Oeuvre tradutor Turco
117 parallel translation
And as for the house being interesting an architectural chef-d'oeuvre, it could not be otherwise.
Ev bu nedenle ilginçtir mimari açıdan bir şaheser başka türlü de olamazdı.
Come and get some nice hors d'oeuvre.
Gel ve şu güzel aperatiflerin tadına bak.
Well, when I see one of the Parkes of Boston serving hors d'oeuvre... I think I'm entitled to a pardonable curiosity.
Boston'lu Parkes'lardan birini aperatif servis ederken görünce... sanırım biraz merak maruz görülebilir.
You have sacked and trampled our oeuvre, debased our prose.
Yapıtımızı talan edip, ayaklar altına aldınız yazdıklarımızın değerini düşürdünüz.
Hors d'oeuvre, madame?
Hors d'oeuvre, madam?
We begin with Hors d'Oeuvre.
Hors d'Oeuvre ile başlıyoruz.
He looks like a toothpick holder on an hors d'oeuvre table.
O çerez masasında kürdan mahfazası gibi görünüyor.
It would be horrible to go through this and be nothing but an hors d'oeuvre.
Bu deneyimi geçirmek korkunç ve başlangıç yemeğinden başka bir şey değil.
And a little Strasburg goose liver for hors d'oeuvre.
Ve bir parça ordövr için Strasburg kaz ciğeri.
I'm rapidly turning into a big, fat, soggy hors d'oeuvre.
Yağlı, iri, hantal bir mezeye dönüşüyorum hızla.
We'll start with a Maltese dish which they serve as an "hors d'oeuvre." Liver, honey, almonds and a variety of sauces.
Maltalıların'hors d'oeuvre'olarak sundukları bir yemekle başlayacağız ve çeşitli soslarla.
Le chef-d'œuvre de la collection.
Le chef d ´ oeuvre de la collection.
Oh, uh, would you put those chairs over there, and could you get me two more for the hors d'oeuvre table?
Bu sandalyeleri oraya koyar mısın, ve kanepelerin olduğu masa için iki tane daha getirir misin?
You need food. I'll get you an hors d'oeuvre.
- Sana yiyecek bir şeyler getireyim.
It's an hors d'oeuvre, Mother. Mr. Velasco makes them himself. He's a... a famous gourmet.
Ordövr bu, Bay Velasco yapıyor, ünlü bir aşçı o.
Do you have a name for this, if I may be allowed a Gallic pun, this chef-d'oeuvre?
Bir Galyalı esprisi yapmama izin verirseniz, bir adı var mı bu "şefdövr" ün?
He died very early... so if they're added to a few paintings, a few drawings... it's not going to destroy his oeuvre.
Çok erken vefat etti... O yüzden birkaç resim, birkaç çizim daha eklense... bu onun verdiği eserlere ziyan etmez.
A Russian hors d'oeuvre served...
Bir Rus mezesi...
Would you care for an hors d'oeuvre, then?
Biraz ordövr alırsın o halde.
The music, the hors d'oeuvre and the first drink are free.
Müzik, ordövr ve ilk içki bedava.
The folio. The oeuvre.
Portfolyo da burada.
- What does chef-d'oeuvre mean?
- Chef-d'oeuvre ( başyapıt ) ne demek?
You do as the man tells you, or I'll turn you into an hors d'oeuvre.
Dediğini yap, yoksa senden ordövr yaparım.
No hors-d'oeuvre?
- Ordövr yok mu?
No hors-d'oeuvre, one fish finger, one vegetable, no afters.
Ordövr yok, bir parmak balık kroket, sebze yok, tatlı yok.
Oh. Could I offer you an hors d'oeuvre, sir?
Ordövr alır mısınız beyefendi?
Hors d'oeuvre?
Meze?
Would you care for an hors d'oeuvre, doctor, or a canapé?
Ordövr ya da kanape ister misiniz, doktor?
How about an hors d'oeuvre?
Ordörv alır mısın?
- Another pooch in the London oeuvre.
- Londra oeuvre başka köpek.
Hey, wolfie, putdown that hors d'oeuvre.
Hey, kurtçuk, bırak o aperatifi.
Champagne, cigarettes,'nors d'oeuvre.
Şampanya, sigara, ordövr.
I love hors d'oeuvre.
Ordövre bayılıyorum.
Don't you just love hors d'oeuvre?
Sen de bayılmıyor musun?
I think you're up to date on my oeuvre.
I think you're up to date on my oeuvre.
Give'em the hors d'oeuvre. Maybe they won't come back for the main course.
Ama onlar geri gelmeyecekler forthe main course.
Possibly something from the Ringwald oeuvre,
Belki Ringwald tarzı birşeyler.
There's been a bit of an hors d'oeuvre mishap on your Persian rug.
Özür dilerim Niles. Acem halısının başına bir ordövr kazası geldi.
I don't mean to alarm you, but there's something wrong with the hors d'oeuvre.
Sizi telaşlandırmak istemem ama ordövrlerde bir sorun var. Ne?
Then, what should I see before me, but the hors d'oeuvre tray?
O zaman, önce ben görmeliyim, ordöv tabağında ne olduğunu?
Now just calm down and have an hors d'oeuvre.
Biraz sakinleş ve meze al.
And suddenly with Unforgiven tbat wboIe oeuvre tbat awful word I mispronounce, was re-examined. And guess wbat?
Ve birden Affedilmeyen'le... bütün külliyatı... kelimeyi söyleyemedim ama, gözden geçirilir.
Care for an hors d'oeuvre, sir?
Ordövr alır mıydınız efendim?
As opposed to, say, Rob Schneider's oeuvre.
Rob Schneider'ın eserlerinin aksine.
Hors d'oeuvre time.
Çerez zamanı.
That must be Becca and Wendy with the hors d'oeuvre trays.
Becca ve ordövr tepsisi ile Wendy olmalı.
Would anyone care for a refreshment or an hors d'oeuvre?
İçecek veya ordövr isteyen var mı?
That's just the hors d'oeuvre.
Bu sadece ordövr olduğunu.
An hors d'oeuvre?
Ordövr? Ben istemem...
- I just passed the hors d'oeuvre tray... and there's still no deviled eggs. Yes.
Evet.
But that tank is just a little hors d'oeuvre...
Ancak bu tank ülkenin en iyi bilim adamlarının yapacağı yeni şeye oranla sadece bir ordövr sayılır.