Not that i'm aware of tradutor Turco
285 parallel translation
I'm fully aware that you do not approve of my coming to Siam.
Siyam'a gelişimi onaylamadığınızın gayet iyi farkındayım.
Mrs. MacKenzie, I'm aware of your deep concern over the suicide... but that's not the point at issue.
İntihar konusundaki üzüntünüzü anlıyorum ama konumuz o değil.
Perhaps you're not aware of the fact that I got my Medal of Honor for disobeying orders.
Belki de Onur Madalyamı emirlere karşı gelerek... -... aldığımı bilmiyorsundur.
I am certain that by now this court is well aware of the peculiar involvement of Lieutenant Cantrell in this case. So I trust that I shall not again be charged with employing cheap, legal tricks when I call as my next witness, Defense Counsel himself.
- Şimdiye kadar dinlediklerimizden oldukça eminimki mahkememiz, Teğmen Cantrell'in bu olayın içinde tuhaf bir şekilde yer aldığının farkındadır ve bu nedenle, ucuz ve yasal hileri kullanmakla suçlanmayacağıma güveniyorum ve sonraki tanığım olarak savunma makamının temsil eden,..
- The dowry, huh? - Sí. I am aware, of course, that in America it is not important.
- Bunun, Amerikalılar için önemli olmadığının farkındayım.
"No interference with normal social development." I'm not only aware of it, it was my survey 13 years ago - that recommended it.
"Normal sosyal gelişime karışmak yok." Ben tavsiye ettim.
Now, all the time I was watching this I was beginning to get very aware of, like, not feeling all that well.
Sabah akşam bunu izledikçe pek de iyi hissetmediğimi farketmeye başlamıştım.
Uh, I - I wonder if you've been aware of that or not.
Uh, ben merak ediyorum, siz bunun farkında mısınız?
I'm trying to make you understand, I'm aware of the realities of my situation that I'm not fated to be a menace to society.
Sadece, durumumun farkında olduğumu, toplum için bir tehdit olmadığımı anlamanızı sağlamaya çalışıyorum.
Not that I'm aware of, Sarah.
Farkında değilim Sarah.
I wanna talk with your father... about a new twist in video that he may not be aware of.
- Ne istiyorsun? Videodaki, belki de farkında olmadığı, yeni bir değişiklikle ilgili konuşacağım.
I do not let him see that I'm aware of his defect.
Beceriksizliğini farkettiğimi anlamasına izin vermedim.
Not that I'm aware of, no.
- Bildiğim kadarıyla hayır.
Not that I'm aware of.
Benim dikkatimi çeken birisi yoktu.
No, not that I'm aware of.
Bildiğim kadarıyla yok.
I asked Robin for The Food Chain flash report and apparently you've made a decision that I'm not aware of.
- Robin'den Food Chain'in özet raporunu istedim. Belli ki haberim olmadan bir karar vermişsin.
I'm well aware that you somehow consider yourself as outside the normal chain of command but let me remind you that this is a SERVICE not a free-for-all!
Ama sana hatırlatırım. Burası bir servis, dingonun ahırı değil.
- Not that I'm aware of.
- Henüz gelmeyeceğimi bilirler, efendim.
No, not that I'm aware of.
Bildiğim kadarıyla değilim.
I'm not going to deny that I was aware of your beauty... but the point is, this has nothing to do with your beauty.
Güzelliğinizin farkında olduğumu inkar edecek değilim... ama bunun güzelliğinizle hiçbir ilgisi yok.
I became acutely aware of the dangers... that police officers go through, law enforcement officials go through... that I think much of the public is not really sensitive to.
Polis memurlarının, emniyet görevlilerinin yaşadığı tehlikelerin farkındaydım. Bence toplum bu konulara gereken hassasiyeti göstermiyor.
I'm not aware of anything like that.
Benim böyle birşeyden haberim yok.
Not that I'm aware of.
Farkında olduğum yok.
I'm not aware of having made that statement, but, um... it's a small matter.
Bu ifadenin verildiğinden haberim yok, fakat önemsiz bir mesele.
Was there a second date that I'm not aware of? No.
Bilmedigim ikinci bir çikma durumumuz oldu mu?
- Not that I'm aware of.
- Bildiğim kadarıyla hayır.
Is there something going on that I'm not aware of?
Benim farkında olmadığım birşeyler mi oluyor?
- Not that I'm aware of.
- Korkarım hayır.
Not that I'm aware of Why, are you planning to?
Bildiğim kadarıyla hayır. Niçin? Yapacak mısın?
Not that I'm aware of.
Farkında olduğum bir neden yok.
Not that I'm aware of.
Fark ettiğim kadarıyla yok.
I'm sorry, I'm not aware of that term.
Özür dilerim, ama ben o terimi bilmiyorum.
I'm not aware of any other movement of Americans that were as futile as that rout was, and it was a rout.
Amerikalılar'ın, bizi yenilgiye uğratmak için yaptıkları hiçbir hareketin farkında değildim ve bu bir hezimetti.
" Personally, I'm not aware of that.
" Şahsen ben bundan haberdar değildim.
I am fully aware that the standard of my singing was not quite up to the mark.
Şarkıyı tam olarak istenilen düzeyde icra edemediğimin farkındayım.
Does that imply that there's a problem I'm not aware of?
Benim farkında olmadığım başka bir problem olduğu anlamına mı geliyor?
Unless you have a degree in Vulcan neurobiology that I'm not aware of, there's nothing you can do.
Farkında olmadığım, Vulkan nöro bilimi hakkında bir dereceniz yoksa, yapabileceğiniz bir şey yok demektir.
Not that I'm aware of.
Farkında değilim.
No, sir, you haven't broken any laws, not that I'm aware of.
Benim bildiğim kadarıyla yasa çiğnemediniz.
No. Not that I'm aware of.
Hayır... haberdar değilim.
Are you not aware that I graduated top of my class?
Sınıfımın birincisi olarak mezun olduğumun farkında mısınız?
You shut her up man, and I was not aware that my friend is the son of a rich man.
Ağzının payını verdin, arkadaşımın zengin bir adamın oğlu olduğunu bilmiyordum.
Not that I know of, and, I think I'd probably be aware of that one.
Bildiğim kadarıyla yok, zaten olsa da fark ederdim sanırım.
- Have you ever been married? - No, not that I'm aware of.
Bildiğim kadarıyla hayır.
- Not that I'm aware of.
- Bildiğim kadarıyla yok.
Because I couldn't forget the faces of people who were not aware that I'll blow their brains out.
Çünkü beynini dağıtacağımın farkında olmayan insanların yüzlerini unutamıyorum.
I mean, you may not be aware of this yet but I'm pretty awesome like that.
Şimdi farkında değilsin ama bu işte harikayımdır.
Not that I'm aware of.
Bildiğim kadarıyla yok.
I'm aware of that, but Dr. Carter's not here right now. - We'll wait.
Bunu biliyorum ama Dr.Carter şu anda burada değil.
Not that I'm aware of.
Korkarım hayır.
Not that I'm aware of.
Benim farkında olduğum yok.