Outranked tradutor Turco
21 parallel translation
You're outranked.
- Rütben yükseldi.
First time I outranked a general.
İlk defa bir generalden daha kıdemli oldum.
The cadet major is outranked militarily only by me, so that makes it a position of some responsibility.
Biliyorsunuz, Öğrenci Binbaşısının üzerinde rütbece sadece ben varım... bu da mevkiyi biraz sorumlu bir mevki yapar.
But even she outranked my mother, who was only Fourth Wife, the newest one.
Fakat annemden daha kıdemli olsa bile ki o sadece dördüncü eşti, aralarında en yenisiydi.
I outranked him, sir. That's not what I mean.
- Rütbem ondan yüksekti efendim.
I'm not outranked by a cat.
- Kedi benden üstün olamaz.
You know what, sir? Last time I checked, lieutenant's got you way outranked.
Efendim, bildiğim kadarıyla teğmen rütbe olarak üstünüzdeydi.
And you're also outranked by every member of my team.
Ama benim ekibimdekiler rütbe olarak sizden üstün.
Well, I'm outranked By someone Who believes In your profiles.
Üstlerim sizin profillerinize güveniyor.
You know what it's like to be outranked by "cup," "pool," and "giraffe"?
"Kupa", "havuz", "zürafa" gibi şeylerden sonra gelmek nasıl bir his biliyor musun?
As she stood there with that dopey look on her face, she realized she had just been outranked by Daniel Castellano...
Orada o aptal yüz ifadesiyle otururken,... Daniel Castellano'nun, kendisinden daha yüksek rütbede olduğunu fark etti.
Well, right now, Paris is kind of "outranked."
Ama şu anda başımızda Paris'ten rütbeli biri var.
Outranked?
- Rütbeli mi?
- You're outranked, Lieutenant.
- Benim rütbem daha üstün Teğmen.
Everyone there saw how much I outranked them.
Onlardan ne kadar üstün olduğuma herkes tanık oldu.
Son, I'm lookin'around, and you're outranked here nine ways to Sunday.
Evlat, etrafıma bir bakıyorum da nasıl baksam hep sen altsın.
You mean to tell me that the man who defeated Burgoyne is outranked by the men who retreated from him?
Burgoyne'nin mağlup ettiği adamın onu geri çeken adamlar tarafından terfi ettirildiğini mi söylüyorsun?
Living in my family house? Working to preserve my estate - and being outranked by your own stepson?
Benim ailemin evimde yaşayıp, benim mülkümü korumak için çalışıp kendi üvey oğlunun altında mı kalacaksın?
But he got outranked.
Ama rütbesi yetmedi.
Now, they both outranked him, but Custer had a following.
İkisi de ona üstünlük sağlamışlardı ama artık Custer'ın da yandaşları vardı.
He outranked me, I couldn't say no!
Hayır diyemedim.