Oop tradutor Turco
376 parallel translation
Alley-oop.
Haydi hoop.
- Oop.
- Hoppa.
Alley-oop.
Hazırlan.
Oop.
Oop.
And remember you're workin'on pure gold. Alley-oop!
Ve bunu yaparken de saf bir altının üzerinde çalıştığını unutma.
Allez-oop.
Hokus pokus.
I think one's Alley Oop from the beads on him.
Üstündeki boncuklara bakılırsa biri Safinaz.
give me the "oop." what? oh, i don't suppose we know what an oop is.
- Halkanın ne olduğunu bilmiyoruz.
Oop!
Oop!
Alley-oop.
Hooouupp.
Oop.!
Oop.!
Das good. Oop!
Bu güzel!
Oop... merde!
Hassiktir!
I think it's the man's responsibility to... oop!
Bir erkeğin sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. hop!
Carla, Cliff and I took alley-oop there to the drive-in over the weekend.
Carla, faydası olur mu bilmem ama Cliff ve ben o mağara adamını hafta sonunda arabalı sinemaya götürdük.
OOP, I HATE THOSE SHORT EYES JOKES.
Bu soğuk esprileri hiç sevmiyorum.
" "Alley Oop", haul it off the stoop I'm warning you
" "Hey millet", tetikte olun Sizi uyarıyorum
Oop-boop-be-do.
- Oop-boop-be-do.
Eow! Let's put the old alley-oop on him.
Hadi başını döndürelim onun.
Alley... oop!
Alley-oop! Tamam.
What do you got to lose? Oop - bop - sha - bam.
Ne kaybedersiniz?
Oop - bop, my ass!
Oop-bop, kıçıma!
We'll talk about it later.
Oop.
At least you're still my girl. Oop.
Hiç olmazsa sen hâlâ benim kızımsın.
I was good too. Oop! Here's your T.K.O., Kid.
İyiydim de.
There's the big man. Oop!
İşte büyük adam geliyor.
Oop! That's ok.
Sorun değil.
Yep. Oop.
Evet mi?
Oop. Wrong one. Murph, come on.
O gece patlamadan açiga çikan seyden ben de etkilenmistim ama hiç gücüm yok benim.
Oop. I'm real sorry about what I said.
Söylediklerim için çok üzgünüm.
You guys should definitely join Jason's karate class. Oop!
Siz ikiniz kesinlikle Jason'un karate dersine gitmelisiniz.
Why, thanks, Senator. Oop!
Teşekkürler, Senatör.
Looks like my shift is over.
Oop! Mesaim bitti.
Alley-oop, boys.
Alley-oop, çocuklar
Ooh, late!
Oop, geç oldu!
Oop, late!
Oop, geç oldu!
To put it in the vernacular, alley-oop!
Basketbol terimiyle açıklamak gerekirse, alley-oop!
To put it in the vernacular, alley-oop!
- Çok yakınımızda bir yerlerde. - Bir bakacağım.
Let's alley-oop!
Hadi zıplayalım!
Oop, see? No ghost there.
Gördün mü, hayalet yok.
Put that... oop... put that big one there.
Onu oraya koy.
Oop, sorry.
Üzgünüm.
Oop. No time for that now.
Buna şimdi vaktim yok.
Oop, no matches.
Sana kibrit yok.
Alley-oop.
Yukarı kaldır.
Oop!
Güzel...
Alley-oop.
Teşekkürler.
Oop.
George.
Oop, gotta run.
Kaçmam lazım.
Alley-oop.
Alley-oop.
- How?
Oop.