No offense tradutor Turco
3,536 parallel translation
She's a girl and she's fancy, no offense.
- Bir de alınma ama, süslü püslü biri.
No offense, but if my neighbors saw you coming in here dressed like that, they might think you're a whore-ably attractive young lady.
Alınma ama eğer komşularım bu kıyafetle buraya geldiğini görürlerse senin fa... hiş derecede çekici, genç bir kadın olduğunu düşünürler.
No offense. Maybe Finch wants control of the machine himself.
Alınma ama belki de Finch makineyi kendisi kontrol etmek istiyordur.
No offense, James.
Darılmak yok, James.
No offense, but he resembled you, though slightly older.
Alınmayın ama sizin daha yaşlı halinize benziyordu.
No offense, but I've done rougher descents during the war looking for underground bunkers.
Alınma ama savaşta yeraltı sığınakları ararken daha çetin ceviz yamaçlardan geçtim.
No offense.
Üstünüze alınmayın.
- No offense.
Üzerine alınma.
No offense, it's just something I'd rather talk to him about.
Alınma ama onunla konuşmak istediğim bir şey.
I... no offense.
Üzerine alınma.
No offense, Jeff, but trust me. The last thing I want to talk about is the power.
Üstüne alınma Jeff ama inan bana elektrik, konuşmak istediğim en son şey.
No offense.
- Alınma.
No offense.
Üzerine alınma.
No offense.
Alınmaca yok.
And no offense, Kate, but I can't see how any shrink could ever get me to quit smoking.
Ve alınma lütfen Kate ama herhangi bir psikiyatristin bana sigarayı nasıl bıraktıracağını bilemiyorum.
I take no offense.
Üstüme alınmıyorum.
No offense.
Alınma hemen.
Hey, Reese, no offense, if the vigilante thing doesn't work out, I'm not really seeing a future for you in conflict resolution.
Reese, alınma ama bu yasa dışı kanun infazcısı olayı işe yaramazsa bu çıkar çatışması içerisinde senin için gerçekten bir gelecek göremiyorum.
No offense.
Alınma sakın.
No offense, but any second, I'm going to wake up someplace awful.
Alınmayın ama her an uyanıp korkunç bir yere gidebilirim.
No offense, ma'am, but I know what market prime is.
Kusura bakmayın, hanımefendi ama rayici biliyorum.
Uh... no offense, Wade, but I'm not looking to be set up right now.
Alınma ama Wade, görücü usülü birini aramıyorum şu an.
But I didn't think you'd drop everything to go gallivanting with some, no offense, Spaniard.
Ama senin her şeyi bırakıp aylaklık edeceğini hem de, alınma ama, bir İspanyalıyla düşünmemiştim.
I meant no offense.
Seni kırmak istemedim.
I mean, no offense, but this is a raccoon, a green lady, a monster guy, and a twig in a pot.
Yani, alınma, ama bunlar bir rakun yeşil bir bayan, bir canavar herif ve de saksıdaki bir dal.
Uh-huh. Well, uh, n-no offense, honey, but we all thought you were dead until, like, a week ago.
Alınma tatlım ama senin de bir hafta önceye kadar öldüğünü sanıyorduk.
Your boss is not a clever man... no offense.
Alınma ama, patronunun kafası basmıyor.
No offense.
Alınma.
No offense. And worst of all, you hesitated at the moment of contact.
En kötüsü de temas ânında tereddüt ettin.
No offense, but I'm not sure I follow why you've invited me here.
Alınma ama beni buraya neden çağırdığını anlayamadım.
No offense, but I don't know you.
Alınma ama sizi tanımıyorum.
No offense, Jerry.
Alınma, Jerry. Alınmadım.
And no offense, Mr. Grayson, but my only fear coming into tonight was that you'd try to sic him on me again.
Alınmayın ama Bay Grayson ama bu gece gelirken ki tek korkum o adamı yeniden üzerime salmanızdı.
No offense, but what's the difference between you and them?
Alınma ama senin onlardan ne farkın var?
No offense, but your whip sucks.
Alınmayın ama sizin kağnı berbat.
Well, no offense, but why would he want to eat you guys?
Alınmayın ama neden sizi yemek istesin?
No offense, but I've met my share of salesmen.
Alınma ama menkul değer simsarıma danıştım.
No offense, Qetsiyah.
Alınma ama, Qetsiyah.
No offense, Wendy.
Üzerine alınma, Wendy.
No offense, I think I can fill my time.
Alınma ama vaktimi dolu dolu geçirebilirim.
I mean, no offense to present company.
Arkadaşlar üstüne alınmasın.
Ben. No offense, but you're kinda the hookup king.
Ben, alınma ama sen tek gecelik ilişkiler kralısın.
No offense, but actually, I have no idea who a lot of people are.
Alınma ama pek çok kişinin kim olduğu hakkında bir fikrim yok.
And if that happens- - no offense- -
Eğer böyle bir şey olursa da...
I mean, no offense, but what your brother did...
Darılmak yok, ama kardeşinin yaptığı...
- Antonio is... - Okay, no offense, but I feel like we need to go beyond Antonio at this point.
- Tamam, alınma ama bu noktada Antonio'nun da ötesine gitmemiz gerektiğini düşünüyorum.
No offense.
Darılmaca yok.
No offense, but Zoya's English was a little no bueno.
Alınma ama Zoya'nın İngilizcesi pek de iyi değildi.
No offense taken.
- Alınmadım.
No offense, Sheriff, but you really stink.
Darılma Şerif, ama gerçekten berbat kokuyorsun.
- No. - Offense or defense?
- Savunma mı hücum mu?