Paparazzo tradutor Turco
73 parallel translation
Paparazzo, enough!
Bunlar hiç bıkmaz mı bu işten? Yeter artık!
What are the children's names?
Paparazzo! Dede de var... Eve gitmek istiyorum.
I was about to leave when a friend of yours told me to wait for you here. Yes, Paparazzo.
Tam giderken bir arkadaşın burada beklememi söyledi.
Since I'm not here that often. - Paparazzo!
Her zaman böyle fırsatım olmuyor.
Actually, Paparazzo, you know what? I'll leave you the car.
Araba kalsın, babamı sen bırak.
Paparazzo, run to the pharmacy and get these drops!
Eczaneye git, ilaçları al. Ne?
- Paparazzo was looking for you he wanted to do a shoot for Jardin de Mode.
hakkında haber yapacak. Ama artık moda fotoğraflarıyla uğraşmaktan sıkıldım. Öyle mi?
Damn you paparazzo! Uh!
Lanet olası paparazziler!
Whereas at first, I'd called her photos cold. And as for you, you admit having been a paparazzo,
Fotoğrafları soğuk buldum kendin için paparazzilere izin ver
the paparazzo?
Paparazzi mi?
Apparently our paparazzi- - paparazzo.
- Belli ki bizim şu paparazzi... - "Paparazzo".
The singular form of paparazzi is paparazzo.
- Tekil haline "paparazz-o" denir.
Our dead... paparazzo may have taken some compromising photos.
Onu dün gece otelde gören bir tanığım var. "Ölü" paparazzo sakat resimler çekmiş olabilir.
So he couldn't have tossed the paparazzo.
Yani magazinciyi o atmış olamaz.
If you had that paparazzo's photo, you wouldn't be asking me these questions.
Magazincinin fotoğraf makinesi sizde olsaydı, bana bunları sormazdınız.
So as I reach in the trash and pull this dude out, a paparazzo jumps out and takes a picture of me.
Çöpe gidip herifi çekiştirdiğimde bir paparazzi fırladı ve fotoğrafımı çekti.
Are you one of them press paparazzo freaks?
Yoksa şu kaçık paparazzi muhabirlerden misin?
And to defeat a paparazzo, it takes this man!
Ve paparazzoyu yeniyorum. Bunu yapacak olan da bu adam.
Homer, don't be so quick to abandon this paparazzo thing.
Homer şu paparazzilikten bu kadar çabuk vazgeçme.
Joe Kidd, paparazzo.
Joe Kidd, paparazzo.
Grant bought it off a paparazzo named Dean Foster.
Grant onu Dean Foster ismindeki bir paparazziden almış.
She paid this paparazzo, Dean, 50 grand to keep some photos off the market.
Şu Dean ismindeki paparazziye bazı fotoğrafları piyasaya vermemesi için 50.000 dolar ödediğini duydum.
- Dean Foster... Paparazzo with an unhealthy interest in Tierney.
Dean Foster, Tierney'le hastalık derecesinde...
I feel like a paparazzo waiting for a star to wake up and to step in front of my camera lens, so I can sell the photos to the tabloids.
Kendimi, ünlü birinin uyanmasını bekleyip, gazetelere satmak için fotoğrafını çekmeye çalışan bir paparazzi gibi hissediyorum.
I thought there was a paparazzo, but it's just some loser taking a picture of his kid.
Bir paparazzo olduğunu sanmıştım, ama sadece çocuğunun resmini çeken eziğin tekiymiş.
Did you know "paparazzo" is the singular of "paparazzi"?
Paparazzonun paparazzinin tekili olduğunu biliyor musun?
That'd be "paparazzo" then, wouldn't it? Because "paparazzi" with an I is plural,
Aslında "paparazzo" olur, çünkü "paparazzi" "i" olduğundan çoğul.
- so "paparazzo."
Bu yüzden...
You have lost her on a Hegg with the one paparazzo she hates the most.
Peki sen ne yaptın? En nefret ettiği paparazzinin olduğu küçük bir adada onu kaybettin.
Like a mini-paparazzo?
Küçük bir magazin fotoğrafçısı gibi mi?
You seriously believe public interest warrants sending a paparazzo to terrify Laura and trigger a new anxiety attack?
Bir paparazzi gönderip Laura'yı korkutmak ve yeni bir endişe nöbeti tetiklemek toplumun iyiliği mi yani?
In fact, you might just have what it takes to be a paparazzo. Namely, a camera.
Doğrusu, sende bir paparazi olmak için her şey var.
I'd like to introduce you to Bender, the newest member of our paparazzo family.
Paparazi ailesinin en yeni üyesi. Seninle tanışmak güzeldi.
Come to paparazzo. Asps )
paparazziye gel.
I swear on my honor as a paparazzo.
Bir paparazzi olarak onurum üstüne yemin ederim.
How dare you smash a paparazzo's camera
Bir paparazinin kamerasını kırmak? İyi cesaret
He's not a paparazzo
O paparazi değil
A passer-bv is a paparazzo
Yoldan geçen bir paparazzi
Don't you know evervone's a paparazzo today
Bilmiyor musun, bugünlerde herkes paparazzi.
He's a paparazzo.
Paparazziymiş.
You know what, man? I could actually make a second career as a paparazzo.
Aslında ikinci bir kariyer olarak paparazzilik yapabilirim, dostum.
Oh, man, paparazzo.
- Aman be, paparazziler geldi.
Paparazzo, I'm not kidding, get out of the car!
Dönmek istemiyorum, hayır!
- Paparazzo, give me a break.
Yine mi sen!
Paparazzo!
Garson!
- Come on, let's go with my father!
Paparazzo!
Paparazzo, hurry, get in the car. This way, Dad. - Let's go!
Haydi, atla arabaya.
- Paparazzo, see you at the morgue!
İyi eğlenceler!
- The wife, come on, Paparazzo.
"söylediklerimi aldın mı?"
- Sure.
Paparazzo seni arıyordu, "Moda Bahçesi"
A paparazzo.
ne zi?