Now would be the time tradutor Turco
263 parallel translation
I wonder if now would be the time to tell you about Herman.
Sana Herman'dan bahsetmenin zamanı geldi mi pek emin değilim.
For you, now would be the time.
Senin için tam zamanı.
Now would be the time to do it.
İşte, bu iş için en uygun zaman!
If anyone's got a daring last-minute rescue in mind, now would be the time.
Birinin aklına son dakika kurtarması gelirse,... şimdi tam sırası.
If anyone's got a daring last-minute rescue in mind, now would be the time.
Hadi bakalım millet, gözlerinizi açın ve uyanık olun. Tarayıcım, Storm'un genetik koduna ayarlı.
If Michael were to inherit his mantle as the NBA's premiere superstar now would be the time to do it, and the entire sports world would be watching.
Eğer Michael NBA'in en büyük süperstarı unvanını alacaksa... bunu yapmanın tam zamanıydı... ve tüm spor dünyası izleyecekti.
If you wish to blink, now would be the time.
Gözünü kırpmak istiyorsan şimdi tam sırası.
But if you'd like to pray now would be the time.
Ama eğer dua etmek isterseniz şimdi tam zamanı.
If you think you may need a lozenge may we suggest that now would be the time to unwrap it as opposed to during the performance.
Eğer gösteri süresince bir şeyler yemeyi düşünüyorsanız, paketleri gösteride değil, şimdi açmanızı tercih ederiz.
If you're finding words to stop a girl from leaving, now would be the time.
Bir kızın gitmesini önlemek için sözcükler arıyorsan, şimdi zamanı.
If you have anything to offer in your defense, anything at all now would be the time.
Eğer savunmanda sunacağın birşey varsa Dedektif Lockley, herhangi birşey şu an tam zamanı.
Now would be the time to say something.
Şimdi bir şey söylemenin zamanı.
Now would be the time for one of those crazy, desperate, This just might work. ideas.
Garip, çılgın ve işe yarayacağı belli olmayan fikir üretme zamanı geldi.
If you have anything you'd like to say, now would be the time.
Eğer söylemek istediğin bir şey varsa, şimdi uygun bir zaman.
Not that I'm not cool with the whole concept... of corpses speaking to me... but if you were going to ask for my help... now would be the time.
Cesetlerin, benimle konuşma kavramından, pek memnun değilim ama yardımımı isteyeceksen şimdi tam zamanı.
If you've got anything else you wanna add, Jack, now would be the time.
Eğer eklemek istediğin başka bir şey varsa, Jack, şimdi tam sırası.
Now would be the time to vacate the premises peacefully!
Şimdi sorun çıkarmadan teslim olma zamanınız geldi.
since it would be a long time before we could have a face-to-face conversation, the best thing we can do for now isjust to listen.
Yüz yüze konuşmamıza daha çok zaman olduğu için, Şimdilik yapabileceğimiz en iyi şey Sadece dinlemek.
It may be that in 10 or 20 years from now if we can see the inward change in men by that time I shouldn't be able to defend the engine but would have to agree with George.
Belki 10, 20 yıl sonra insanoğlundaki manevi değişimi görmeye başlayacağız. Ben benzinli motoru savunamayacağım ve George ile aynı fikirde olup, keşke otomobiller keşfedilmeseydi demek zorunda kalacağım.
The... The carnival was rained out in Kankakee... so... so I thought that now would be a good time to... to...
Kankakee'de karnaval kaldırıldı ben de düşündüm ki tekrar şey yapmamızın vaktidir...
Now, the Major would like it if you'd bring it yourself, but you can't be alive in Barbados and dead in New York at the same time.
Sen götürürsen Binbaşı memnun olurdu ama ayni anda Barbados'ta hayatta olup, New York'ta ölü olamazsın.
It wouldn't be the first time in this revolution that somebody forgot to protect a friend, now would it?
Ama bu devrimde,... birinin arkadaşını korumayı unutması ilk kez olmuyor, Değil mi?
He maybe made me realise that now we've got a little money for the first time and a chance to get a lot more, this would be a dumb time to find out who's fastest with a gun -
Hayatımızda ilk kez bir tarafta birikmiş biraz paramız olduğunun belki de farkına varmama ve daha çoğunu da kazanma fırsatı olduğunu düşünmeme neden oldu. Şimdi kimin daha hızlı silah çektiğini öğrenme zamanı değil.
Now, for the first time astronomers could predict where a planet would be in accordance with a simple and invariable law.
Böylece ilk kez olarak, astronomlar bir gezegenin nerede olabileceğini basit, ve değişmez bir yasa ile tahmin edebileceklerdi.
Now, look, this weekend would be a perfect time for you to come out to the house if you care to, and we can hash it around.
Bu haftasonu evime gelmek senin için harika olacak, tabii sen de istersen. Bu konuyu iyice konuşuruz, çünkü nasıl başarıdığını bilmek istiyorum.
That's not a reason to back off. Right now, when the German monarchy falters for the first time, and the Democratic Republic would really be possible.
Şu anda, Alman monarşisi ilk kez duraklıyor, ve Demokratik Cumhuriyet gerçekten olacaktır.
The time would have to be right now.
O zaman şu an olmalı.
- Look, there is no point going out with someone I might like if I met him at the right time, but who right now would just be a transitional man.
- Bak. Uygun zamanda karşılaşırsam hoşlanacağım biriyle, geçici olarak çıkmamın bir anlamı yok.
If you were ever gonna tell the truth, now would be an ideal time.
Gerçeği bize anlatacaksan, ASYALI ADAM ÖLDÜRÜLDÜ... bu işi şimdi yapmalısın.
Now would be the precise time to revenge myself on their children.
Çocukları yoluyla intikam almanın tam zamanı.
I thought now would be a good time, to get out the presents.
Sanırım şimdi, hediyelerinizi vermek için en uygun zaman.
Now, what kind of a prick would I be if I turned on'em the first time somethin'... different and better came along, eh?
Şimdi, daha iyi bir şey geldiği anda, onlara sırtımı çevirirsem.. .. ne tarz bir dallama olurum? He?
But with the power I have now, it would be inauspicious to take on all three at the same time.
Ama şimdi bu güçle, üçünü de aynı anda ele geçirmem imkansız.
But right now would be the worst time to be discovered so it was logical it'd happen now.
Ama en çok zararı şu aşamada yakalanırsak görürüz dolayısıyla şu anda yakalanacağımız garanti.
Seven, perhaps now would be a good time to review lesson twenty three, Toast of the Town.
Seven ders yirmi üçü gözden geçirmek için iyi bir zaman. Şerefe kadeh kaldırmaya davet etmek.
Don't you think now would be the appropriate time to, you know, make a few claims on, you know, some of those premiums?
Sence de şimdi o sigortadan biraz hak iddia etme zamanı değil mi?
If you're feeling well enough to come to the bridge, captain, now would be a good time.
Eğer kendinizi Köprüye gelebilecek kadar iyi hissediyorsanız Kaptn, şu an iyi bir an olacak.
Last time it was the two of us, Now that you have joined... The three of us would be invincible.
Geçen sefer yalnızca ikimizdik... şimdi sen de aramıza katıldın... üçümüzü artık kimse yenemez.
Look, if you think you've screwed up in the past, now would be a good time to start making amends.
Şimdi telafi yapmaya başlamak için iyi bir zaman olurdu Eğer geçmişte berbat ettik düşünüyorsanız, bak.
OF COURSE, THAT WOULD BE EXTRA. WELL, NOW IS DEFINITELY NOT THE TIME
Şu anda kesinlikle paradan kısmanın zamanı değil.
He thought that some time away from the stress of living and working in Metropolis would be more beneficial right now.
Metropolis'te çalışıp yaşamanın getirdiği stresten bir süre uzaklaşmamın faydalı olacağını düşündü.
Grace was standing beside Tom, watching them convene, and knew inside herself that this might well be the last time she would see these now so familiar faces.
Grace, Tom'un yanında durmuş, gelenleri seyrediyordu. Ve biliyordu ki bu toplantı, artık ona çok tanıdık olan bu yüzleri son görüşü olabilirdi.
I realize now that I was in the wrong and if I had only taken a little time to cool off and be objective I never would have handed in my resignation.
Bukowski o zamanlar Jane'den ayrılmıştı. Mektubunda "Suratım tıpkı aslana benziyor." dedi. Kendisini yanlış anlamasından endişe duyuyordu.
And in a month's time, as we planned seven, seven months ago, we would be where we were supposed to be in the first place, and paying less than we are now to be shark bait.
Ve aksi olsaydı, yedi ay öncesinde... birinci sınıf bir tatil geçiriyor olurduk Üstelik balık ısırıklarına para ödemeden!
And now, I'd like to point out that the time is twelve p.m., the time Fran would normally be opening her doors on Sunday after church, welcoming us to join her in friendship at Weston's Bakery.
Saatlerimiz 12 : 00'yi gösterdi. Fran, pazar günleri kiliseden sonra kapılarını açar ve bizi Weston'ın Fırını'nda karşılardı.
Would now be the right time to break out the cyanide Kool-Aid?
Şu an, siyanür kabını açmak için uygun bir zaman mı?
No, now would be the worst time.
Hayır, şimdi en kötü zaman.
Well, now would be the perfect time to change.
Eh, şimdi değiştirmek için mükemmel bir zaman olacaktır.
Boy, any other time, that would be great, but... ... I'm really not in the right place for that now.
Oh, tanrım, her hangi başka bir zaman bu harika olurdu ama şu anda kesinlikle o noktada değilim
Why now? " Why would the two of you be in the same place at the same time?
Neden her ikinizde, aynı zamanda, aynı yerdeydiniz?
Well, now would be the perfect time to start.
Şu an başlamak için mükemmel bir zaman.