate fries and drank chocolate milk.
Yedi yaşındaydım, babamla Alabama'ya taşındık ve Noel sabahı uyanıp mutfakta yere oturduk patates kızartması yiyip, sıcak çikolata içtik.
You're just gonna scuff the new floor.
Hadi ama. Yeni döşemeyi aşındıracaksın.
Entry way to the 12th floor sercure!
12.Katın girişi emniyet altına alındı!
Elevator to the 12th floor secure!
12.Kata giden asansör emniyet altına alındı!
I'm guessing, when you drugged him, you didn't catch him and ease him to the floor.
Onu uyuşturduğun zaman yere düşerken onu tutmamışsındır sanırım.
Gravity is in your lap keereldes The center of the place and standing up have to rely on the well you know your body and put your feet on the floor, finding themselves inside the balance.
Dönersin ve dengen bozulur, sonra kalkarsın, güvenmen gereken tek şey vücudunu ne kadar iyi tanıdığın ve iki ayağını nereye koyacağındır. Kendine uygun bir denge sağlamak...
You picture her on the floor, spasming uncontrollably.
Onun çaresizce yerde çırpındığını hayal et.
And I'm lucky enough to have hitched a ride down to the sea floor, two kilometres beneath the surface.
Yüzeyden 2 kilometre aşağıdaki deniz tabanına giden bir araca alındığım için yeterince şanslıyım
And need I remind you that when I moved in their home it was clearly stated that my room on the third floor was temporary ;
Ve ben evlerine taşındığımda 3. kattaki odamın geçici olduğunu daha sonra bebek odasına dönüştürüleceğini net bir..
Guess you didn't hear any of those weird noises out on the warehouse floor.
Eminim deponun zemininden gelen garip sesleri de duymamışsındır sen.
These were for the other dolphins, but since they were on the floor now they're for turtles.
Bunlar diğer yunuslarındı ama yere düştükleri için artık kaplumbağaların.
Bought you vodka red bull, we did the grind on the dance floor?
Sana votka, Red bull ısmarladım, dans pistini aşındırmıştık? - Benim hatam.
Secured floor.
Kat emniyete alındı.
I was just in the closet upstairs, and I noticed that the carpet was worn down right in front, and the door didn't touch the floor, so you can see right under there.
Az önce yukarıdaki dolaptaydım, halının ön tarafının aşındığını farkettim. Ve kapı yere değmiyordu. Yani kapının altından içerde ne olduğuna bakabilirsin.
Well, we looked around on the floor for a while, but it's probably, like, stuck to some stormtrooper's boot.
Bir süre yerlere bakındık ama muhtemelen Stormtrooper'lardan birinin botuna takılmıştır.
You're either on the floor or you're gone.
Ya burdasındır ya değil.
Blood spatter on the furniture, stains on the floor, and the lividity on the body says that he was moved to the bed after he was killed.
Mobilyalarda kan var, zeminde kan izleri var, ve cesette morluklar var, bunlar öldürüldükten sonra yatağa taşındığını söylüyor.
During the course of this relationship with Mr. Gardner, was your office moved to the 28th floor, the same floor as the senior partners'?
Bay Gardner ile bu ilişkiniz devam ederken ofisiniz 28. kata mı taşındı,... kıdemli ortakların bulunduğu kata?
And we were so close to becoming those girls who would sit at a table and guard purses while the hot girls were on the floor dancing.
Biz o iki kıza çok yakındık.. ... onlar dans ederken biz oturup cüzdanlarımızı göz kulak oluyorduk
He suggested the stars were not chinks in the floor of heaven, as his contemporaries believed, but that stars were other suns like ours, only a very long way away.
Samanyolu'ndaki yıldız sayısı kadar fazla beyin hücresi barındırır. 100 Milyar. ... üç aşağı beş yukarı.
I'm just afraid of scuffing them on the dance floor.
Bunları dans pistinde aşındırmaktan çok korkuyorum.
That floor has a server room that holds the databases for FBI, DEA, and Interpol.
O katta, FBI'ya, DEA'ya ve Interpol'e ait veritabanlarını barındıran bir sunucu odası bulunuyor.
God, I was mad at you for so long, I'd forgotten that some of the best nights of my life were sitting on the floor like this, working with you.
O kadar uzun zamandır sana kızgındım ki hayatımın en güzel akşamlarının böyle yerde oturarak çalıştığımız günler olduğunu unutmuşum.
She's been taken off the floor, special assignment for the Art Department.
Zemin katta değil artık özel bir görev için sanat departmanına alındı.
La Farnese distributed the chestnuts on the floor and challenged the valiant damsels to pick them up using only their nether regions - in which enterprise they showed considerable invention.
La Farnese fındıkları yere attı ve cesur genç kızlara onları sadece malum yerleriyle almaları için meydan okudu. Onlar da bu konuda oldukça yaratıcı olduklarını gösterdiler.
Move into an office on that floor and it's all politics.
Bu katta bir ofise taşındı ve tamamen siyaset.
Wondering if they were carried out, or maybe if one of them managed to find enough strength to push themselves up off the floor and walk out, leaving the two of us standing here to answer the all-important question.
Taşındı mı yoksa biri onları kendine getirebilecek gücü bulup bizi bu önemli soruları cevaplamakla baş başa bırakarak onları buradan sağ bir şekilde mi götürdü merak ediyorum.
I just moved in on the 5th floor.
5. kata taşındım.
As they melt down, and the fat starts to spread and starts to liquefy it because the machine to overflow and actually spill out onto the floor.
Onlar ısındıkça erir, yağ dağılmaya ve sıvılaşmaya yüz tutar, ardından makine taşar ve gerçekten zemin üzerine dökülmeye başlar. Yağ?
- SOLDIER : First floor secure?
- Birinci kat emniyete alındı mı?
This floor has the most hiding places.
Bu kat bir çok saklanma yeri barındırıyor.
Once the floor is full of sawdust, we can eat peanuts in here.
Yer tamamen talaşla doldu, burada fındık yiyebiliriz.