Nutmeg tradutor Turco
242 parallel translation
- A little nutmeg?
- Biraz hindistancevizi?
I think somebody must have sold his mother a wooden nutmeg.
Babası annesini alırken iyice bakmamış herhalde.
A wooden nutmeg?
Yoksa senin şu hayat hikayeni mi?
Then Curly Top, then Healtheon, and Nutmeg falling well behind.
Onların arkasındaki Curly Top, Healtheon ve Nutmeg bayağı geride kaldı.
The nutmeg?
Müskat nerede?
Where's the nutmeg got to?
Müskat da nereye kaybolmuş?
Where is that nutmeg?
Şu müskat da nereye gitmiş?
Nutmeg.
Hindistan cevizi.
- I need me some flour... Nutmeg... Chocolate...
- Biraz una Hindistan cevizine çikolataya vanilya özüne ve biraz şekere ihtiyacım var.
Give me apples from Syria, peaches from Amman, jasmine from Aleppo, lemons from Egypt, sultanas, myrtle, camomile, pomegranates, white roses, little pastries, nutmeg ring cakes, sweets, short pastry, puff pastry, sugar and incense, amber, musk and candle wax.
Bana Suriye'den elma Amman'dan şeftali, Halep'ten yasemin Mısır'dan limon kuru üzüm, mersin, papatya nar, beyaz güller minik tatlılar, hindistan cevizli halka kurabiyeler, şekerler kısa pastalar, puf pastalar şeker ve tütsü kehribar, misk ve bal mumu al.
I only know that you smelled of cinnamon... and nutmeg.
Tek bildiğim tarçın ve küçükhindistancevizi koktuğun.
- But a silver nutmeg
- Gümüş bir hindistancevizi ve
I need apples, raisins, cinnamon, currants, lemons crackers, sugar, oranges, nutmeg, flour, salt, pepper cloves, eggs, and some candy for the children.
Elma, üzüm, tarçın, kuşüzümü, limon... kraker, şeker, portakal, hindistancevizi, un, tuz, biber... karanfil, yumurta ve çocuklar için şekerleme istiyorum.
Oh, yeah, and maybe some eggnog with nutmeg.
Evet, belki biraz da hindistan cevizli içki yaparız.
- The nutmeg.
- Hindistan ceviziydi.
- Nutmeg? Oh, no.
- Hindistan cevizi mi?
The whole house smells the nutmeg, to ginger, the pepper of the Jamaica...
Bütün ev hindistan cevizi, zencefil ve biber kokularıyla dolmuş...
It's nutmeg.
Bu bir ilaç.
Who needs the nutmeg now, brother?
Yani o kutsal değil kardeşim.
Nutmeg?
Hindistan cevizi.
- It only takes cream, nutmeg...
- Sadece biraz krema, hindistan cevizi...
Milk, warm. A dash of nutmeg.
Süt, ılık, bir tutam hindistancevizli.
- Latte with nutmeg and cinnamon.
Ne bu? - Tarçınlı.
Ooh! That's a good price for 12 pounds of nutmeg.
5,5 kiloluk hindistan cevizi için iyi fiyat.
The first mistake in eggnog preparation is failing to garnish it properly with a dash of nutmeg.
- Neden? - Tanrım. Eggnog hazırlarken yapılan ilk hata üstüne bir tutam Hindistan cevizi serpmemektir.
The second mistake is placing the paprika next to the nutmeg on the spice shelf.
Elbette ikinci hata da kırmızıbiberi Hindistan cevizinin yanına koymaktır.
Hey, Nutmeg, let's go.
Hey hindistan cevizi, gidiyoruz!
She's a beauty, my lord, as would take a king to church for the dowry of a nutmeg.
Aman Allahım bu ne güzellik çeyizi bir kuruş bile olsa bir kralı kiliseye evlenmeye getirebilir.
My plantations in Virginia are not mortgaged for a nutmeg.
Virginia'daki çiftliklerim bir kuruşa ipotek edilmedi benim
And she smelled like... cinnamon and nutmeg. Sounds more like a recipe for a coffee cake than a girl.
Ve öyle güzel tarçın ve hindistan cevizi kokuyordu ki sanki bir kızdan daha çok tiramisuya benziyordu.
I hear if you combine nutmeg and oregano, you can get pretty wasted.
Hindistan ceviziyle keklik otunu karıştırırsan, iyi kafa yaparmış.
I think he took some nutmeg or something.
Galiba hindistan cevizi filan almış.
Oh, I don't know. It's baked with nutmeg or something.
Tam bilemiyorum, Hindistan cevizi gibi bir şeyle pişirilmiş sanki.
- Nutmeg! We need nutmeg!
- Hindistan cevizi lazım!
- Just get the nutmeg!
- Sadece cevizi getir yeter!
- Nutmeg!
- Ceviz!
- I definitely taste nutmeg.
- Ceviz tadı aldım.
This has a bit of orange peel, but no nutmeg.
Bunda çok az portakal kabuğu var ama hiç ceviz yok.
The imagery of cobblestone streets, cragging London buildings, and nutmeg-filled Yorkshire puddings.
Parke sokakların, girintili çıkıntılı Londra binalarının ve muskatlı pudinglerin betimlemeleri...
I knew about the scallops. And the nutmeg.
Tarak ve muskat alerjisini biliyordum.
- Nutmeg?
- Muskat?
I added a little nutmeg. - Really?
İçine biraz hindistan cevizi attım.
Sometimes I like to add a pinch of nutmeg to my coffee... it takes a lot of the...
Evet, bazen ben de kahveme Hindistan Cevizi katıyorum.
Kudos on the nutmeg.
Muskat konusunda tebrik ederim.
Give me the nutmeg.
Hindistancevizini uzat.
Ok, first of all, nutmeg is one word, and, even more importantly, what the hell is "nut Meg groceries"?
Peki, öncelikle tereyağı tek kelime. Ve daha önemlisi "Tere Yağı Market" de ne?
Today, I think I'll try a double half-caf multi-foam latte mochaccino with a shot of vanilla and a sprinkle of nutmeg.
Bugün sanırım bir duble bol köpüklü çikolatalı sütlü kapuçino üstüne vanilya ve birazcık da aroma alacağım.
I just can't believe people go to war over nutmeg.
İnsanların savaşa Hindistan cevizi ağaçları için gittiğine inanamıyorum.
- It's not nutmeg.
- Hayır.
- Nutmeg!
- Hindistan cevizi!
More nutmeg.
Biraz daha tatlandırıcı.