Not that i know of tradutor Turco
2,243 parallel translation
Not that I know of.
Bildiğim kadarıyla yok.
Not that I know of, but he does know how to handle a loose cannon. - Today, Nick McCullers showed up.
Bildiğim kadarıyla değil ama sorumsuz insanlarla nasıl başa çıkılacağını biliyor.
Not that I know of.
Bildiğim kadarıyla yoktu.
Not that I know of.
- Bildiğim kadarıyla yok.
Not that I know of. Why? No reason.
- Hayır, bildiğim kadarıyla kimse gelmedi.
- Not that I know of.
- Benim bildiğim öyle değil.
Not that I know of.
Bildiğim bir şey değil.
Not that I know of.
Bildiğim kadarıyla hayır.
- Not that I know of. But it's just a matter of time.
Bildiğim kadarıyla hayır ama yakındır.
- Not that I know of.
- Bilmiyorum.
Yeah, I know, but I've... I've been to the Isle of Wight..... so it's not really that much of a culture shock.
Evet biliyorum ama Wight adasında da bulunmuştum yani oradaki kültürel şoka kıyasla pek bir şey sayılmaz.
Yes, not that any of you slackers care. Eligibility for the scholarship requires a 4.5 GPA, at least a 2300 on your SATs, math and verbal, top scores on all class projects and a glowing letter of recommendation from me. And as you know, I don't glow often.
Evet ama siz tembellerin hiç biri umursamıyor burs alabilmek için 4,5 not gerekiriyor hiç değilse ÖSS de matematik ve sözel 2300 puan bütün sınıf projelerinden en yüksek not ve benden ateşli bir tavsiye mektubu ve bildiğiniz gibi çok sık parlamam
- That's a lot of money. - Then there's no dance, and if there's no dance, I am not the queen. I don't know.
- çok para var - o zaman dans olmayacak ve eğer dans yoksa bende kraliçe olmam bilmiyorum para bunu yapamaz çoğunuzun bildiği gibi dün gece bir soygun yaşadık hırsızın öğrenci olduğuna dair çok güçlü kanıt var çünkü okul mülküne ahlaksızca saldırmıştır.
I think that both you and I know that I'm not a big fan of mud-slinging, dirty politics, negative anything.
Sanırım sen de benim çamur atmayı, kirli politikayı, negatifliği sevmediğimi biliyoruz.
I also know that a lawyer's not gonna make a damn bit of difference.
Ayrıca bir dava vekilinin hiçbir şeyi değiştiremeyeceğinin de farkındayım.
Of course that I know and you. But remember you're not Thi.
Tabii ki tanıyorsun, ama hatırlamıyorsun.
At least we know that... one of them is alive and true, otherwise I could not pay rent.
En azından bir tanesinin, yaşıyor ve gerçek olduğunu biliyoruz, değilse, kiramı ödeyemezdi.
Not that I know that a lot of people.
Gerçi fazla tanıdığım da yok ama.
I'm saying that you know Christopher's innocent and you're not exactly fond of diplomats.
Demek istediğim, Christopher'ın masum olduğunu biliyorsun ve kesinlikle diplomatlardan hoşlanmıyorsun.
Smart enough to know that I can cause it a world of hurt, maybe even kill it, and smart enough to know that I'm choosing not to.
Ona büyük zarar verebileceğimi,... hatta öldürebileceğimi anlayacak kadar zeki. Ve bunu tercih etmediğimi anlayacak kadar zeki.
But in my long experience, I know that the cold-blooded murder of one child by another is so rare as to be almost unknown - unless the perpetrator is not in their right mind.
Ama uzun tecrübelerime göre, biliyorum ki başka biri tarafından soğuk kanlılıkla işlenen bir çocuk cinayeti neredeyse bilinmemesi çok nadirdir... eğer katil aklı başında olmayan biri değilse.
What I know, from experience, Constance, is that two people together are capable of carrying out acts that alone they would not dare.
Tecrübelerimden ne öğrendim biliyor musun, Constance, iki insan birlikteyken tek başlarına altından kalkamayacakları konularda daha cesaretli olurlar.
I just think part of what's getting you down, Kim, is that, you know, you're not really doing anything.
Senin moralini bozan şeyin birazı da bu Kim, biliyorsun gerçekten kayda değer bir şey yapmıyorsun.
Not that you'd be a real boyfriend but a boyfriend I could do things with... - Heh. ... instead of, you know, just getting finger-banged all the time.
Tabii sen de gerçek bir sevgili olmayacaksın ama sürekli parmaklamaktan başka bir şeyler yapabileceğim bir erkek arkadaşım olacak.
But after what happened to us in the camp, I know that they don't want us here - - not any of us.
Ama kampta bize olanlardan sonra bizi burada istemediklerini biliyorum.
Jack Carter may not have a bunch of degrees, but in many ways, he is the smartest man that I know.
Jack Carter, diplomaları olmasa bile, birçok açıdan tanıdığım en zeki insandır.
I did not know that the epidemiology was one of your specialties'.
Vesaire, vesaire. Epidemiyolojinin ( * * ) senin uzmanlık alanlarından biri olduğundan haberim yoktu.
I was in the grip of something that I could not control, I think you know.
Kontrol edemediğim bir şeyin pençesindeydim, Sanırım bunu biliyordun.
Well, then I am surprised that do not know of his death.
Şey, o zaman öldüğünü bilmediğinize şaşırdım.
He's making lots of noise, and I know that's not doing one thing for Wee Man's confidence.
Çok gürültü yapıyor ve bunun Wee Man'in cesaretini artırmadığını biliyorum.
- I do solemnly declare that I know not of any lawful impediment that I know not of any lawful impediment why I, Jacob Matthew Helm why I, Jacob Matthew Helm...
- Ben Jacob Matthew Helm Anna Maria Gardner ile evlenmeme...
Actually, I've also been doing a ton of research, and it turns out that Nick's coffee is a supercool company, which I did not know, and they give a ton of money to african kids
Aslına bakarsan, bayağı bir araştırma yaptım ve Nick'in dükkanının bayağı güzel bir dükkan olduğu ortaya çıktı. Ki daha önceden bunu bilmiyordum. Afrikalı çocuklara bayağı para yardımı yapıyorlarmış.
It's been a couple of days and- - not that I'm a rules girl but uh, you know, it's starting to feel kind of weird so uh.
Kaç gün geçti, kuralları olan kızlardan değil ama kendimi biraz tuhaf hissetmeye başladım.
Look, guys, I know what it's like not to have a lot of friends, so you make up a story and then that story gets some traction, and suddenly, all the kids who laughed at your "Quantum Leap" book bag
Bakın gençler, çok fazla arkadaş sahibi olmamanın nasıl bir şey olduğunu bilirim. Bu yüzden bir hikaye uydurursun sonra herkes hikayeyi çeker. Sonra birden, sırt çantanla dalga geçen insanlar seni dinlemeye başlarlar.
Hey, you know, I, I'm not really sure that your boy's got much of a future in racing, but hey... you can always change the name of that shop to Kruger and Son.
Oğlunun yarışlarda bir geleceği olduğundan emin değilim ama tamirhanenin adını her zaman "Kruger ve Oğlu" na çevirebilirsin.
What division doesn't know is that I have a partner on the inside, Alex, one of their brightest stars, and she's not my only ally.
Bölüm'ün bilmediği şey ise içeride bir ortağım olduğu, Alex. Bölüm'ün en yeni gözdesi ayrıca tek müttefikim o değil.
It's funny in the punk scene, because, you know, I try to always instill that Pennywises, the Bad Religions, the NOFX's, the bands are starting to go on their 20, 25 years of existence. And it's not been that meteoric rise and fall of these bands.
Punk çevresinde bu komik gözüküyor çünkü Pennywise'ı Bad Religion'ı, NOFX'ı örnek gösterecek olursak bunlar 20-25 yıldır varlık gösteren gruplar ve bunların listelerde yükselip alçalmaları çarpıcı değil.
I'm not that bright, I'm not that smart, and I don't have a lot of intelligence, so believe me, I know how lucky I am to have these guns.
Ne o kadar zekiyim, ne de becerikliyim. Bende o kadar akıl ne gezer? İnan bana, bu zıpkınlara sahip olduğum için şanslıyım.
Yo-you should know that I have a long track record of letting women down, and my business is falling apart, so I'm not very available, emotionally or, or emotionally.
Kadınları yüz üstü bırakma konusunda sağlam bir geçmişim olduğunu ve işimin yolunda gitmediğini bilmelisin. Yani pek uygun değilim şu an duygusal olarak veya duygusal olarak.
He's part of the taming program that I've initiated..... is that we get Jamie here dressed as a sheep so that Emily's not scared,'cause it thinks it might be a bloke sheep, you know, so...
Bununla ilgilenmeliyiz. Gerçekten üşümüşlerdi. - Hadi ama.
And I know it's not the'80s anymore and heaps of the founding blokes have moved on and that but I think the legend of the Mucca Mad Boys still lives on, it's still very much alive today.
Artık 80ler değil biliyorum. Ve kurucu üyelerden bazıları çekip gitti. Ama Mucca Mad Boys efsanesi hala hayatta.
Mucca Mad Boys sort of own it, so don't go out there when you know that it's not yours, do you know what I'm saying?
Blakeys'in orda sabahtan beri Fennel Hell Men üyeleri takılıyormuş.
I mean, it's really not that big of a deal, you know?
Yani gerçekten büyütülecek bir şey değil, anlarsınız ya?
I felt in a certain basic sense that was not the right thing to do to somebody, you know, who had been part of my life for so many years, and that I was definitely doing something that he somehow would feel was unjust or wrong.
Uzun yıllarca hayatınızın bir parçası olmuş birine yapılmaması gereken bir şey olduğu hissine kapılmıştım. Kesinlikle bunun haksızlık ve yanlış olduğunu düşüneceği bir şey yapıyordum.
And I do not want anyone else, besides the two of us know that.
Hiçbir şey bilmek istemiyorum ve sizin haricinizde kimsenin bir şey bilmesini de istemiyorum.
You know, Ed, let's just say for the sake of argument that you did not receive any of the six letters I sent you or the numerous phone messages I left or that you weren't at home yesterday
Ed diyelim ki sana yolladığım altı mektubu da almadın. Veya bıraktığım sayısız sesli mesajı.
All that I know is that when the authority of a government is challenged, that government will do everything in its power to ensure they are not exposed as the... liars and murderers... that they are.
Bütün bildiğim, bir hükümet otoritesine meydan okunduğunda, o hükümet gücü dahilinde her şeyi yapacaktır, yeter ki yalancı ve katil oldukları ortaya çıkmasın.
- I know that dressing up like an eagle and beating the crap out of a panda in front of a bunch of kids is not the best way of telling you.
Kartal kılığına girip çocukların önünde pandayı dövmek bunu söylemek için iyi bir yöntem değil.
But just so you know, I'm not that kind of person.
Ama bilesin, ben onlardan değilim.
Um, general, I'm not so sure that Vivian is really built for this sort of mission, you know.
General, Vivian'ın bu tarz bir görevin altından kalkabileceğini sanmıyorum.
I was calling to let you know that I spoke to the Dean of admissions today, and I'm afraid it's not good news.
Dean'la konuştuğumu haber vermek için aramıştım ve korkarım ki haberler kötü.