Oscars tradutor Turco
258 parallel translation
My young son asked me if these Oscars were made of real gold.
Küçük oğlum bu Oscarların gerçek altından yapılıp yapılmadığını sordu.
This year's Oscars promises to be an absolute nail-biter between favorites Lawrence of Arabia and The Music Man.
Bu yılın Oscarları, en çok sevilen filmler olan Arabistanlı Lawrence ve The Music Man arasında çok çekişmeli geçeceğe benziyor.
The 1963 Oscars.
1963 Oscar Ödülleri.
We both have two Oscars, and she knew that winning another one didn't matter that much to me, so I wasn't competition to her, I suppose.
İkimizin de iki Oscar'ı vardı. Bir ödül daha kazanmanın, benim için pek önemi olmadığını biliyordu. Yani onun rakibi değildim.
You're actually gonna let that high-strung show pony represent you at the Oscars?
O asabi kadının Oscar gecesinde seni temsil etmesine izin mi vereceksin cidden?
Did you know Edith already has seven Oscars?
Edith'in yedi Oscar ödülü olduğunu biliyor muydun?
I'm here to see her be the first actress to win three Oscars.
Üç Oscar kazanan ilk kadın oyuncu olmasına şahit olmak için buradayım
Those are her Oscars? Yeah.
Bunlar onun Oskarları mı?
Those are her Oscars? Yeah.
- Bunlar onun Oscarları mı?
Save it for the Oscars.
Biraz da Oscar törenine sakla.
And the lady at Sears said it's the same dress that Liz Taylor wore to the Oscars.
Sears'taki kadın dedi ki ; Liz Taylor'ın Oscar töreninde giydiği elbisenin aynısıymış.
You know, like the oscars or whatever.
Oscar ödülleri falan gibi.
I'm missing the Oscars.
Oscar'ı kaçırıyorum.
How come you're not watching the Oscars tonight?
Nasıl olur da bu gece Oscar törenini izlemezsin?
The Oscars?
Oscar töreni mi?
I hate the Oscars.
Oscar törenlerinden nefret ederim.
I'll see you at the Oscars.
Seni şimdiden Oscar töreninde görebiliyorum.
We're going to the Oscars.
Beraber Oscar Törenine gideceğiz.
At the Oscars?
Oskar töreninde mi?
So I'll go to the Oscars and see if I win.
Kısacası törene katılıp sonucu izleyeceğim.
"Chaplin Disappears under Avalanche of Oscars".
"Chaplin Oscar Çığlarının Altında Kayboldu".
$ 80 million, a couple Oscars.
$ 80 milyon, iki tane Oscar.
Anyway, it's not like you're winning any Oscars.
Ne olmuş yani? Sen de Oscar kazanmıyorsun ya.
No Emmys, no Oscars, not even a Golden Globe.
Emmy`ler yasak, Oscar`lar yasak, Golden Globe da yasak.
- Amadeus. It won eight Oscars.
- "Amadeus." 8 Oscar kazandı!
And when you win your oscars, both of you, you'll look in the camera and thank me.
Ve ikiniz de Oscarlar kazandığınızda, kameraya bakıp bana teşekkür edeceksiniz.
Most of these movies that win a lot of Oscars, I can't stand them.
Öyle filmlerin çoğu bir sürü Oscar alıyor ya, ben ona yanıyorum.
It was the only movie that won Oscars with balls I mean, since Deerhunter.
Oscar'ı hakkıyla kazanan tek filmdi. Yani, Deer Hunter'dan sonra.
- They don't give Oscars in prison.
- Hapiste Oscar vermiyorlar.
The woman is surrounded by Oscars.
Kadının etrafında 11 Oscar heykeli olmuş.
You mean, besides the Oscars, the fame and the command of the English language?
Oscar ödüllleri, ün ve İngilizce'ye hakimiyet dışında mı?
"A movie as big as its director, the man with 4 Oscars."
" Büyük yönetmenin büyük filmi, 4 Oskarlı adam
It won five Oscars. lt's a classic!
Beş Oscar kazandı. Bir klasiktir.
This doesn't have anything to do with the Oscars and Cameron Drake, does it?
Bunun ödül töreniyle bir alakası yok, değil mi?
Well, it's just before the Oscars, it was different.
Ödül töreninden önce böyle değildi.
Don't say nothing about the Oscars or Cameron Drake. None of that.
Ödül töreni veya Cameron Drake hakkında tek kelime etmek yok.
Howard, uh... Your, your life, I mean, since... Since the Oscars I can only imagine.
Howard, ee hay... hayatının... ne hale geldiğini, şeyden beri ödül töreninden...
Well, that's rather like that fellow on the Oscars.
Şu Oscar ödül törenindeki adam gibiymiş.
The Oscars, the press.
Ödül töreni, basın.
Brackett, outed by Cameron Drake at the Oscars, today, to the amazement of family and friends, outed himself at his own wedding.
Brackett, Cameron Drake tarafından Oscar ödül töreninde ifşa edilmişti. Bugün de, ailesinin ve arkadaşlarının şaşkın bakışları altında, kendi düğününde kendi kendini ifşa etti.
Wait, is this about the Oscars and the gay thing?
Yoksa bu, Oscar'lar ve eşcinsel şeyiyle mi ilgili?
It's like the Oscars.
Oscar'lar gibi.
That's a damn shame you didn't, but you produced the Oscars.
Kazanmaman yazık, ama sen Oscar'ları ürettin.
It's up for all those Oscars.
Tüm Oscar ödüllerine aday.
If it goes the way I think it's gonna go, I will see you at the Oscars.
Eğer düşündüğüm gibi giderse, sizinle Oscar töreninde görüşürüz.
White boys get all the Oscars.
Beyaz çocuklar bütün Oscar'ları topluyor.
Eastwood was 62 when Unforgiven won four Oscars.
Affedilmeyen dört Oscar kazandığında Eastwood 62 yaşındaydı.
Welcome to the Italian Oscars presentation ceremony.
İtalyan Oscar'larının onuncusuna hoş geldiniz.
How's Oscars hernia?
- Hey, Oscar'ın fıtığı nasıl?
Pulls out another Oscar. 2 Oscars.
.. daha çıkarmış.
Especially now that I have two Oscars,
Ödül kazanmak için film çekmem ki.