Nine times out of ten tradutor Turco
77 parallel translation
Nine times out of ten.
Evet ya. Onda dokuz payı var.
For instance, a murderer will do it nine times out of ten, when the body is his victim.
Sözgelimi, bir katil, ceset kendi kurbanı ise, onda dokuzunda bunu yapar.
Nine times out of ten it's a wrong number.
Ve 10'da 9'u yanlış numaradır.
They're wrong nine times out of ten.
On üzerinden dokuz kez yanılıyorlar.
Like I say, nine times out of ten there's nothing to worry about with things like this.
Hep dediğim gibi, bu tür vakaların onda dokuzunda merak edilecek bir durum olmaz.
Or you can follow the money, which nine times out of ten will get you closer to the truth.
Ya da parayı izlersiniz, ve bu, on olayın dokuzunda sizi gerçeğe yaklaştırır.
Your poor mother who was spending a few tranquil moments with your father drinking his one nightly beer in his white shirt with the sleeves rolled up and nine times out of ten she would settle things by forcing a reluctant Franz to part with a few of his fireflies,
Zavallı annen, kolları yukarı kıvrılmış beyaz gömleğiyle, akşam birasını... yudumlayan babanla birlikte olduğu, birkaç huzurlu anından birini yaşarken, onda dokuzunda, isteksiz Franz'ı birkaç ateşböceğini seninle paylaşmaya zorlayarak durumu çözerdi.
Nine times out of ten it's an electric razor, but... every once in a while... it's a dildo.
Onda dokuz tıraş makinesi çıkar ama... Arada bir... Vibratör de olur.
Nine times out of ten.
Onda dokuz.
Then when you see them up close, nine times out of ten,
Yakından gördüğün zaman... 10 üstünden 9 kez, olmasaydı dersin.
Nine times out of ten, there's a human perpetrator.
Onda dokuz ihtimalle, içeride bir suçlu gizleniyordur.
I don't care if I get slapped up the side of the head nine times out of ten.
10'un 9'unu tutturamadıysam.. Umrumda değil adamım..
You know, Calleigh, nine times out of ten, I'm pulling steel out of a shotgun wound.
Her 10 vakadan dokuzunda çelik saçma çıkarırım.
Whatever you thought your intentions was coming on me like you did... nine times out of ten, that'll be the last fucking move you ever make.
Niyetin ne olursa olsun, bir daha öyle üstüme gelirsen... onda dokuz ihtimalle bu son hareketin olur.
Nine times out of ten, an individual will select numbers that mean something - - birthdays, anniversaries, addresses.
Bu seçilen numaraların 10'da 9'u bir anlama sahipler- - Doğum günleri, yıldönümleri, adresler gibi anlamları var.
Nine times out of ten, they let you down.
Yüzde doksan, seni yarı yolda bırakıyorlar.
And I hate losing friends over girls,'cause nine times out of ten it ain't worth it
Ve kız yüzünden arkadaş kaybetmekten hoşlanmam çünkü onda dokuz buna değmez.
Nine times out of ten, you would've bust on that same hand, chump.
Hemen hemen, her el kazandın, mankafa.
Nine times out of ten, but there's 52 cards in the deck, and you already burnt 11 out of 12 face cards, plus all your tens and aces.
Hemen hemen. Destede, 52 kart var. Ve sen zaten 12 renkli kartın 11'ini çıkarmıştın.
Nine times out of ten, they were molested.
10 kerede 9 defa tecavüze uğramışlardır.
Well, when a musician put his hand to murder, nine times out of ten a drummer done it.
Bir müzisyen cinayet işlemişse 10'da 9'unda kesin davulcudur.
Nine times out of ten, The owner leaves the valet key In the glove compartment.
On tanesinden dokuzu,... anahtarı torpidoda saklar.
Nine times out of ten, Cars like these Are left unlocked.
On taneden dokuzu da,... bunun gibi kapıyı kilitlemez.
And nine times out of ten, decisions he makes anticipate what's going to be splashed across the front page of your paper.
Ve 10 olayın 9'unda verdiği kararlar senin gazetenin ön sayfasında yazılacak haberi belirler.
Nine times out of ten, I feel like jumping across this table And ringing the person's neck, you know.
On olaydan dokuzunda içimden, şu masanın üstünden uçup karşımdakinin boynunu kırıvermek geliyor.
But nine times out of ten, a fight, a war, a battle, is won without the first punch being thrown, the first shot being fired, the palace captured, and that, that is when you have honor!
Lakin, her on savaşın, on dövüşün veya çatışmanın dokuzu ilk yumruk atılmadan,... tek el ateş edilmeden ve saray zaptedilmeden kazanılır. İşte bu, bu onur kazandığın andır.
Nine times out of ten it's a girl.
Onda dokuz ihtimal bir kızla alakalıdır.
Nine times out of ten, it's the husband.
10'da 9 ihtimalle yapan kocası bence.
Nine times out of ten you'll find something simple to fix.
% 90 hastada düzeltilebilecek bir sorun.
Nine times out of ten, I would have sent the blast.
Yüzde doksan o haberi gönderirdim.
Fortunately, in Hollywood, we see it a lot, though nine times out of ten it's seen in women.
İyi ki, Hollywood'da çok rastlıyoruz buna. Yine de, 10 vakanın 9'unda kadınlarda görülür.
You lose that battle nine times out of ten.
Bu savaşı 10'da 9 ihtimalle kaybedersin.
I mean, nine times out of ten- - Well, seven- - You get yourself all worked up over nothing.
% 90 bilemedin 70 ihtimalle o kadar hazırlanman boşa çıkar.
You know, nine times out of ten, You can make a lawsuit go away If you apologize.
Onda dokuz ihtimalle karşı tarafın dava açmasını özür dileyerek engelleyebilirsin.
You think the fire startolder house like that, Nine times out of ten it's faulty wiring.
Böyle eski evlerde, on yangından birinin sebebi hatalı tesisattır.
But if they said, "officer Bessie, well, They may have had a reason, blah, blah, blah, blah..." Well, nine times out of ten, that's the anus they checked.
Ama eğer, "Memure Bessie, belki de bir gerekçeleri vardır, falan, filan." derlerse onda dokuz ihtimal kontrol edilen anüs onlarınki olur.
Nine times out of ten, when a sportscaster is referring to someone as a "class act," they're talking about a head coach who's black.
10'da 9, bir spor sunucusu birisine "tarz sahibi" dese siyah bir baş antrenörden bahsediyordur.
because nine times out of ten when she loses something, that's where they end up.
... çünkü kaybettiği on şeyden dokuzu sonunda oradan çıkıyor.
Well, we don't know for sure, but nine times out of ten in these cases, we suspect drugs and...
Yani biz de tam emin değiliz ama bu durumların onda dokuzunda uyuşturucudan şüpheleniriz ve de...
Listen Brooke, people become hermits for a reason, nine times out of ten it's because they're nuts.
Dinle Brooke, insanlar bir sebepten dolayı yalnız kalmak ister. Bunların 10'da 9'u kafayı yemiş insanlardır.
The places we've been. Hm? Nine times out of ten, the human race hadn't even begun.
Gittiğimiz yerlerin yüzde doksanında, daha insan ırkı ortaya çıkmamıştı bile.
Ray, nine times out of ten the male partner is the one who drives these murderous dyads, but not in this situation.
Ray, onda dokuz erkek bu ölümcül çifti yönlendirir ama bu durum pek öyle değil.
Nine times out of ten, perp runs out back.
- Fail yüzde 90 arkadan kaçar.
In a real war, the side with the greater number wins, nine times out of ten.
Gerçek bir savaşta kalabalık olan taraf kazanır. 10'da dokuz böyledir.
Nine times out of ten, it's the weird stalker guy.
10 davanın 9'unda genelde sapık eleman katil çıkar.
Nine out of ten times, I'd be running the other direction.
Yiğitliğin onda dokuzu kaçmaktır, bilsem topuklardım.
Well, in my experience, if you suspect something like that, nine out of ten times you're right.
Deneyimlerime göre böyle bir şeyden şüpheleniyorsan onda dokuz haklısındır.
Nine out of ten times, Sara.
Bu ameliyatta hastaların 10'da 9'u ölür Sara.
Nine out of ten times I am nothing.
On atıştan dokuzunu ıskalarım.
Nine out of ten times, the attack fails.
Her on denemenin dokuzu başarısızdır.
Nine times out of ten.
10 seferin 9'unda evet.