English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ N ] / Noblewoman

Noblewoman tradutor Turco

29 parallel translation
You told them you were an impoverished noblewoman?
Onlara "yoksul düşmüş bir soyluyum" dedin mi?
Lady Anne Askew, an English noblewoman accused of treason... is being put to the question.
Bayan Anne Askew, İngiliz soylu kadın, ihanetle suçlandı... sorguya çekildi.
His mother was born a noblewoman.
Annesi de asil bir ailenin kızı.
He abandoned his devoted wife,... married a noblewoman to advance his career,... and took her to his new post.
İyi olan karısını boşadı ve çıkarları için ünlü bir ailenin kızıyla evlendi. ve karısını yeni karakola götürdü.
He is the husband of a young noblewoman.
O soylu bir genç bayanın kocasıdır.
Did you know she was a noblewoman?
Soylu biri olduğunu biliyor muydun?
I've never seen a noblewoman's breasts.
Hiç asil bir kadının göğüslerini görmemiştim.
She looks like a noblewoman or something.
Soylu kadın gibi bir şey sanırım.
If you're going to be a noblewoman you must play the part.
Asil bir kadın gibi olmak istiyorsan onlar gibi davranmalısın.
A noblewoman stripped naked and beaten on the streets.
Sokaklarda soyulan ve dövülen asil bir kadın.
How dare you criticize a noblewoman, you low-class wench?
Ne cüretle asil bir kadını eleştirirsin, seni bayağı fahişe!
I thought you were a rich noblewoman looking to donate your fancy jewels to a good cause.
Seni, muhteşem mücevherlerini iyi bir amaç için bağışlamak isteyen zengin bir soylu sandım.
I don't feel like a noblewoman, I feel more like a prisoner.
Asil bir kadın değil, bir esir gibi hissediyorum ama.
I heard he went after a Chinese noblewoman.
çinli bir kadının peşinden gittiğini duymuştum.
I don't know if she's a noblewoman or a Fisherman's wife... Or a whore.
Asil bir kadın mı, bir balıkçının karısı mı yoksa bir orospu mu bilmiyorum.
In the middle ages, a knight would undergo challenges to prove himself worthy of a noblewoman's love.
Orta Çağ'da bir şövalye pek çok zorluğun altına girip kendisinin soylu bir kadının aşkına layık olduğunu ispatlardı.
- Oh, I get it. She's not the noblewoman. She's the challenge.
Sophie soylu kadını değil, zorluğu simgeliyor!
None of these fellows have ever been with a noblewoman.
Bu adamların hiçbiri asil bir kadınla olmamıştır.
The more salient question..... is why would a noblewoman risk her reputation on a lowly artisan?
Daha dikkat çekici soru ise neden soylu bir kadının itibarını soysuz bir sanatkar için tehlikeye atmış olacağı.
Get engaged to a wealthy noblewoman. Stage a fancy party and then she gets out all the family jewels.
Zengin bir kadınla nişanlan, bir yemek düzenle ve sonra tüm aile mücevherlerini al.
Lysette Penhallick was an English noblewoman.
Lysette Penhallick bir İngiliz asilzadesiydi.
I'm taking a noblewoman back to the castle, and she has gone into labor.
Soylu bir kadını saraya geri götürüyordum ve doğumu başladı.
The guards thought he attacked that noblewoman.
Gardiyanlar oradaki birine saldırdı sandılar.
Maybe I could make her a noblewoman and maybe she could have a little castle as well.
Belki onu asil bir kadın yaparım ve küçük bir şatoda yaşayabilir.
Got a noblewoman to marry back home.
Evde evlenecegim asil bir kadin bekliyor.
And you'll be a true noblewoman.
Gerçek bir asilzade olacaksın.
I can't leave a beautiful noblewoman To wander out here all alone.
Güzel ve soylu bir leydiyi buralarda yapayalnız bırakamam.
She-wolf and vestal virgin, noblewoman and fiishwife... somber and festive. What am I?
Neymişim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]