Ostentatious tradutor Turco
90 parallel translation
This ostentatious silence is more crushing than an assault.
Bu gösterişli sessizlik, bir saldırıdan daha yaralayıcı.
- Commissioner. These ostentatious formulations are not the work of Dr Vogler's hand.
- Komiserim bu gösterişli formüller Dr. Vogler tarafından yapılmadı.
My missus wouldn't wear a ring like that. Ostentatious, that is!
Yoo benim karım böyle yüzükler takmaz.Bu fazla gösterişli
This ostentatious display tells them they can't have it.
Bu fiyakalı gösteriş ile onlara alamayacaklarını söylüyoruz.
How ostentatious.
Amma fiyakalı.
He's overcompensating for feelings of inadequacy with an ostentatious display of hormonal activity.
O, yetersizlik konusunda aşırı tepkili duyguları olan, hormonal faaliyetlerin gösterişli bir teşhiri.
Aren't Republicans ostentatious?
Cumhuriyetçiler gösteriş meraklısı, değil mi?
- And a little ostentatious.
- Ve gösterişsiz.
- That car was big and flashy and ostentatious.
- O araba büyüktü, masraflıydı ve hep sorun çıkarıyordu.
- Ostentatious!
- Gösterişli!
It is an ostentatious gadget but you will not be uncomfortable.
Oldukça ağır bir şeydir ama kesinlikle rahatsız hissetmeyecek.
"ostentatious figments of middle-class imagination."
"orta sınıf hayal dünyasının gösterişli uydurmalarıdır."
What does "ostentatious" mean?
"Şatafatlı" ne anlama geliyor?
Something small, not too ostentatious.
Küçük bir yer, çok gösterişli olmayacak.
Kind of ostentatious, don't you think?
Biraz gösterişli, değil mi?
It is a bit ostentatious, sir.
Birazcık dikkat çekiyor, efendim.
You think it's too ostentatious?
Sence fazla mı gösterişli?
Don't I remember that particularly ostentatious vehicle?
Bu gösterişli otomobili, hiç hatırlamıyorum.
Do not be ostentatious with what is yours.
Elinde olanları bir gün kaybedebileceğini sakın unutma.
My parents don't like anything ostentatious.
Ailem, fazla gösterişten hoşlanmıyor.
In my opinion, you punjabis are way too ostentatious.
Fikrimce, siz Punjabi'ler gösteriş seversiniz.
Extravagant hairstyles and ostentatious garments are forbidden.
Abartılı saçlar ve süslü elbiseler yasaktır.
You know, I don't know what they taught you in assassin's school, but we're being hunted by the Drago-Kasov and you pick the most expensive, the most ostentatious, and the least defensible room on this entire asteroid.
Sendaha iyisini bilirsin ben sana süikast okulunda ne öğrettiklerini bilmem Ama biz, Drago Kasov tarafından aranıyoruz ama odanın en pahalısını seçiyorsun En gösterişlisi ve bu tam asteroitte ve en az savunabileni
You know, it's a little ostentatious.
Biraz fazla gösterişçi.
Wow, ostentatious.
Fiyakalıymış.
Cadillac, with these huge, ostentatious fins set the style for the industry for 10 or 15 years.
Uzun ve dikkat çekici modelleriyle Cadillac'lar 10-15 yıllığına endüstriye hakim oldular.
Okay. Ostentatious big white house on the left.
Soldaki görkemli büyük beyaz ev!
It's ostentatious to have flowers that tall.
Çok uzunlarmış. O uzunluktaki çiçekler fazla gösterişli olurmuş.
" Ostentatious :
" Fiyakalı :
You have a very ostentatious way of showing it.
Bunu göstermek için çok fiyakalı bir yol kullanıyorsun.
- Ostentatious is out.
- Gösteriş demode oldu.
You're not supposed to display your wealth to Sabelo... in such an ostentatious manner.
Sabelo'ya zengin olduğunu gösterişçi bir şekilde göstermemen gerekiyordu.
Ostentatious?
Gösteriş mi?
Although it seems strange, this group were monarchists, They wanted to replace the traditional families with a powerful and ostentatious king, They wore more flamboyant clothes to parade these exotic sympathies,
Garip görünse de, Bunlar da monarşistler, soylu ailelerin yerine gösterişli bir kral istiyorlar, daha renkli kıyafetler giyerek sempatik bir şekilde dolaşıyorlar,
We could find a nice house on Pennsylvania Avenue, nothing ostentatious.
Pensilvanya Caddesinde güzel bir ev buluruz. Çok gösterişli olmaz.
A little ostentatious for my tastes.
Bana göre fazla havalı.
I imagine none of us is what may be called... "rich", though we all possess a genteel competency, sufficient for tastes that are elegant and refined, and would not, even if they could, be vulgarly ostentatious.
Hiçbirimize belki "zengin" denemez, fakat hepimiz, zarif ve ince zevkler için yeterli bir kibarlık ehliyetine sahibiz.
You know what? I'm going to ask you to go back to your bilious socks and your ostentatious ties and your provocative belt buckles.
Cırtlak çoraplarına, gösterişli kravatlarına ve kışkırtıcı kemer tokalarına geri dönmeni istiyorum.
Okay, perhaps last night he was a bit ostentatious with his performance style, but you can't deny the fact that he's got chops.
Peki. Belki dün gece performans tarzında biraz gösterişçiydi. Ama yetenekli olduğunu inkar edemezsiniz.
So that means modest clothing, no cleavage bearing, no ostentatious jewelry and certainly no...
Bunun anlamı mütevazi kıyafet,... dekoltesiz, gösterişli takı olmadan ve kesinlikle olmayacak...
You have overburdened your argument with ostentatious erudition.
Fazla gösterişli bilgilerle savının önünü kesmişsin.
A little ostentatious, don't you think?
Biraz gösterişli, değil mi?
I just got you a gift and, you know, nothing ostentatious or pushy.
Sana küçük bir hediye aldım, gösteriş ya da acele için değil.
- I s ostentatious, is what it is.
- Fazla gösterişli!
It's ostentatious.
Çok gösterişli.
He thinks it's ostentatious, and he's a little embarrassed.
Çok gösterişli olduğunu düşünüyor ve biraz utanıyor.
It's pretty ostentatious.
Amma gösterişli bir yer.
Like, what's another word for ostentatious?
"Gösterişçi" kelimesinin eş anlamlısı nedir?
Ackroyd has built himself a truly ostentatious house, spending a fortune on architects and surveyors'fees, no doubt.
Mimar ve mühendislere, hiç kuşkusuz büyük paralar ödemiş olmalıydı.
00, 00 : 47 : 17 : 13, Lautner's interiors may be sometimes vulgar, 13, 00 : 47 : 20 : 00, or excessively ostentatious,
Lautner'ın iç mekanları bazen kaba... ya da aşırı derecede gösterişli olabilir ;
So ostentatious.
Bu Renault