Ozone tradutor Turco
318 parallel translation
Ozone. What a pity we can't bottle it, gentlemen.
Bunu şişeleyemememiz çok yazık beyler.
It's ozone, made by electric sparks.
Ozon o, elektrik kıvılcımlarıyla oluyor.
Evidence of ozone in the air.
Havadaki ozon oranı artıyor.
But the release of oxides at thousands of feet, destroying the ozone layer.
Ama binlerce feet yukarıda oksitlerin salınımı ozon tabakasına zarar verir.
Pure ozone.
Saf ozon.
The world's scientific community has begun to sound the alarm about the grave dangers posed by depleting the protective ozone shield and by greenhouse warming.
Sera etkisi ve koruyucu ozon tabakasının delinmesi sonucunda ortaya çıkan ölümcül tehlikeler için dünya bilim çevresi alarm vermeye başladı...
The surface of Mars, fried by ultraviolet light is also a reminder of why it's important to keep our ozone layer intact.
Ultraviyole ışıkla kızartılan Mars'ın yüzeyi aynı zamanda bize, ozon tabakamızı bir bütün halinde tutmanın neden bu denli önemli olduğunu gösterdi...
Well, let's see. The snap of a few sparks, a quick whiff of ozone... and the lamp blazed forth in unparalleled glory.
Birkaç kıvılcım ve yanık kokularından sonra lamba eşsiz güzellikte bir ışık saçmıştı.
- Ozone!
- Ozone!
Ozone, wait up.
Ozone, bekle.
What kind of names are Ozone and Turbo?
Ozone ve Turbo ne tür isimler?
Hi, Ozone.
Selam, Ozone.
It's the recognition of my peers... that makes all those agonizing days of teaching Ozone... everything I know that- - l don't want to stay here all night.
Bu Ozone'a zor çalışmalar sonucunda Ozone'a tüm bildiğim hareketleri öğrettim. Burada bütün gece kalmak istemiyoruz öyle değil mi?
Turbo and Ozone are meeting me there tonight.
Turbo ve Ozone ile bu gece orada buluşacağım.
Ozone would love to see you.
Ozone seni görmekten memnun kalır.
- And this is Ozone.
- Ve bu da Ozone.
- Hi, Ozone.
- Selam, Ozone.
Ozone, the way you dance is... it's incredible.
Ozone, dans ediş biçimin inanılmazdı.
Where's Ozone and Turbo?
Ozone ve Turbo neredeler?
Ozone, this is Franco.
Ozone, bu Franco.
Ozone.
Ozone.
- Ozone, wait.
- Ozone, bekle.
Ozone!
Ozone!
is Ozone inside?
Ozone içerde mi?
" Nothing bothers Ozone.
Kardeş Ozone.
" Everybody always looks up to Ozone.
Herkes Ozone'a bakar.
Ozone and Turbo will go nuts if they find out.
Ozone ve Turbo bunu anlarlarsa çıldırırlar.
Ozone will never go for it.
Ozone bunu yapmayı sevmez.
No, no, no, no, Steubens'research had to do with magnetic fields in the ozone layer.
Hayır, hayır, hayır, hayır, Steubens'ın araştırması ozon tabakasındaki manyetik alanlarla ilgiliydi.
A weapon? Chain reactions in the ozone...
Bir silah... ozonda zincirleme tepkimeler...
Without the ozone layer, the sun's ultraviolet rays would kill everything on Earth.
Ozon tabakası olmadan, güneşin morötesi ışınları yeryüzündeki herşeyi öldürecektir.
I think Carl here discovered the key to make the ozone layer self-destruct, didn't you, Carl?
Sanırım Carl burada ozon tabakasının kendisini imha etmesinin yolunu buldu, değil mi, Carl?
We goin'someplace special, or are you just contributin'to the ozone layer?
Özel bir yere mi gidiyoruz, yoksa ozon deliğine katkıda mı bulunuyorsun?
Ozone? No, sir.
- Hayır, efendim.
Of course you've got some good grillwork there. Keep out the ozone.
İyi bir ızgara yapmak istiyorsan, ozondan uzak dur.
I knew these people were from the ozone.
Bu adamların sağlam pabuç olmadığını biliyordum.
It's those damn fluorocarbons. They've been kicking hell out of the ozone.
O lanet olasıca Florokarbonlar ozon tabakasının canına okuyor.
they used refrigerants that slowly ate away the ozone layer.
Ozon tabakasını yavaşça yok eden soğutucular kullandılar.
- Well, you know, Gramps, it's the ozone. I mean...
Sebebi Gramps, ozon tabakası.
Can it be that Aldea's ozone layer has been weakened?
Aldea'nın ozon tabakası incelmiş olabilir mi?
The ozone layer deteriorated, and the planet was flooded with ultraviolet radiation.
Ozon tabakası bozulup, gezegen morötesi radyasyona boğulduğunda.
We have successfully re-seeded the ozone layer.
Ozon tabakasını başarıyla yeniden geliştirdik
He might be killed by exposure to the sun, because the damaged ozone layer was no longer filtering out ultra-violet rays...
Ultraviyole ışınları filtreleyemeyen ozon tabakasından gelen zararlı ışınlara maruz kalarak ölebilir.
I told him about the holes in the ozone layer and he said he didn't believe me.
Ozon tabakasına olanları anlattım, ama bana inanmadı.
I'll blow him into the ozone.
Ozona göndereceğim.
People say it has something to do with the ozone layer.
İnsanlar bunun ozon tabakasıyla ilgisi olduğunu söylüyor.
We've heard everything from the ozone layer and chemical weapons to... voodoo mysticism and organisms from space.
Ozon tabakasından, kimyasal silahlardan, hatta... voodoo büyülerinden ve uzaylılardan bile şüpheleniliyor.
They say 20 seconds in the California sunshine is too much these days, ever since we lost the ozone layer.
Ozon tabakası yok olduktan sonra 20 saniyelik Kaliforniya güneşinin fazla olduğunu söylüyorlar.
I'm sorry, Sailor, but that ozone layer is disappearing'.
Kusura bakma, bahriyeli, ama ozon tabakası kayboluyor.
Damage to the ozone.
- Ozon tabakası hasar görüyor.
Ozone.
Ozon.