Paisley tradutor Turco
199 parallel translation
- They do, eh? I'd rather part with my dear old grandmother's paisley shawl or her wedding ring... than to part with these bonds.
Bu hisselerden ayrılacağıma, sevgili büyükannemin işlemeli şalından ya da nikah yüzüğünden ayrılmayı tercih ederim.
It must be tough to lose a paisley shawl.
İşlemeli eşarbı kaybetmek zor olsa gerek.
Something the matter with his grandmother's paisley shawl.
Büyükannesinin işlemeli eşarbıyla ilgili sorunlar varmış.
Beer flowing through the estate over your grandmother's paisley shawl.
İçinden bira akan dereli malikâne, büyük annne'nin işlemeli şalından daha iyidir.
Your father brought a man into the bank who sold me... his grandmother's paisley shawl with a beer river running through it.
Baban bankaya birini getirdi ve o adam da bana, büyük annesinin işlemeli şalı ile içinden bira deresi geçen bir yer sattı.
Now, just as soon as I can feed our star, you shall see our story "Miss Paisley's Cat."
Şimdi, yıldızımızı besler beslemez, öykümüz "Bayan Paisley'nin Kedisi" ni izleyeceğiz.
Good morning, Miss Paisley.
Günaydın, Bayan Paisley.
Afternoon, Miss Paisley.
Tünaydın, Bayan Paisley.
Miss Paisley, do you really think that you killed a man while in a state of trance because you believed he had killed your cat?
Bayan Paisley, Kedini öldürdüğüne inandığın için trans halinde bir adamı öldürdüğünü gerçekten düşünüyor musun?
It's a very common kind of knife, Miss Paisley.
Yaygın olarak bulunan türden bir bıçak, Bayan Paisley.
Miss Paisley, if you had entered Rinditch's apartment, and done everything you said, your fingerprints would be all over the place.
Bayan Paisley, Rinditch'in dairesine girmiş ve söylediğin her şeyi yapmış olsaydın, parmak izlerin her tafarta olurdu.
May I have look at them, Miss Paisley?
Onlara bakabilir miyim, Bayan Paisley?
Well, I believe that you believe it all, Miss Paisley.
Şey, bütün bunlara inandığınıza inanıyorum, Bayan Paisley.
Goodbye, Miss Paisley.
Hoşça kal, Bayan Paisley.
Unfortunately for Miss Paisley, murder will out.
Bayan Paisley'nin kötü talihi, cinayet gizli kalmaz.
As for the star of our show, Miss Paisley's cat, Stanley, he went down in the line of duty, making a revival of our play impossible.
Gösterimizin yıldızına, Bayan Paisley'nin kedisi, Stanley'e gelince, Görev hattında aşağı indi, gösterimizin hayata geçmesini olanaksız kıldı.
Hobart and Paisley Company.
Hobart ve Paisley Şirketi.
Would you tell Mr. Paisley that I won't be in today?
Bay Paisley'ye bugün gelemeyeceğimi söyler misiniz?
Careful it doesn't go too high, Paisley.
Fazla yükselmemesi konusunda dikkatli ol, Paisley.
Mr. Paisley.
Bay Paisley.
Mr. Paisley, by your slip you've rendered an inestimable service to science.
Bay Paisley, bu hatayı yapmanız bilim için, yeri doldurulamayacak bir hizmet verdi.
My assistants will enshroud her in this perfectly ordinary paisley shawl.
Asistanım bu alelade yünlü örtü ile onu örtecek...
WITH DOUG AND CHARLES PAISLEY, THE BABY CRUSHER AND A COUPLE OF FILM PRODUCERS AND A MAN THEY CALLED KIERKEGAARD
Yanında Doug, bebek ezen Charles Paisley birkaç film yapımcısı ve Kierkegaard diye hitap ettikleri oturmuş tazıların kafasını ısırıp koparan bir adam vardı.
Like a paisley. a paisley?
- Benek mi?
Or perhaps a simple paisley, don't you think?
Belki de sade desenli, sence de öyle değil mi?
Ty, You Know Paisley. He Loves A Challenge.
Ty, Paisley'i bilirsin, zorluklara bayılır.
What's the matter with your paisley tie?
Desenli kravatın nesi varmış?
I hope you like paisley.
Umarım Paisley tarzı seversin.
Sarah, Jay-Jay, Michael. - Anything in a paisley?
Sarah, Jay-Jay, Michael.
Floral, hound's tooth, then paisley.
Şal deseni, dağınıklıktan daima iyidir.
Paisley!
Şal desenli!
Yes, I think I'll wear my paisley robe this evening.
Evet galiba bu gece şal desenli ceketimi giyeceğim.
In my day, it was long hair, beatniks, paisley.
Yapman gereken herşey bu. Benim zamanımda uzun saçtı, beatniks, paisley.
He wears a paisley eye-patch his sister made him.
Kız kardeşinin basmadan yaptığı bir göz bandı takıyor.
Jack, you'd get a kick out of that paisley eye-patch he wears.
Jack, taktığı basma göz bandı çok hoşunuza gider.
He wears a paisley eye-patch his sister made him.
Kız kardeşinin yaptığı bir göz yaması takıyor.
Jack, you'd get a kick out of that paisley eye-patch he wears.
Jack, gözündeki yama çok hoşuna gider.
I think I'm gonna bring back paisley.
Sanırım şalımı geri getireceğim.
That's so funny that you mentioned paisley because- - do something!
Şaldan bahsetmen çok komik. Bir şeyler yap!
You can't imagine how long I've wanted this, ever since that Christmas party at Arizona 206. You were wearing that red-striped paisley Armani tie.
Hani kravatıma içki dökmüştüm.
[Paisley] Hitler had decided that he would deploy all of the fighters he had to knock out the fighter fields to support the Battle of the Bulge, and they were going to do it in early December,
Hitler, Bulge Savaşı'na destek olmak için elindeki tüm avcı uçaklarıyla avcı uçağı havaalanlarına saldırmaya karar vermişti.
[Hanks] Mel Paisley, who was also this film's chief researcher, was decorated with the Distinguished Service Cross.
Bu filmin baş araştırmacısı olan Mel Paisley, Üstün Hizmet Madalyası'yla ödüllendirildi.
The fuchsia paisley one?
Şal desenli fuşya olan mı?
As sure as I am that nobody looks good in paisley.
Kimseye ekosenin yakışmadığına emin olduğum kadar.
But eventually I just became the one in paisley.
Ama sonunda Paisley'deki tek kişi oldum.
And I'll be wearing a paisley scarf.
Ve ben şal desenli eşarp giyiyor olacağım.
Well, you're the only one here with a paisley scarf, so...
Şey, burada şal desenli eşarbı olan bir tek sen varsın, demek ki...
When did you ever put a bomb Paisley?
Paisley hiçbir arabanın altına bomba koydu mu?
Thursday should be that paisley thing.
Perşembeleri şal desenli olanı takıyorsun.
Paisley.
Şal desenli.
Tiffani - oh, I love your pastel paisley halter with the chiffon inlet overlay.
Tiffani - oh, pastel tonlarındaki dağınık taşlı şifonuna bayıldım.