Nesting tradutor Turco
347 parallel translation
- No birds nesting in your hair then?
- Kafana kuşlar yuva yapmıyor demek?
When Dan and I came here Bitters was the nesting spot for every thief and killer in the territory.
Dan ile buraya geldiğimizde Bitters bölgedeki her türlü katilin ve hırsızın iç içe yaşadığı bir yerdi.
Foxes have holes and birds their nesting places.
Tilkilerin ini, gökte uçan kuşların yuvası var.
- Are yer comin'nesting'tomorrow? - Ar.
Yarın yumurta avına geliyor musun?
It's my considered opinion that they're nesting.
Benim kesin kanaatim o ki, yuva yapıyorlar.
Nesting?
Yuva mı?
Oh, it's just some birds up here, nesting.
- Birkaç kuş yuva yapmış sadece.
You will therefore be taken to the Dune Sea... and cast into the Pit of Carkoon... nesting place of the all-powerful Sarlacc.
Kum Denizine götürüleceksiniz. Orada da güçlü Sarlacc'ın yuvasının bulunduğu... .. Carkoon Çukuruna atılacaksınız.
The padding from this chair makes good nesting material.
Bu sandalyenin içindekilerle güzel bir yuva kurarız.
This is my nesting instinct.
Ayaklarım yere bassın istiyorum.
Why, Emmett, you are just nesting right into the floor.
Sen de olduğun yere kurulmuş kalmışsın Emmett.
Now, you're going to give me the name of that pigeon nesting up at Strom's otherwise, you'll be in deep shit.
Şimdi, Strom'un çöplüğündeki bülbülün adını ver yoksa ağzına sıçarım.
From the description, it sounds like the bird you had nesting in the chop-shop operation.
Tarife göre, çalıntı oto işindeki bülbülüne benziyor.
We got an idea of where them things is nesting.
Bu şeylerin yuvalarının nerede olduğuna dair bir fikrimiz var.
Of course, but we also have this nesting instinct.
Tabiî ki, ama yuva yapıcı içgüdülerimiz de var.
# Feather nesting
# Yuvalarını dolduruyor
- You're nesting.
- Sen yuva istiyorsun.
- Nesting?
- Yuva mı?
Why are the birds nesting here?
Kuşlar neden buraya yuva yaptılar?
They make their way to a number of traditional nesting sites.
Sayısı belli olan geleneksel üreme bölgelerine ulaşmaya çalışırlar.
Throughout the winter, the wandering albatross remain in the south, for although the continent is trapped in ice, there are a few outer islands that always remain beyond its grasp, and these provide the albatross with their nesting sites.
Gezgin albatros, kış süresince güneyde kalır. He ne kadar anakara buz ile çevrilmiş olsa da daima dış bölgelerdeki birkaç ada buzun erimi dışında kalır ve bu adalar albatrosa iyi bir yuva imkanı sağlar.
Here at Cape Royds, I'm 1,400 miles closer to the pole, and this Adelie colony is the most southerly nesting group of any penguins anywhere.
Kutup noktasından 2200 km. uzakta bulunan Cape Royds burnundaki bu Adelie penguen kolonisi tüm pengunler içinde en güneyde yuva yapan grubu teşkil ediyor.
Now the Emperors start their long march - maybe tens of miles - to reach their traditional nesting site on the sea ice.
Ve imparatorlar, deniz buzu üzerindeki geleneksel üreme bölgelerine ulaşmak için onlarca kilometrelik uzun yürüyüşlerine başlamak üzereler.
Mortlake turtle can return to its natural habitat, and birds like the glossy ibis won't lose another precious nesting place.
Mortlake kaplumbağası doğal yaşam alanına geri döner. Çeltikçi kuşu gibi kuşlarda değerli bir yuvalama yerini daha kaybetmezler.
That was one of the last nesting places for them in the area.
Orası bu bölgede yuva yaptıkları son yerlerdendi.
Wouldn't want one of those nesting in your knickers.
Elbisende yuva yapsınlar istemezsin.
Akpatok, a remote Canadian island... whose towering cliffs offer ideal nesting ledges... for hundreds of thousands of guillemots.
Akpatok, uzak bir Kanada adasıdır. Yükselen uçurumları, Bayağı dalıcımartıların binlercesine yuva yapmak için ideal çıkıntılar sunar.
By nesting on cliffs... these birds gain some protection from likely predators... foxes and bears, who also use the island as a summer retreat.
Uçurumlarda yuvalanmak bu kuşların, olası yırtıcılardan az da olsa korunmasını sağlar. Bu yırtıcılar, adayı yazlık olarak kullanan, tilkiler ve ayılardır.
This is the nesting period, isn't it?
Bu, yuva kurma dönemi, değil mi?
Their nesting sites are in the island's interior which is why...
Yuvalandıkları alan adanın iç kesimlerinde, bu yüzden...
You're nesting.
Yuva kuruyorsun.
He's nesting.
Yumurtlamak için gelmiş.
- Nesting?
- Yumurtlamak mı?
Researcher Dr. Tapadopoulos believes the creature may be nesting using Manhattan as ground zero to cultivate the species.
Araştırma görevlisi Dr. Tapadopoulos, yaratığın yumurtlamış olabileceğini ve yavrularını beslemek için Manhattan'ı mekân olarak seçmiş olabileceğini düşünüyor.
So I guess your theory of the creature nesting turned out to be correct after all.
O zaman yaratığın yumurtlaması hakkındaki teoriniz başından beri doğruymuş.
Are you nesting?
Düzenleme mi yapıyorsun?
Yeah, I'm nesting.
Evet, düzenleme yapıyorum.
These open-billed storks, nesting in the sweltering heat of Thailand, have also got young chicks.
Bu açık gagalı leylekler Tayland'ın bunaltıcı sıcağında yuva yapar, aynı zamanda genç yavruları da var.
Here in Argentina, brown-hooded gulls are nesting.
Burada Arjantin'de kahverengi başlı martılar yuva yapıyor.
That was good sense, for ground-nesting birds here are likely to be attacked by foxes.
Bu çok mantıklı ; çünkü burada yere yuvan kuşlara çoğunlukla tilkiler saldırır.
While they were incubating, the geese benefited greatly by nesting beside such a powerful neighbours, but now their eggs are hatching and that will change things.
Onlar kuluçkaya yatarken, kazlar da bu güçlü komşularının yanında yuva yaparak fırsattan istifade eder. Ama şimdi yumurtalar çatlıyor ve bu işleri değiştirecek.
Soon after their eggs hatched, the females left and started nesting again elsewhere.
Yumurtalar çatladıktan kısa bir süre sonra, dişiler ayrıldı ve tekrar başka bir yerde yuva yapmaya başladı.
This particular species is exceptional in nesting in woodland, most of them nest right on the edge of cliffs and all of them get into the air by the simple method of simply falling into space.
Bu tür bir korulukta yuva yapmamasından dolayı istisnadır. Pek çoğu tam da uçurumun kenarına yuva yapar ve pek çoğu sadece kendini boşluğa bırakmak kaydıyla havalanır.
Like so many others, I had become a slave to the Ikea nesting instinct.
Tıpkı birçok kişi gibi ben de lKEA yuva kurma içgüdüsünün kölesi olmuştum.
There was a piece about them in the Times nesting all over the city.
Gazetede şehrin her yanına yuvalandıkları yazıyor.
We are facing a horde of ginger maniacs with wild goats nesting in their huge orange beards, or to put it into another way : the skots.
Ya, devasa turuncu sakallarına yaban keçileri yuva yapmış manyaklar güruhuyla yüzyüzeyiz, ya da, başka türlü söylersek : İskoçlarla.
You're nesting, Michael. That is so mature.
Kendi yuvanı kuruyorsun Michael, olgun bir hareket!
Oh, Eema, I wish we were at your nesting grounds now.
Oh, Eema, şimdi senin şu Cennet Vadisinde olmamızı ne çok isterdim.
You wanna get to the nesting grounds alive?
Cennet Vadisine sağ ulaşmak istiyor musun?
Well, I would dearly love to know what's so awful about nesting?
- Herkes aşık olmak istemez mi? - Ben istemem.
- I'm nesting? Yeah.
Evet.