Now is not the time tradutor Turco
815 parallel translation
Now is not the time to stop.
Şimdi durmanın zamanı değil.
Now is not the time to sit down!
Şimdi oturma zamanı değil.
Lonnie, now is not the time, huh?
Lonnie, şimdi değil, lütfen.
Mr. B., every week I keep trying to talk to you. And every week, you keep telling me, "Now is not the time."
Her hafta sizinle konuşmak istiyorum, hep "şimdi değil" diyorsunuz.
But now is not the time, Cassie.
Ama şimdi zamanı değil Cassie.
NOW IS NOT THE TIME TO QUESTION MY CREDENTIALS.
Şimdi benim kim olduğum önemli değil.
Now is not the time to think of baseball.
Bense beysbolu ancak düşünebiliyorum.
Well, maybe now is not the time.
Şimdi uygun bir zaman olmayabilir.
Now is not the time to do something dumb.
Şimdi birşey yapmanın zamanı değil aptal.
And now is not the time
Şimdi de yok.
Now is not the time to panic.
Şimdi paniklemenin zamanı değil.
- Now is not the time. - Any specials or what?
Şimdi zamanı değil, hayır, Hale.
- Hale, now is not the time.
Hale, lütfen. Şimdi zamanı değil.
Now is not the time, Ray.
- Şimdi zamanı değil, Ray.
I think now is not the time for introductions.
Sanırım şimdi tanışma vakti değildir.
Now is not the time.
Şimdi sırası değil.
Now is not the time for the three of us to turn on each other.
Şimdi 3 kişi kaldık. Birbirimize yüklenmenin sırası değil.
Now is not the time for this.
Şimdi bunun zamanı değil.
Now is not the time.
simdi degil.
Now is not the time, my man, but I'm gonna see you real soon.
Daha vakti gelmedi ama çok yakında seni de göreceğim.
- Now is not the time to be running off.
Ortadan kaybolma vakti değil.
Now is not the time for doubts, Mollari.
Şüphelenmek için yanlış zaman seçtin.
Now is not the time for jokes.
Şakanın sırası değil.
Now is not the time. Now is all I got!
Şimdi sırası değil.
- But now is not the time.
- Ancak şu anda değil.
Perhaps now is not the time Colonel?
Belki de zamanı değildir, Albay.
I appreciate your input... but now is not the time for flights of fancy.
Fikrini takdir ediyorum ama şimdi bunun zamanı değil.
Guys, maybe now is not the time for this.
Beyler, belki de şimdi bunun zamanı değil.
I... I just feel that now is not the time to compromise.
Şimdi anlaşma zamanı olduğunu sanmıyorum.
Now is not the time.
Joey, şimdi sırası değil.
Perhaps those among us tonight for the first time,..... and not yet initiated into the mysteries..... of the First Circle of the Seventh Old Ray,..... may be wondering what is going to happen now.
Muhtemelen bu gece aramıza ilk kez katılanlar... ve Yedi Altın lşın'ın İlk Çemberi'nin... gizemlerine henüz erişmemiş olanlar... Şimdi ne olacağını merak ediyorlardır.
But, if this letter has not been written by you, then now is the time to state this fact.
Ama eğer bu mektup sizin tarafınızdan yazılmamışsa bu konuda gerçekleri ortaya koymanın zamanı gelmiş demektir.
But if there are... any of you who are not old... not women... and are really men... someone who in life, at least once... have thought of killing his Portuguese master... then now is the time to act.
Ama eğer içinizde yaşlı olmayan kadın olmayan varsa ve gerçekten erkek iseler hayatında en az bir kez Portekizli efendisini öldürmeyi... düşünmüş olan işte şimdi harekete geçme zamanıdır.
For the first time, the worker, at the base of society, is not a stranger to history in a material sense, for now it is by means of this base that society irreversibly moves.
Bu sirada toplumun temelinde yer alan isçi ilk kez maddeten tarihten yabancilastirilmamistir çünkü geri çevrilebilir hareket artik o temelden dogmaktadir.
Look, maybe now is not the right time.
Bak, bu iyi bir vakit olmayabilir.
"Now, Minister, this is not the right time, forall sorts of reasons".
"Birçok sebebten dolayı şu an doğru zaman değil Bakanım."
But you do not know that this consent is no longer sufficient and that heaven has given me back a brother at the same time that it has given me back a father and you have now to obtain me from him.
Onun da rızasının yeterli olmadığından haberiniz yok. Tanrı beni kardeşimle babama kavuşturdu. Onun da rızasını almalısınız.
Not a bad idea to change direction now. It should be the right time to do it as far as your career is concerned.
Şimdi bir değişiklik yapmak iyi bir fikir ve kariyer için doğru zaman olabilir.
I'm afraid now is not the best time.
Korkarım pek vaktim yok.
Now just is not the time to confront packard.
Şimdi Packard ile yüzleşme zamanı değil.
Now this does not mean that the situation is irreversible... but it's very important for you to try to think back... to any time, let's say within the last six months or so... when you might have come in contact with a toxic material... for example, contaminated water or gases... radiation, anything out of the ordinary, which... could have caused this.
Şimdi, bu yapılacak birşey olmadığı anlamına gelmez, Ama sizin geçmişinizi düşünmeniz, geçmişte herhangi bir zamanı düşünmeniz, çok önemli. Şimdi bana şunu söyleyin, altı aydır ya da, irtibata geçtiğimiz andan önce buna sebep olabilecek, zehirli bir madde, örneğin, pis su, yada gaz, radyasyon, alışılmışın dışında herhangi birşey kullandınız mı yada bunlara maruz kaldınız mı?
But this is not the time for that. For now, we will have to enjoy that sweet innocence.
Şimdilik, bu tatlı cahillikle eğleneceğiz.
But now is not the best time to terminate the operation.
Fakat şu an, operasyonu bitirmek için iyi bir zaman değil.
Now is the time The more difficult the situation, Will be more determined to follow us And when workers around the world understand it, When all lend a hand Then we can act And is not necessary to strike.
Doğru zaman, işlerin zorlaştığı zamandır. Bu durumda işçiler bizi izleyecektir. Dünya işçileri birleştiğinde, el ele verdiğinde, grevsiz bile ayaklanırız.
- Now is not the time.
- Şimdi zamanı değil.
- So now is not a good time to tell you about a blunt trauma to the chest pulling up?
Yani zamanlamam iyi değil mi? Göğüs künt travması geliyor.
This may not make much sense to you now- - a young man at the beginning of his career- - but one of the things you learn as you move up the ranks and get a little older is that... you wish you had more time in your youth to really... absorb all the things that happen to you.
Genç bir adamın kariyerinin başlangıcında- - bunlar daha duyarlı yapamamalı- - bundan öğrendiğin şey tecrübenin ve yaşının biraz daha ilerlediği olacaktır... gerçektende gençliğindeki kadar zamanının olmasını dilersin... sana olanlar zamanla yok olacaktır.
Now is probably not the best time for that, Fred.
Şu an muhtemelen onun için [br] iyi bir zaman değil Fred.
- Now is not a good time to bring up the crew.
Şimdi ekibi konuşmak doğru değil.
, now the time is come I feel so very strange and not quite easy, about seeing the Martins after.
Martinler'i görme vakti geldiği için şimdi oldukça garip ve rahatsız hissediyorum.
Now, time being circular, if we know that this will happen then we may as well assume that it has happened already and that the life pod is not safe for me to enter.
Zaman dairesel olduğundan, böyle bir kazanın gelecekte olması demek, geçmişte olmuş olması demektir ve benim o filikaya binmem güvenli değil demektir.