Nemo tradutor Turco
487 parallel translation
Nemo, how would you like to walk over to my house and have a drink?
Nemo, benim eve gidip bir şeyler içmeye, ne dersin?
Nemo!
Nemo!
You may call me Captain Nemo.
- Bana, Kaptan Nemo, diyebilirsiniz.
Captain Nemo and I were not alone.
Kaptan Nemo ve ben, yalnız değildik.
Here, in abundance, were various substances necessary to sustain life - - an underwater larder filled to overflowing, and all Captain Nemo's for the taking.
Yaşamı sürdürebilmek için gereken şeylerden bolcasına sahipti. Sanki Kaptan Nemo'nun alması için doldurulmuş bir sualtı kileri.
You want to play a waitin'game, hoping to learn ol'Nemo's secrets.
Nemo'nun sırlarını öğrenebilmek için, sabırla beklemek istiyorsunuz.
Nemo's cracked.
Nemo delinin teki.
We can't have him crossing Nemo.
Ned'in, Nemo'ya zarar vermesine izin veremeyiz.
It was apparent that Captain Nemo had discovered what mankind has always sought - - the veritable dynamic power of the universe.
Kaptan Nemo'nun, insanoğlunun her zaman aradığı şeyi bulduğu belliydi ; ... evrenin gerçek aktif enerjisi.
With seeming indifference, Captain Nemo held the key to the future of the world.
Farklı görünmesine karşın Kaptan Nemo, elinde geleceğinin anahtarını tutmaktaydı.
After traveling 10,000 leagues under the sea, I still had not solved the mystery of Captain Nemo.
Deniz altında 10,000 fersah yol aldıktan sonra bile hala Kaptan Nemo'nun sırrını çözememiştim.
Murder means nothing to him.
Nemo'ya, cinayet bile bir şey ifade etmiyor.
Nemo has won him over completely.
Nemo onun aklını çeldi.
When I was reading the professor's journal, I, I learned about Nemo's plans.
Profesörün günlüğünü okurken, Nemo'nun planlarını öğrendim.
Yeah, that's - - that's Nemo's base.
- Evet, Nemo'nun üssü oradaymış.
This is Nemo's cabin. Yeah.
- Burası Nemo'nun kamarası.
I, I know how badly he wants to collect specimens, but he won't ask any favors from Nemo.
Numune toplamak için yanıp tutuştuğunu biliyorum, ama Nemo'dan iyilik yapmasını istemiyor.
It's a cinch. I don't think so, or Nemo wouldn't have let us come ashore.
Ben kolay olacağını sanmam, yoksa Nemo karaya çıkmamıza izin vermezdi.
I'll make it, all right, and I'll have every gunboat in the Navy hunting'ol'Nemo.
- Başaracağım. Sonra da donanmadaki tüm gemilerle Nemo'nun peşine düşeceğim.
You're beginnin to look like Nemo.
Nemo'ya benzemeye başladın.
Big-hearted Nemo!
Altın kalpli Nemo.
After all, it's the first time that Nemo has shown any gratitude.
Ne de olsa, Nemo ilk kez minnet gösteriyor.
- Captain Nemo's ship.
- Kaptan Nemo'nun gemisi.
This Nemo, with his "submarine," did you call it?
Şu Nemo... "Denizaltı" sı mı var demiştiniz?
I am Captain Nemo.
Ben Kaptan Nemo.
Nemo?
Nemo mu?
Captain Nemo, I'm from the New York Herald.
Kaptan Nemo, ben New York Herald muhabiriyim.
Captain Nemo, if we ever do get off this island, I'd like to write your life story.
Kaptan Nemo, bu adadan kurtulacak olursak hayat hikayenizi yazmak isterim.
Although Captain Nemo was confident, Ý was extremely doubtful.
Kaptan Nemo emin olsa da ben çok şüpheliydim.
Nemo told us where there were rubber trees and the women gathered the sap to seal the pipe connections.
Nemo bize kauçuk ağaçlarının yerini gösterdi... kadınlar bağlantılara sıvamak için ağaçlardan özsuyu topladı.
And we laboriously manufactured a large wooden patch according to Nemo's specifications.
Nemo'nun dediklerine uygun olarak büyük bir ahşap yama... yapmak için var gücümüzle çalıştık.
Then Nemo gave us underwater gear that he kept aboard his submarine.
Sonra Nemo bize denizaltısından sualtı teçhizatı verdi.
Nemo then showed us the incredible electric gun he had invented for protection against the dangers of the deep.
Sonra Nemo bize kendi buluşu olan inanılmaz elektrikli silahı gösterdi. Bunu derinlerdeki tehlikelere karşı kullanacaktık.
By learning to breathe and walk on the seafloor Nemo showed us the remains of an ancient city and a forgotten civilization.
Deniz dibinde nefes almayı ve yürümeyi öğrenirken... Nemo bize antik bir kentin ve unutulmuş bir medeniyetin kalıntılarını gösterdi.
Neb, signal Nemo, or none of us will get out of here.
Neb, Nemo'ya sinyal ver, yoksa hiçbirimiz buradan gitmeyeceğiz.
We've got to get the women on board and get back for Nemo.
Kadınları gemiye bindirip Nemo'yu almak için dönmeliyiz.
And when we returned to civilization, we all pledged ourselves to working for a peaceful and bountiful world, as Captain Nemo would have it.
Medeniyete döndüğümüzde hepimiz barış ve refah içinde bir dünya için... çalışmaya söz verdik. Kaptan Nemo da bunu isterdi.
Extra Ecclesiam, nemo salvatur.
Extra Ecclesiam, nemo salvatur.
Holy Captain Nemo!
Ulu Kaptan Nemo!
Captain Nemo, I presume, huh?
Sanırım Kaptan Nemo, ha?
Have you ever been Captain Nemo trapped inside your submarine while the giant squid is attacking you?
Hiç daha önce Kaptan Nemo oldun mu Dev bir ahtapot sana saldırırken denizaltında mahsur kaldın mı?
Blackbeard, Captain Nemo, Captain Hook, Bluebeard.
Blackbeard, Kaptan Nemo, Kaptan Hook, Bluebeard.
The first time I read that when I was a little boy, why, I wanted to meet Captain Nemo.
Küçük bir çocukken o kitabı okuyunca Kaptan Nemo'yla tanışmak istemiştim.
The king's advisor, Nemos, is hunting for him.
Kral'ın danışmanı Nemo her yerde onu arıyor.
Then they'll get letters... from Australia brought back by Captain Cook. From Liverpool by admiral Nelson.
Sonra mektupları alacaklar Avustralya'dan Kaptan Cook tarafından getirilen Liverpool'dan büyük Amiral Nelson'dan Paris'ten Kaptan Nemo'dan Kuzey Kutbu'ndan...
Nemo, Kali, Curve and Judah.
- Hmm. - Kali, Curve ve Judah.
- I'll start with Nemo...
Nemo'yla başlayacağım.
- Where is he?
- O nerede? - Nemo mu?
Ryan I was Nemo and I just wanted to go home coming up a look back at the end of last season and a sneak preview of all the romance and excitement of the new year on The O.C :
Tabi şunu çok iyi bilirsiniz... Neyse. O konulara hiç girmeyelim.
- Huh?
- Ha? - Nemo
- Nemo? - Mm-hmm.
- Hı hı.