English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ O ] / Orange

Orange tradutor Turco

5,426 parallel translation
Last night, I watched a movie with Diane and the girls in which an orange fish is separated from his father.
Dün gece, Diane ile bir film izledik ve filmdeki kızlar birer turuncu balıktı ve babalarından ayrı kalıyorlardı.
We're going with the blood orange citrus.
Greyfurtluya karar verdik. Neyse ki.
Well, you did let me choose my blood orange cake, even though I did change it to burnt almond meringue after Guy Fieri ruined citrus for us all. Yeah.
Yanık bademli kremalı pasta olarak değiştirmeye karar vermeme rağmen Guy Fieri, greyfurdu hepimiz için rezil ettikten sonra greyfurtlu pastayı seçmeme izin vermesen de.
Well, I know Americans often drink orange juice with breakfast.
Amerikalıların kahvaltıda portakal suyu içtiklerini duymuştum.
- I... How many orange cones does it take to line a regulation soccer field?
Bir futbol sahasını oluşturmak için kaç tane turuncu koni kullanılır?
Cereal and orange juice.
Mısır gevreğiyle portakal suyu.
I bet you taste just like orange sherbet.
Eminim tadın portakallı şerbet gibidir.
They're supposed to be the studies for The Fighting Temeraire, but they have a... a medium orange and ochre in them.
Turner'ın "The Fighting Temeraire" tablosu kopyalanmak istenmiş ama... turuncu ve koyu sarı kullanılmış.
Last time it was a navel orange, and the time before that was a grape.
Geçen sefer portakal kadardı ondan önce de bir üzüm.
If I've learned one thing in my 25 years as Orange County's number-one dealer of premium luxury vehicles it's that you don't take no for an answer.
Lüks araçlar hususunda 25 senedir Orange County'nin bir numaralı satıcısı olarak tek bir şey öğrendimse o da hayırı cevap olarak kabul etmediğindir.
I was thinking of wearing my neon orange jumpsuit, but I thought it'd be too much.
Açık turuncu tulumumu giyecektim ama çok olur diye düşündüm.
It's so hard to get an idea of the intensity of that, but those orange balls that are getting kicked out there are actually metre-sized boulders.
Bunun büyüklüğü hakkında fikir edinmek çok zor ama orada fırlatıldığını gördüğünüz o turuncu toplar aslında bir metrelik kayalardır.
Orange. Strawberry.
Strawberry.
Why does your squad car have an orange door?
Neden devriye aracınızın turuncu bir kapısı var?
I had a small amount of orange juice at my home and one cup of coffee with two Equals and some cream.
Şey... Evde iken biraz portakal suyu içtim ve kremalı, iki şekerli bir kahve.
So, these people here in these orange jump suits, is that us?
Şu turuncu kıyafetin içindekiler biz miyiz?
- BOTH WILL HAVE MANY GUESTS WEARING ORANGE.
Her ikisinde de çoğu konuk turuncu giyecek.
I will have an orange soda.
Portakallı gazoz istiyorum.
We don't have orange soda.
Portakallı gazoz yok bizde.
And monarch butterflies are orange.
Hem kral kelebekleri turuncu olur.
And your little orange slice makes it possible.
Ve senin küçük portakal dilimin bunu mümkün kılıyor.
There is orange poop everywhere.
Her yer turuncu kaka olmuştu.
Look, they got lemon, orange, and cucumber.
Limon, portakal ve salatalık aromalısı var.
You get upgraded - orange juice!
Hayır, size portakal suyu vereceğim.
I gave them some orange juice, but it out of date, don't worry.
Onlara portakal suyu verdim, merak etme tarihleri geçmişti.
Who's that orange girl? ( electricity crackling ) Why can't you just drive yourself, dude?
Bu turuncu kız kim? Niçin kendin kullanmıyorsun, dostum?
If I eat an orange wedge, the whole thing's gonna blow.
Eğer bir dilim daha portakal yersem bu şey patlayacak.
Orange juice.
- Yardımcı olabilir miyim?
- Do you have orange juice?
Portakal suyu istiyoruz. Var mı?
I'm the angel of darkness, you orange bastard.
Ben, Darkness Melek değilim Orange Piç. Yardım!
And a hint of orange blossom.
Bir parça da portakal çiçeği.
Turns out four weeks ago, he died when he followed some orange cones over an unfinished overpass.
Meğerse birkaç hafta önce bitmemiş köprü yolundan düşmüş.
- Okay, the truth is, the other day, we accidentally got some of your mail, and there was this bright orange envelope that said "Mortgage payment past due, final notice."
- Tamam, açıklayayım. Geçen gün postalarının bir kaçı bize gelmiş ve içinde "Gecikmiş mortgage ödemesi, son uyarı" yazan turuncu bir zarf vardı. Ne?
Anyway, the orange one's better.
Zaten, turuncu olan daha iyi.
Project Orange gets under way tomorrow morning at dawn.
Turuncu proje yarın şafak vaktinde başlayacak.
Back there in the orange sweatshirt.
Geride, turuncu tişörtlü.
We have confirmation the orange hoodie belongs to Noah.
Onayı aldık. Turuncu başlıklı Noah.
You seemed very happy with your orange juice.
Portakal suyunla çok mutlu görünüyordun.
It's orange juice.
O da portakal suyu.
Orange juice. We've got pistachios.
Portakul suyumuz ve fıstıklarımız var.
- Saddleback Park. - Orange County Raceway.
- Orange County Yarış Pisti.
Who knows, by then I could be wearing an orange jumpsuit.
Kim bilir, belki o sırada turuncu tulum giyme sırası bana gelir.
But it should be 48 pieces of orange crates.
Ama 48 parça şeftali sandığı olmalı.
Thanks for the orange!
Portakal için teşekkür ederim.
( Sneakers squeaking ) Damn you, orange floor-malade!
Kahrolası portakal parke-meladı!
Orange juice on the table, help yourself.
Portakal suyunu masadan al.
You wear orange.
Katrine Fonsmark.
From orange.
Çantanda Chewbacca'yı mı taşıyorsun?
♪ Apple.
Apple. Orange.
An orange...
Portakal.
that's orange on TV.
Televizyonda çıkan portakal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]