English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ O ] / Overworked

Overworked tradutor Turco

291 parallel translation
Overtaxed, overworked and paid off with a knife, a club or a rope.
Fazla vergi, fazla iş. Ücretimizse bir bıçak, sopa veya ip.
How to talk to a sullen, overworked black boy... and make him fear you and help you?
Peki asık suratlı fazla mesai yapmış bir zenci çocukla nasıl konuşacağını? ... senden korkmasını ve sana yardımcı olmasını nasıl sağlayacağını biliyor musun?
Nevertheless, the people are overworked.
Aslına bakarsanız insanlar fazla çalışıyorlar.
I believe, my dear Miss Moore, exactly as I told Mrs. Reed : The story is a product of her own fear, her own overworked imagination.
Sevgili Bayan Moore, Bayan Reed'e dediğim gibi, bu hikayenin onun korkusunun, haddinden fazla çalışan hayal gücünün bir mahsulü olduğuna inanıyorum.
I can't understand how he can be overworked.
Nasıl bu kadar çok çalıştı anlayamıyorum.
Lopsided, warped, scrawny, undernourished and overworked.
Dengesiz ve kaçık, cılız ve iyi beslenmemiş, aşırı çalışmış...
You were overworked.
-... bir daha yapabilirim. - Çok ağır yük altındaydınız.
Frightfully overworked at the time.
O zamanlar çok çalışıyordum.
You're overworked.
Çok hızlısın.
But you've got an overworked imagination.
Fakat senin çok geniş bir hayal gücün var
I've got an overworked practice as it is, Colonel.
Bu konuda bayağı tecrübeliyimdir, Albay.
Probably overworked imagination.
Muhtemelen aşırı yorgunluktan.
He was overexcited and overworked.
Aşırı heyecana ve çalışmaya maruz kalmıştı.
I'm making up for all my ancestors who overworked, all those generations of hard-working men.
Benden önce çalışan babalar ve dedeler için ödeme yapıyorum. O çalışkan kuşaklar için.
I BELIEVE YOU'VE BEEN OVERWORKED, U N DER A TERRI BLE STRAI N.
Beni ilgilendirmiyor ama seni uzun süredir tanıyorum.
Mr. Spilett thinks we've been overworked, too.
Bay Spilett de fazla çalıştığımızı düşünüyor.
Not that we can't do it, you understand, in spite of being understaffed, overworked and underpaid.
Bu çalışan sayımız az, fazla çalışıp az kazanıyor olmamıza rağmen bulamayız anlamına gelmez.
I'm an administrator, a desk jockey... trying to run a bureau of overworked men with underallocated... funds.
Ben yöneticiyim, masabaşı memuru. Çok az miktardaki bir ödenekle çok sıkı çalışan bu büroyu idare etmeye çalışan- biriyim.
The soil, major, is overworked.
Toprak fazla işlenmiş.
Lonely, isolated, overworked, rich lithium miners.
Yalnız, terk edilmiş, işten yorulmuş, zengin lityum madencileri.
You overworked him, pushed him, expected too much out of him.
- Ve senin yanlışın. - Ondan çok şey bekledin.
Overworked, as usual. Situation normal.
Her zaman bildiğin gibi çok çalışıyor.
You're overworked.
Yine çok çalışmışsın.
You must be overworked.
Çok yorulmuş olmalısınız.
I'm thinking of those pilots waiting to land, flying blind in that muck and circling in holding patterns praying to God some overworked, underpaid controller doesn't have another plane on the same course.
Ben bu havada kör uçan, inmeyi bekleyen daha az para alan bir pilotla aynı rotada olmamak için Tanrı'ya dua eden zavallı pilotları düşünüyorum.
I am overworked, nurse.
Çok çalışıyorum dadı.
Was he so overworked that he lost his memory?
Acaba sürmenaja bağlı hafıza kaybı mı geçirdi?
Underfed, overworked Anatevka
Aç kalmış, zorlanmış Anatevka
"You're just doing your job" is the overworked phrase, isn't it?
Yaptığımız gerekli bir iştir.
"The overworked phrase." I like that.
Muhtemelen, muhtemelen.
- Overworked.
- İşi başından aşkın.
Or maybe I was just too tired and overworked.
Ya da belki de çok çalışmaktan yorgun düşüyordum.
The KGB recruited him there and trained him in Europe where he became an overworked, underpaid assassin.
KGB onu Avrupa'da eğitmiş, ve orada çok çalışan ama parasını alamayan bir suikastçı olmuş.
Sometimes i feel i'm just overworked.
Bazen eşek gibi çalışmışım gibi hissediyorum.
What use, I should be asking, are questions like these to an overworked psychiatrist... in a provincial hospital?
Aslında sormam gereken şu : bir taşra hastanesinde çalışan işi başından aşkın bir doktorun... böyle sorular sormasının faydası ne?
They say you're overworked.
Aşırı çalıştığını söylüyorlar.
- Overworked?
- Aşırı çalışmaktan mı?
Overworked?
Aşırı çalışmaktan, hı?
Overworked!
Aşırı çalışmaktanmış!
You're underpaid. You're overworked.
Çok çalışıp az kazanıyorsunuz.
I need a desk job, like you. Anyway, you's overworked.
Senin gibi bir masabaşı işine ihtiyacım var.
I think it is clear... that my architect is overworked.
Sanırım mimarımın aşırı çalışmaktan bitkin düşmüş olduğu çok aşikâr.
Overworked, maybe?
Belki de çok çalıştı?
Thousands of American women, overworked, underfed, are dying, giving birth to anemic children who can't last out a year.
Fazla çalışan ve yeterli beslenemeyen binlerce Amerikalı kadın ölüyor. Bir yaşından önce ölen anemik çocuklar doğuruyorlar.
Speaking of overworked jaws, treat yours to a sabbatical and fetch me a wine list.
Yorulan çenelerden söz etmişken kendinizinkini tatile gönderin... ve bana şarap listesini getirin.
I don't know who put you up to this, but I'm afraid that the mistaken identity plot has be too overworked to be convincing any longer.
Kim olduğunu bilmiyorum, ama. Korkarım yanlış numara. Daha fazla ikna edici olmaya çalışmalısınız.
This is the home of your overworked, underpaid employee, Bob Cratchit.
Bu senin, çok çalışıp az kazanan çalışanın Bob Cratchit'in evi.
You're ill-tempered and have overworked yourself
üstelik sinirlendikçe daha fena oluyorsun!
Perhaps you're overworked.
Belki çok çalıştığındandır.
Overworked.
Bir sorun mu çıktı?
The staff is overworked.
Ekip çok yorgundu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]