Panel tradutor Turco
2,473 parallel translation
I need a c.B.C., chem panel,
Tam kan sayımı ve kimyasal test istiyorum.
- You know, the micro-controllers, the fuse panel, the battery as a kind of command center.
Mikro kontrolör, sigorta paneli ve akü bir tür komuta merkezidir.
About the size of that panel.
Daha küçük. Bu panel büyüklüğünde.
No, you need a structure like this panel as big as the whole planet.
Hayır, gezegenin büyüklüğünde bu panel gibi bir yapı gerek.
Put your hands on the panel.
Ellerini panelin üstüne koy.
Even if the government - even if the government had this one panel and they put people inside and they died, it's the same thing as the ovens.
Devlet... Devlet, bu paneli ele geçirse ve içine koydukları insanlar ölse fırınlardan bir farkı olmaz ki.
- I am on the medical panel.
- Ben tıbbi paneldeyim.
They say you're late for some kind of panel.
Bir çeşit panele geç kalmışsınız.
She's at the panel.
Panelde.
- What panel?
- Ne paneli?
They told me there was a panel.
Bana bir panel olduğunu söylediler.
- A panel van. - you're sure?
Küçük kapılı minibüs. - Emin misin?
Then when you go along, press a button, a little panel opens up underneath the car like on a plane, drops the poo and the wee out on the motorway.
Sonra giderken bir düğmeye basacaksın ve uçaklardaki gibi arabanın altından bir bölüm açılacak ve dışkıyı otoyola bırakacak.
Blast pattern suggests it originated from the side panel.
Patlama izlerine bakıIırsa aracın yan tarafında meydana gelmiş.
I hotwired the control panel, using my stupid pocket protector, thank you very much.
Aptal cep koruyucumdakileri kullanarak panele kısa devre yaptım.
The panel of judges are here to award points for style.
Jüri paneli stilinize göre puan verecek.
I'm guessing minimizer, flat-panel front.
Bence sizinki ufaltıcılı ve önden bağlamalı.
I will need a big panel here.
Buraya büyük bir işaret koymalıyım.
Or a control panel or something?
Kontrol paneline veya onun gibi bir şeye?
The control panel is inside the house.
Kontrol paneli evin içinde.
Just a basic pregnancy panel.
Temel hamilelik testi olacak sadece.
I want a trauma panel drawn.
Çizilmiş travma paneli istiyorum.
Getting a c.B.C., culture, and chem panel.
Tam sayımı, kültü ve biyokimyasal test istiyorum.
I found this in a secret panel.
Bunu, gizli bir saklama yerinde buldum.
I'm sorry to have inconveninced our panel.
Boşuna vaktinizi aldığım için özür dilerim.
We should run a full hormone blood panel.
Hormon testi yapmalıyız.
Get me a chem panel.
Bana bir kimyasal panel getirin.
You need to get to the control panel and take out the wi-fi.
Kontrol panelini bulup wi-fi'yi çıkartman gerek.
We've got to get it away from that control panel!
Onu kontrol panelinden uzaklaştırmalıyız.
Uh-huh. Let me see that panel.
Panele bir bakıyım.
Tox screen was negative, and there's no sign of trauma.
Toksik panel temizdi travma belirtisi de yok.
Two dedicated rear guns, two front guns, and they're all controlled by this instrument panel.
Arkada iki tüfek, önde iki tüfek ve hepsi bu kontrol paneliyle kontrol ediliyor.
Access panel wall - Minutes.
Paneli açabilirsek, bir kaç dakikaya...
Gotta get to the panel back there.
Şuradan panele geçsek iyi olur.
We pulled the access panel.
Alttaki paneli açmayı başardık.
Charlie one is a gray-panel van heading north.
Hedef Charlie 1, kuzeye giden ; gri panelli bir minibüs.
He's a bloodthirsty psychopath with a panel van and a rag soaked in chloroform.
Panelvanı ve kloroformla ıslatılmış çaputu olan kana susamış bir ruh hastası.
A panel of experts...
Uzmanlardan oluşan bir kurul...
Hey, Wolfe, you got anything in that control panel?
Wolfe, kontrol panelinde bir şey çıktı mı?
Listen, there's-there's a button on the control panel.
Dinleyin, kontrol panelinde bir düğme var.
There's a board back there covered in blood, too.
Arka tarafta silme kan olmuş bir de panel var.
Or do you have an expert panel behind you?
Yoksa arkanda uzman birileri mi var?
Blood panel including CBC, chem 7 and tox screen?
Tam kan sayımı ve kan tablosu kan minerali ve zehirlenme testi.
In March 2010 a panel of 41 international experts concluded that the impact of an asteroid that smashed into Earth at Mexico's Yucatan Peninsula 65 million years ago probably triggered the global climate change that resulted in the mass extinction of the Earth's dinosaurs.
2010 yılı Mart ayında 41 uluslararası uzmanlar paneli sonucuna bir asteroid ki etkisini Meksika'nın de Dünya'ya çarptı Yucatan Peninsula 65 milyon yıl önce muhtemelen tetikledi Küresel iklim değişikliği olduğunu kitle imha sonuçlandı Dünya'nın dinozorların.
Yeah, and the electrical panel's in the garage.
Evet, ayrıca elektrik paneli garajda.
Because the panel feels badly for incompetent doctors who nearly kill people.
Sanki kurul üyeleri, insanları öldürme ihtimali olan yetersiz doktorlara karşı güzel duygular besliyor.
You know that everyone on that panel hates you.
O kurulda herkesin senden nefret ettiğini biliyorsun.
Your costume hasjust been selected by panel... as the best one ofthe party.
Kostümünüz jüri tarafından partinin en iyisi seçildi.
I know, but anthropomorphic control panel's right.
Biliyorum, ama insan biçimindeki kontrol paneli doğru söylüyor.
Running the mayor's Civilian Oversight Panel.
Belediye başkanının Sivil Gözetim Heyeti'ni yönetiyorum.
But the show will kill in the ratings and make for a great panel at Comic-Con.
Program reytinleri alt üst edip...