English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ N ] / Nougat

Nougat tradutor Turco

89 parallel translation
Here are your chocolates with the nougat inside and those banal movie magazines you're so fond of.
Nugatinli çikolataların ve bayıldığın banal sinema dergilerin.
Montelimar is for nougat.
Montelimar'da nuga satılır.
- How much is the nougat?
- Bu helva kaç para?
A little nougat.
Biraz şeker.
I do not think you gave me nougat or even finish your egg.
Yumurtanı bitirmeden şekerini yiyemezsin.
Well, maybe that's because you don't have a creamy-nougat centre.
Peki bunun sebebi senin kremli badem göbeğin olmasın.
The trouble was that the nougat got caught in the straw.
Ama maalesef... ... fındıkları kamışı tıkıyordu.
That is because my doctor says that I have a very serious nougat deficiency.
Çünkü doktorum bana dedi ki bende çok ciddi nuga eksikliği varmış.
It's got chocolate, peanuts, nougat.
İçinde çikolata, fıstık ezmesi, nuga var.
That's a little nougat.
Bu nugat.
Nougat?
Nugat mı?
I think I've reached a point in my life where I can tell between nougat and cookie.
Nugat ile kurabiyenin arasındaki farkı anlayabilecek yaştayım.
- Nougat?
Nugat?
I don't know, nuts, nougat...
Bilmiyorum, fındıklı, nugatlı... Bak, beni yalnız bırak.
"Candy Warhol." "Xavier Nougat."
"Candy Warhol." "Xavier Nougat."
Major Nougat, Gooey, Cocoa... put down those entertaining Mattel products.
Binbaşı Helva, Karamel, Kakao derhal Mattel oyuncaklarıyla oynamayı bırakın.
YEAH, I'M ALLERGIC TO PEANUTS, LICORICE AND NOUGAT.
Evet, fıstık, meyan kökü ve nugaya karşı alerjim var.
HOW CAN YOU POSSIBLY BE ALLERGIC TO NOUGAT?
Nuga'ya karşı nasıl alerjin olabilir?
- Oh, Lord, my ears are filled with nougat!
- Tanrım, kulaklarım helvayla doldu!
It's the nougat that makes it chewy.
- Nuga, pastayı sakız gibi yapmış.
Vanilla cream, nougat, candied fruit, brandy from Mayence, the finest...
Bir kap vanilya, koz helvası, meyve şekerlemesi, Mayence'dan rakı, o en iyisidir...
I can buy some nougat.
Biraz kos helvası alabilirim...
Uh, nougat?
Nuga?
Chocolate-covered honey-nougat praline bombs.
Bak ne aldım. Ballı, pralinli, nugalı çikolata kaplı şekerleme.
And I gotta tell ya, underneath that crunchy chocolate shell Jake's a big, warm nougat of a guy.
Ve şunu söyliyeyim, patlamış pirinçli çikolatalarınızı saklayın Jake büyük sıcak bir nugat adamıdır.
The nougat?
Nugat'ı mı diyorsun?
You see, beneath the fossil's crunchy mineral shell... There's still a creamy core of dog nougat.
Fosilin sert mineral kabuğunun altında halen köpeğin kremamsı özü duruyor.
You can either be a jerk as usual, or you can accept this gracious offer and get some caramel draped in nougat.
Bak, her zamanki gibi dallama olabilirsin, ya da bu cömert teklifi kabul edip, karamelli bir nuga alabilirsin.
As soon as I finish this nougat, caramel, pretzel thing.
- Ciddiyim. Şu şekeri bitirir bitirmez.
So they'd have more of a nougat-y centre?
Yani ortaları daha çok nugalı mıdır diyorsun?
Don't those Espinosas have nougat?
O Espinoza'larda koz helva yok mu?
... or nougat or butter brittle or caramel or sprinkles.
"Nugat da değil,..." ... kakao yağı, krokan veya karamel de değil.
I knew beneath this hard, crispy outside there was a soft, nougat-y center in there.
Bu sert ve gevrek kabuğun altında yumuşak, helva gibi bir şey olduğunu biliyordum.
Well, I bet if he were covered in chocolate and had a nougat inside, you'd know exactly where he were at.
Şey, eğer o çikolata kaplı olsa ve içerisinde nuga olsaydı o zaman tam olarak nerede olduğunu bilirdin.
That day she was making... stuffed peppers, no... marinated peppers, stuffed zucchinis, rabbit... with couscous, followed by nougat with mascarpone.
O gün biber dolması, hayır... zeytinyağlı dolma, kabak dolması, kuskuslu tavşan, ve arkasından kremalı peynir ile koz helvası yapmıştı.
You really smell like nougat.
Nuga kokuyorsun.
A thin crust, magma and a chewy nougat center.
Anladım. İnce bir kabuk, magma ve merkezde sıvımsı çekirdek.
Nirvana Nougat.
Nirvana Nugat.
But you hate nougat. I know!
- Sen nugattan nefret edersin.
What is nougat?
- Nugat nedir?
God, it's like some kind of crime to not like nougat.
Nugattan hoşlanmak suç olmalı bence.
Clean air probably shouldn't stink like flaming ass nougat.
Temiz hava, tutuşmuş osuruk gibi kokmamalı, herhalde.
I dunno if you can see, but I've got a bit of nougat lodged in a molar at the back.
Görebilir misin bilmiyorum, ama arkada azı dişime koz helvası kaçtı.
Check it out - a layer of chocolate, nougat, peanut, more nougat and salmon.
Çikolata şöyle olacak, bir kat çikolata nuga, fıstık, biraz daha nuga ve somon balığı.
Apart from pastis extract and Spanish nougat, what's in your bag?
- Pastis ve İspanyol tatlısından başka çantada ne var? Külçe altın falan mı?
I like nougat.
Çikolata hoşuma gider.
[Laughter] Who wants a little bit of nougat?
Tatlı isteyen var mı?
[Off] Want a nougat?
Tatlı istiyor musunuz, istemiyor musunuz?
[For the love of a woman...] - Give me a little nougat.
Bana bir şeker versene.
It has nougat in it.
- İçinde nugat var.
I don't even know what nougat is.
- Nugatın ne olduğunu bile bilmiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]