Need to talk to you tradutor Turco
7,418 parallel translation
Hey, I really need to talk to you.
Seninle konuşmam lazım.
I really need to talk to you.
Acil konuşmamız lazım.
I need to talk to you.
Konuşmamız lazım.
( Samantha ) John, the police need to talk to you.
John, polisin seninle konuşması lazımmış.
I need to talk to you for a moment.
Bir dakikalığına konuşmamız lazım.
Holly, something I need to talk to you about.
Holly, seninle konuşmak istediğim bir şey var.
Uh, but I really need to talk to you about your stepdaughter.
Ama sizinle kızınız hakkında konuşmam gerek gerçekten.
I need to talk to you later.
Bir ara konuşalım.
I need to talk to you.
Sizinle konuşmam gerek.
I just need to talk to you.
Seninle konusmam gerekiyor.
I really, really need to talk to you.
Seninle çok acil konuşmam lazım.
I think this is something you need to talk to your husband about not the police.
Bence bunu polisle değil eşinizle konuşmalısınız.
I need to talk to you.
Seninle konuşmam gerek.
I need to talk to you.
Seninle konuşmam gerek, lütfen.
Both Vincent and Tess need to talk to you.
Vincent ve Tess seninle konuşmak istiyor.
Vincent and Tess need to talk to you.
Vincent ve Tess seninle konuşmak istiyor.
No, I really need to talk to you.
- Olmaz, sizinle gerçekten konuşmam lazım.
I need to talk to you, Matt.
Seninle konuşmam gerek Matt.
Oh, good, I need to talk to you guys.
Güzel, sizinle konuşmam lazım.
But I do need to talk to you.
Ama seninle konuşmam gerek.
I need to talk to you about your brother.
Seninle kardeşin hakkında konuşmam gerek.
Barry, I need to talk to you. Dr. Wells, he isn't...
- Dr. Wells, o bildiği- -
- Just need to talk to you, Albert.
- Seninle konuşmamız lazım Albert.
So I need you to talk Q-Dubs off the fence.
Yani Q-Dubs'ları sakinleştirmen gerekiyor.
You talk to me like that again, you're gonna need a little baggie to carry your teeth home.
Benimle bir daha böyle konuşursan, dişlerini eve torbanın içinde götürürsün.
You and me need to talk.
Konuşmamız gerek.
I need to talk to you. Um... Well, i guess you should go.
- Sanırım epey meşgulsün.
- You need to talk to somebody.
- Biriyle konuşman lazım.
You're fine. Um, we don't need to talk.
Gayet iyisin, konuşmamız gerekmez.
I would just need you to talk about Tony, about his character.
Sizinle Tony hakkında konuşmak istedim, onun karakteri hakkında.
Well, that's all I would need you to talk about, that he, uh... that he always tried hard, that, uh, he has a good home life.
Sizinle konuşmak istediğim şeyler, o her zaman... çok çalışırdı ve iyi bir ev hayatı var.
I will do whatever I can to help find Monroe, but when this is over, I'm gonna need to have a more, you know, in-depth talk about... well, there will be plenty of time for that.
Monroe'yu bulmaya yardım etmek için elimden geleni yaparım ama bu iş bitince... anladınız işte, daha derin bir konuşma... Ona fazlasıyla vaktimiz olacak.
I just need to know if you were helping Mommy talk to Drill tonight.
Sadece bu gece annenin Drill'le konuşmasına yardım edip etmediğini öğrenmek istiyorum.
- Ahh. Jordan, I need you to talk to Boone.
Jordan, Boone ile konuşman lazım.
We need you to talk to somebody. Unless they're a lawyer, I got nothing to say.
Avukat değilse, söyleyeceğim hiçbir şey yok.
Go on. You need to talk.
Yürü hadi.
And just so you know, if it gets rough at this memorial, if you need to talk about anything, you call me.
Aklında kalsın, törende zor anlar yaşarsan konuşmak istersen beni ara. Ben yanındayım.
I need you to talk QDubs off the fence.
QDubs'la konuşmanı istiyorum.
You need to talk to who in the hell ever, and you need to come back and you need to show me something for real!
Cehennemden birileriyle konuşacaksınız, geri geleceksiniz ve bana gerçek bir şey göstereceksiniz!
Director Navarro, there's someone I need you to talk to.
Direktör Navarro, sizinle konuşması gereken biri var.
I need you and Bobbi to talk to witnesses in the area, see if we can track down where this guy went.
Sen de Bobbi'yle birlikte bölgedeki tanıklarla konuş adamın nereye gittiğini bulabiliyor muyuz bir bak.
I found someone you can talk to. I don't need a therapist.
- Terapiste ihtiyacım yok benim.
It's like you talk about things that need to be fixed.
Düzeltilmesi gereken meseleler olduğundan söz ettiğini sanıyordum.
Come on, I need you to talk to me for, like, the next 42 hours.
Hadi ama, daha yaklaşık 42 saat benimle konuşman gerek.
I need you to talk to him, find out why.
Senden onunla konuşup nedenini öğrenmeni istiyorum.
You and me need to talk right now.
Hemen konuşmamız gerekiyor.
You need to talk to her.
Onunla tartışmalısın.
I'm gonna need you to talk to her.
Senin onla konuşman lazım.
So what you need to do is talk to Mr. Hope and get copies of your transcript.
- Tamam. Yapman gereken Bay Hope ile konuşup notlarının kopyasını almak.
I don't know. I just got this feeling like Maybe you need to talk.
Bilmiyorum, ben sadece...
Well, I think we need to talk, don't you?
Bence konuşmamız lazım, ne dersin?