Outlets tradutor Turco
310 parallel translation
There are other outlets for musical talent besides playing.
Müzikal yeteneğin, çalma dışında da kullanım alanları var.
Those big openings in the sides are like sewer outlets.
Kenarlardaki şu büyük delikler kanalizasyon çıkışına benziyor.
You don't put 600 people on a deck with only two outlets to wash!
Sadece iki muslukla 600 kişiyi güverteye yerleştiremezsin!
I'll first discuss shaving cream distribution outlets in North American market.
İlk olarak Kuzey Amerika'daki traş köpüğü pazarından bahsedeceğim.
When you have emotional problems, it is usually because you have no outlets.
Duygusal sorunların sebebi,... genellikle stres atma fırsatı bulamadığındandır.
You need emotional outlets.
Stres atmaya ihtiyacın var.
I need emotional outlets.
Stres atmaya ihtiyacım var.
What kind of emotional outlets would you suggest?
Nasıl bir stres atma yöntemi önerirsin?
All those idiots want to hear about is large sales outlets and the changing urban landscape.
Tüm o salaklar, büyük satış noktaları ya da değişen kentsel manzara hakkında şeyler duymak isterler.
We've lost some exclusive outlets.
Bazı nadir mallarımızı kaybettik.
The parks whose railings imprison you, the festering swamps near the sewer outlets, the monstrous factory gates.
Parmaklıkları seni hapseden parklar kanalizasyon ağızlarında oluşan bataklıklar fabrikaların devasa kapıları.
Well, we got outlets on every floor.
Her katta çıkışlar var...
You know where all the electrical outlets are.
Tüm prizlerin nerede olduğunu bilirsiniz.
- Has a lot of outlets. - Yeah, a lot of outlets.
- Ucuzlukta bir sürü şey var.
- Looking for phone outlets.
- Telefon prizlerini arıyorum.
I could do with some straight outlets.
Birkaç direkt satış yapabilirim.
Owner of the largest chain of unpainted furniture and bathroom fixture outlets throughout the Southwest.
Tüm Güneybatı çapında boyanmamış mobilya ve banyo donanımı satan en geniş mağazalar zincirinin sahibi.
- The outlets.
- Prizler. - Hayır.
1400 retail outlets across the country. That's how we know.
1400 dükkanlık ülke çapında zincirden.
Uh, okay, for our audience - About 10 years ago, there was a string of bombings... of retail outlets in the greater downtown Wheeling area.
Ee, peki, dinleyicilerimiz için... 10 yıl kadar önce, Wheeling bölgesi şehir merkezindeki perakende dükkanlarda bir bombalama zinciri olmuştu.
I don't know where the wall outlets are.
Duvarların bitimi nerede unuttum.
And this is Patty trying to plug her razor into those ungodly Czechoslovakian outlets.
Ve bu da Patty... ağda makinasını takmaya çalışıyor şu kafir Çekoslavakların prizlerine.
Beginning in the early 20's the New York banks funded the creation of chains of department stores across America. They were to be the outlets for the mass produced goods. And Bernays'job was to produce the new type of customer.
Bernays, başka müşterilerinin ürettiği ürünleri dergi yazıları ve reklamlarla,... halihazırda müşterisi olan Clara Bow gibi ünlü film yıldızlarıyla birleştirerek kadınları büyüledi.
That won't mean a thing if the power waveguide outlets fail.
Dalga yönlendiricisinin çıkışları bozulursa bu hiç bir işe yaramaz.
Stay away from those electrical outlets, okay?
Elektrik prizlerinden uzak dur tamam mı?
We'll inform all news outlets of how serious this is.
Bütün haber çıkışlarına ne kadar ciddi olduğunu anlatacağız.
And remember, you can pick up these great brake pads from Callahan Auto at all my Zalinsky Auto Parts outlets all over North America.
Unutmayın, Callahan Oto fren yastığını, Kuzey Amerika'nın her köşesindeki... Zalinsky Oto Yedek Parça mağazalarında bulabilirsiniz.
Available at all Al's Toy Barn outlets in the tri-county area.
- Şimdi tüm Toy Barn oyuncakçılarında.
The documents I release to all media outlets... will answer the rest of your questions.
Ama basına verdiğim belgelerin sorularınızı cevaplamaya yeteceğine eminim.
I'm the leader of a community, and communities need entertainment, culture, creative outlets.
Bir toplumun lideriyim, ve bu topluluğun çevreye, kültüre ve yaratıcı ürünlere ihtiyacı var.
I don't see any electrical outlets, do you?
Ben priz göremiyorum, ya siz?
- Where are the outlets?
- Prizler nerede?
My last tenant had a problem with the outlets.
Önceki kiracımla kapıyla ilgili problem yaşamıştık.
So I plugged things in the outlets that make noise.
Prizlerdeki ses yapan bütün fişleri çıkardım.
Defensemen... use each other as outlets.
Defans oyuncuları... birbirinizi kollayın.
Two telephone calls that Friday- - one from me... and another from a pay phone out Route 180, Pine Glenn Outlets.
Cuma günü iki telefon gelmiş, biri benimki. Diğeri de ankesörlü telefondan, Pine Glenn Fabrika Satış'ın oradan.
Make sure all vents are plugged into the red outlets
Tüm solunum cihazlarını kırmızı prizlere takın.
Five outlets in prime retailing sites and a booth at the War Memorial.
En merkezi perakende merkezlerinde beş dükkan, ve Savaş Anıtında bir büfe.
Over 1200 retail outlets to serve you.
1. 200'den fazla mağaza hizmetinizde.
It told how single media outlets aren't working.
Tek medya aracının işe yaramadığı üstüneydi.
Covers for the outlets, kidproof the locks on the weapons cabinet- -
Çıkışlara engeller, silah dolabının kapısına kilit...
Sunnydale's got too many demons and not enough retail outlets.
Sunnydale'de bolca iblis var ama o kadar da az satış yeri var.
Oh, I have outlets.
Oh, Benim çıkış noktalarım var.
That baby-proofing crook wanted to sell us... safety covers for the electrical outlets.
Bebek koruyucu saçmalığı bize elektrik prizleri için güvenlik malzemeleri satmaya çalıştı.
They were to be the outlets for the mass produced goods.
Bu marketler, seri üretim mallarının satış mağazaları olacaktı.
I ran some grounded outlets for his computers.
Bilgisayarı için birkaç topraklı priz taktım.
When did you install the outlets?
Prizleri ne zaman taktınız?
I have one of the biggest lottery outlets in the state.
Eyaletin en büyük piyango bayilerinden biri benim.
There are no outlets.
Fiş yok.
I will first discuss shaving cream distribution outlets in North American markets.
İlk olarak Kuzey Amerika'daki traş köpüğü pazarından bahsedeceğim.
But a jury's gonna be looking for elecrical outlets.
- Sana inanıyorum, Mike.