English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ O ] / Off the top of my head

Off the top of my head tradutor Turco

214 parallel translation
- This is just off the top of my head but...
- Ben sadece düşünmeden söylüyorum ama...
Well, frankly, sheriff, off the top of my head, the only thing that could have caused this sort of destruction would have been a - a saber-toothed tiger.
Açıkçası şerif kafam karışık. Bu tür bir yıkıma tek şey neden olabilir. Kılıç dişli bir kaplan.
There's a lot of facets here and I don't wanna just answer right off the top of my head because I don't think it would be fair to you or fair to the show.
Çok fazla görüş var cevabı öyle aceleye getirmek istemiyorum çünkü bunun sana veya gösteriye adil olacağını sanmıyorum.
No. I just said it off the top of my head.
Sadece aklımdan geçti o kadar.
I mean, off the top of my head I could think of half a dozen East European players who would have to be on that squad.
Yani, düşünüyorum da Doğu Avrupalı oyuncuların en az yarısı bu kamplarda olmalı.
I'm just coming off the top of my head, but a visual where....
Hatırladığım kadarıyla buradaki resim...
Well, I do not know exactly what I have got to say, this is just going to be off the top of my head.
Ne söyleyeceğimi tam olarak bilmiyorum. Ben öylesine kafamdan geçeni söyleyeceğim.
You mean, just straight off the top of my head?
Yani sadece düşünüp kafadan atmalı mıyım?
I was talking off the top of my head.
Öylesine konuşuyordum.
Well, no. Not off the top of my head.
Hayır hayır, kafamdan uydurmuyorum.
That's just off the top of my head.
Kafam durmuş durumda.
Not off the top of my head. See what I mean about getting your hopes up?
Umutlandırmakla neyi kastettiğimi anlıyor musun?
At the pain of infidelity, at what it does to families at what it does to children, at what it does to the fabric of society and this is just off the top of my head.
Aldatma olayından aileler nasıl etkilenir çocuklar nasıl etkilenir, toplumsal doku nasıl etkilenir. Bu tarz şeyleri kastetmiştim.
Well, uh, right off the top of my head, I... well, play a little chess?
Aklıma ilk önce satranç oynamak geliyor.
Oh, just something off the top of my head.
Kafamdan geçen bir şeyi.
Off the top of my head, you could have told them you'd run out
Ne var bunda? Onlara bittiğini söyleyebilirdin.
I'm not just talking this time, Dawson, though I wish I was because, off the top of my head, I can think of 40 reasons why this tape could ruin my life.
Bu sefer sadece konusmuyorum, Dawson, keske öyle olsa cünkü, kafamda, Bu kasedin hayatımı nasıl mahvedecegine.. ... dair 40 tane sebep var.
Ted, here's an idea right off the top of my head.
Ted, bu fikir aklıma şimdi geldi.
That's just off the top of my head.
Bu şekilde bir tarzın olmuş olur.
I can name one right off the top of my head.
Aslında hemen bir örnek verebilirim.
It's just an idea off the top of my head.
Gerçi yapabilirler mi bilmem ama... Kan tazısına niçin Sherlock Holmes şapkası takıp ağzına da bir pipo vermemiş? Şimdi aklıma geldi.
You want one off the top of my head?
- Belki de. Neden? Kafadan mı atayım?
Well, I mean, this is just off the top of my head now.
Bu daha şimdi aklıma geldi.
Say just off the top of my head you understand, a large explosion.
Neyi kastettiğimi anlamadınız sanırım. - Büyük bir patlama.
I'm not making this up off the top of my head.
Bunları kafadan uydurmuyorum.
Well, now, having met you... off the top of my head... let's see.
Evet... ben... Bakalım...
Right off the top of my head- -
Aklıma ilk gelen kadarıyla -
Off the top of my head, I'd say you're looking at a Boesky, a Jim Brown a Miss Daisy and a Leon Spinks.
Bence en az Boesky, Jim Brown Bayan Daisy, iki Jethro ve Leon Spinks kadar büyük bir olay.
Off the top of my head, I'd have to say a bookstore.
Tüm kitapların olduğu yerde. Mesela kitapçıda ya da kütüphanede.
NO, NOT OFF THE TOP OF MY HEAD, HONEY.
Hayır, şu anda gelmiyor.
OK, first thought, just totally spontaneous, unfiltered, off the top of my head...
İIk düşüncem şu. Hiç düşünmeden, bir anda aklıma geliveren... ah!
- Off the top of my head... I'd say these men are in the employ of some super-secret federal agency... which created Pharaoh as a recruitment device... for the ultimate warriors of the digital age.
- İlk aklıma gelen şey bu beylerin, Firavun'u, dijital çağın savaşçılarını bulabilmek için yaratan süper gizli bir federal birimin adamları olduğu.
Off the top of my head, I'm thinking...
Aklıma gelen şey.. Düşünüyorum..
And that's just coming off the top of my head.
Aklıma önce bu geldi.
I don't know that off the top of my head.
Ezbere bilmiyorum.
Off the top of my head.. maybe she's having her cake and eating it too.
İlk aklıma gelen şey, hem böreğim tam olsun, hem karnım tok olsun diye düşünüyor olabilir.
While you're helping solve this problem.. you might want to do something with your hands. Like, off the top of my head..
Sorunu çözerken ellerin de boş kalmasın isteyebilirsin.
Off the top of my head, I'd say it's because he's suffering.
Ne için olduğunu hatırlamıyorum fakat onun acı çekmesi yüzünden olduğunu söyleyebilirim.
I couId give you half a dozen reasons just off the top of my head!
Hiç düşünmeden bir sürü sebep sayabilirim!
I'm freestyling off the top of my head
Saçlarımı istediğim gibi kestirdim.
Off the top of my head..
Bir düşüneyim...
The playing-card thing was something I thought of off the top of my head.
İskâmbil destesi olayı benim başımın altından çıktı.
Well, off the top of my head, it appears the C.O.'s violated your rights under the Eighth Amendment...
Hangi madde olduğunu tam hatırlayamıyorum ama anayasanın sekizinci maddesi, Kasıtlı ilgisizlikle gardiyanlar haklarını çiğnemişler.
That just came right off the top of my head.
Aklıma bir tek bu geldi.
Not off the top of my head.
Şu an aklımda değil.
You know what's handy about being a bloke trapped in the body of a lactating female math teacher? Off the top of my head?
Emziren bir Matematik öğretmeninin bedenine sıkışıp kalmış bir erkek olmanın en faydalı tarafı, ne biliyor musun?
- Off the top of my head, four hours ago.
- Yaklaşık dört saat olmuş.
A sniper could be on top of that mountain and blow off the right half of my chest... or a plane could come zooming in through that pass and drop a bomb on my head.
Karşı tepedeki bir keskin nişancı göğsümü paramparça edebilir. Veya şuradan bana kilitlenmiş bir uçak başımın üzerine bombayı bırakabilir.
Just off the top of my head, I have one.
tamam. aklıma bir tane daha geldi.
I don't know. I watched TV or- - Oh, God, I used to rip the head off my G.I. Joe doll and I'd stick it on top of a ketchup bottle and make him bleed through the ears.
Bilmem, televizyon seyrederdim ya da... asker oyuncağımı söküp ketçap şişesinin tepesine takardım.
Just off the top of my head.
Aklımdan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]