Petite tradutor Turco
318 parallel translation
She's petite.
O küçücüktü.
- Is that my Petite Parisienne?
- O benim Petite Parisienne gazetem mi?
Have you met Marguerite She's neither tall nor petite
Marguerite ile tanıştınız mı? Kendisi ne kısa ne de uzundur.
Good evening, ma petite.
İşte buradasın, tatlım.
I used to belong to the petite bourgeoisie myself.
Ben kendim de küçük burjuvaydım.
That's enough, I daresay.
- Je vous remercie mille fois, Monsieur. - Assez, ma petite. Assez.
She had her tra-la-la Her petite tra-la-la
# Vardı onda tra-la-la O küçük tra-la-la #
With just her tra-la-la Her petite tra-la-la
# Vardı onda tra-la-la O küçük tra-la-la #
So with her tra-la-la Her petite tra-la-la
# Ama vardı onda tra-la-la O küçük tra-la-la #
With her tra-la-la Her petite tra-la-la
# Vardı onda tra-la-la O küçük tra-la-la #
When you have a petite tra-la-la
# Varsa sende de ufak bir tra-la-la # #
Intention is that Petite pig.
Niyeti belli, küçük domuzun.
Mon frere a une gentille petite amie.
Mon frère a une gentille petite amie.
Blonde, petite, blue eyes...
- Sarışın, minyon, mavi gözlü... - Nereden biliyorsun?
- Une petite escargot.
- Une petite escargot.
Petite.
Minyon.
In the water he is small, insignificant, petite.
Suyun içinde Küçük, önemsiz ve minnacık.
Talk about petite... An object in the shop window...
Hem konuşur hem de tanışırdık....
Alors, ma petite.
Ağlama küçüğüm.
She's a bit small down there but all the Indian girls are petite.
Aşağısı biraz ufak ama tüm Kızılderili kızlar narin oluyor.
The lady will have the petite marmite.
Hanımefendiye bir Fransız çorbası.
I haven't seen you look this unhappy since you realized that rugby shirt I got you was a men's petite.
Sana aldığım Rugby tişörtünün garson boy olduğunu öğrendiğinden beri seni bu kadar mutsuz görmemiştim.
Petite truffles.
Küçük şekerler.
Well, how goes it with you, ma petite?
İşler nasıl gidiyor bakalım?
Oh, mes petite! A word of advice.
Size bir tavsiye :
I'm quite aware of that, you petite putz.
Bunun farkındayım seni aptal şey.
What's the matter, ma petite?
Neyin var küçüğüm?
- "Petite paquette"...
"Tıbbi paket"
I'm a petite.
Ben de minyonum.
I've always been very petite.
Her zaman minyondum.
What I love most about the Ingram Mac-10... is that it's small... "reet petite."
Ingram Mac-10'un en sevdiğim özelliği... küçük olması... "minyon".
Her petite ankle slips into the perfumed water.
Narin ayak bilekleri, parfüm kokulu suya doğru kayıyor.
Try petite.
Serçe parmağı dene.
Le Petit Château.
La Petite Château.
I can't leave and go to Le Petit Château.
Burayı bırakıp, La Petite Château'ya gidemem.
I want a cute, petite, little button nose.
Şirin, küçücük, minik bir kalkık burun istiyorum.
Im a petite 17-year-old nymphet... with desires most men cant satisf.
Ben minyon 17 yaşında bir kızım, çekici ve tahrik ediciyim... çoğu erkek arzuları ile sırada bekliyor.
She's very small, very petite.
Çok küçük, çok minyon.
He says it's an opportunity, to remove those petite bourgeois from around Hitler.
Hitler'in çevresindeki küçük burjuvaları uzaklaştırmak için bir fırsat olduğunu söylüyor.
I had lunch with him at La Petite Marmite.
La Petite Marmite'de yemek yedik.
The Pretty Petite 204 looks promising.
"Mınyon Güzel 204" ümit vaat ediyor.
That's right me her petite?
Öyle değil mi ma petite ( küçüğüm )?
Yes, me her petite.
Evet, ma petite.
I'm so petite and tiny.
Ufak tefeğim.
A nice petite white boy like you in a federal penitentiary...
Senin gibi güzel beyaz bir çocuk federal cezaevinde...
You're not my type. I'm used to dating petite, waifish girls.
Far kullanmayan, ufak tefek kızlarla çıkmaya alışığım.
- Where you going, petite?
- Buradan başka bir yere!
- With style, petite.
Tarzımla.
Petite.
Narin.
Jack, she is tremendous skater. Everyone is saying this. Petite.
Jack o çok iyi bir patenci, herkes bunu söylüyor "İyi durumda, güçlü, zeki" Ama herşey gelip büyük "C" de takılıyor.
Petite?
Burası sana göre değil.