Onde tradutor Turco
5,281 parallel translation
But I should be praying in the back row, not the front.
Ama arka sıralarda dua etmeliyim, en önde değil.
Maybe Jackie Sharp is right. You are a fucking coward.
Belki de Jackie Sharp haklı, korkağın önde gidenisin.
You own the Palace Royale Casino.
Şehrin önde gelen hayırseverlerindensiniz.
He's been two steps ahead of us.
Bizden iki adım önde.
We need to get two steps ahead of him.
Bizim iki adım önde olmamız lazım.
You can ride up front with me.
- Sen önde benimle gelebilirsin.
Phil has $ 1, 000 hidden in the house... and he's made up a crazy mnemonic device to remember the location... which he changes every month to stay ahead of the bad guys.
Phil? Phil evde 1000 dolar saklıyor ve yerini hatırlamak için saçma sapan bir anımsatıcı uyduruyor. Bunu da kötü adamlardan önde olmak için her ay değiştiriyor.
Then they will have more fame than I, their father?
Yani namları benden önde mi gidecek babalarından?
Yeah, few steps ahead of you, Mathis.
Senden birkaç adım önde gidiyorum, Mathis.
- Oh, Alison. We have a seat in front.
- Alison, önde oturuyoruz.
He's got a head start on us.
Şu anda bizden önde gidiyor.
Those Feds got ahead of me.
Hâlâ kendi telefonunu mu kullanıyor? Bu Federaller sürekli benden bir adım önde oluyor.
A right-hand lead.
Nasıl? - Buna sağ el önde deniyor.
Yes, but the fact that I'm throwing a right-hand lead proves to you that I think that you won't.
Evet, ama aslında atacağım sağ el önde yumruğu sana bunu yapamayacağını kanıtlayacak.
I can't tell who's ahead.
Kimin önde olduğunu söyleyemem.
For me, what we have comes first, and you can count on that.
Benim için sahip olduğumuz her şey en önde gelir ve buna güvenebilirsin.
The hotel has to be up front about who our guests are actually being seen by, if you know what I mean.
Otelin konuklarımıza bakan doktor açısından da en önde olması gerekir, anlatabildim mi?
Howard Graham is one of the leading lights in the country in fertility.
Howard Graham ülkede doğurganlık konusunda önde gelenlerden biri.
But blazing ahead like this - - always the one-man show, always your terms and your terms only - -
Fakat önde olan daima tek bir adamdır. Daima senin şartların, daima senin...
Dude, where the cat is in front and the dog is behind... go... go
Şöyle, önde kedi, arkada da köpek olandan olsa... hadi, hadi!
As you know, the Redskins have been on the forefront of KickStarter as a company that is always finding new and exciting ways to tell people to go fuck themselves
Bildiğiniz gibi Kızılderililer Sadetzincirinin önde gelen şirketlerinden ve şirket olarak kendini sikmenin daha egzotik yollarını buluyoruz.
Biff's family is Philadelphia Main Line society, and if I get in with that, then my life is set.
Biff'in ailesi Filedelfiya'nın önde gelen ailelerinden. Ve o aileye girersem hayatım kurtulur.
Oh, you are more famous, Gunnhild.
Sen benden önde gidiyorsun, Gunnhild.
She's got a 40-minute head start on us.
Bizden 40 dakika önde.
Trust me, you get pretty adept at this when you have to stay one step ahead of your snooping mother.
İnan bana, her şeyi gizlice araştıran bir annen olunca ondan bir adım önde olabilmek için bu konularda epey ustalaşıyorsun.
The first witness was Dr. Robert Kehoe, longtime scientific advocate for leaded gasoline.
İlk tanık, kurşunlu benzinin önde gelen bilimsel destekçilerinden Dr. Robert Kehoe idi.
Uh, just in my interview today, I-I might have said that you were the founder and ceo of the nomadic company and that we were the world's leading supplier of organic staplers, and that I was the wind beneath your wings.
Bugünkü görüşmemde Göçebe Şirketi'nin kurucusu ve genel müdürü olduğunu ayrıca dünyanın önde gelen organik zımba pazarlamacılarından olduğumuzu bir de kanatlarının altındaki rüzgar olduğumu söylemiş olabilirim.
Yeah, they, uh, they signed for the thing, like, I don't know, like, ten minutes ago?
Evet, onlar, şey, onlar imzaladı bilemiyorum, 10 dakika önde falandı.
If we could get Modern Fashion's new playbook, it could help us strategize and stay one step ahead.
Eğer Modern Fashion'ın yeni planlarını öğrenirsek bu bize strateji oluşturmakta ve onlardan bir adım önde olmamıza yardım edebilirdi.
Meet you out the front?
Önde buluşalım mı?
Wow. Always one step ahead.
Her zaman bir adım önde.
Jeff in the front.
Jeff önde olur...
Yeah, they, they signed for the thing, like, I don't know, like, ten minutes ago?
Evet, onlar, şey, onlar imzaladı bilemiyorum, 10 dakika önde falandı.
You, in the front.
- Sen de önde.
He could be five steps ahead of you.
Sizden beş adım önde olabilir.
And at the end... She will fall in love with a drunk loser like you.
Sonunda gitti senin gibi ayyaşın önde gidenine gönlünü kaptırdı.
And he was always one step ahead of me.
Her zaman da benden bir adım önde olmuştur.
Shotgun!
Önde ben oturuyorum.
You should engage them at the front.
Siz onlarla önde çarpışın.
You are such a snob.
- Züppenin önde gidenisin.
We have to be proactive.
Bir adım önde olmamız gerekiyor.
Humphry Davy was not only one of the leading scientists of his day, he discovered several the chemical elements, including calcium and sodium. He was also a consummate showman.
Humpry Davy gününün önde gelen bilimcilerinden ve kalsiyum ve sodyumun gibi elementlerin kaşifi olmakla beraber aynı zamanda müthiş bir şovmendi.
The real conquistadors were the armies of the pathogens that raced on ahead to infect and kill nine out of ten of all the Indians of North, Central and South America.
Gerçek istilacılar, Kuzey ve Güney Amerika'daki her on Yerli'den dokuzunu hastalandırıp, öldürme yarışını önde tamamlayan patojen ordularıdır.
When I met him, he was a hot, goofy mess.
Tanıştığımız zaman, salağın önde gideniydi.
Stephen has been acting as a double agent to help us stay one step ahead of Jedikiah and his lunatic partner.
Stephen çifte ajanlık yapıp Jedikiah ve kaçık ortağından bir adım önde olmamızı sağlıyor.
If Riario survived, he'll have weeks of advantage on us.
Riario hayatta kaldıysa bizden haftalarca önde demektir.
It's not as if you can be up front about this either.
En önde senin gitmen gibi bir durum da olamaz.
I'm just the world's foremost expert in the field of Santana Lopez.
Ben sadece Santana Lopez konusunda dünyanın en önde gelen uzmanıyım.
Why was your boss doing at the Griffin Hotel under an assumed name, the night before the bombing?
Patronun Griffin Hotel'de neden takma bir adlaydı, bombalamadan bir gece önde?
You really are bat-shit crazy, you know that?
Delinin önde gidenisin, biliyor musun?
... just one stupid, fucking.. ... loser of an idiot.
Aptal, salak bir eziğin önde gideniyim.