Plane tickets tradutor Turco
287 parallel translation
Did you cancel the plane tickets?
Uçak biletlerini iptal ettirdin mi?
I'll use the plane tickets we had for this afternoon.
Bu öğlen için olan uçak biletlerimizi kullanacağım.
So you've bought the plane tickets back, Lieutenant?
Demek dönüş için uçak bileti aldınız, Teğmen?
I'll get the plane tickets for 10 : 00 tonight.
Bu gece 10 uçağına bilet alacağım.
Plane tickets.
Uçak biletleri.
- What about the plane tickets?
- Ya uçak biletleri?
- Plane tickets.
- Uçak biletleri.
I'll get the diamonds, you get the plane tickets.
Ben elmasları alayım, sen de uçak biletlerini al.
That's right, this Mr. Lessing placed a hurry-up order for all sorts of reservations, plane tickets yesterday afternoon.
Doğru, bu Bay Lessing dün öğleden sonra her türlü rezervasyon, uçak bileti için ivedi siparişte bulundu.
Well, if you change your minds, we can always get plane tickets.
Fikrinizi değiştirirseniz, her zaman uçak bileti alabiliriz.
Let me see those plane tickets.
Şu uçak biletlerine bakayım.
The national union is paying... for our plane tickets and our hotel room.
Uçak biletlerimizi ve otel masrafımızı sendika karşılıyor.
Mr. White, you'll be in this, handing them their plane tickets.
Bay White, siz uçak biletlerini verin.
Tomorrow I'll buy plane tickets and see you off.
Yarın bir uçak bileti alır görüşürüz.
You brought the plane tickets?
Uçak biletlerini aldın mı?
Here are two plane tickets.
Burada iki uçak bileti var.
We lost our plane tickets home. And we can't even afford a room.
Uçak biletlerimizi ve hatta oda tutma şansımızı da kaybettik.
They had plane tickets to Bogota the morning after the killings.
Cinayetin ertesi sabahı Bogota'ya gitmek için uçuş biletleri vardı. - Selam, Dan.
I bought you two plane tickets.
Size iki tane uçak bileti aldım.
I've got a taxi outside and two plane tickets, if you want to.
Eğer gelmek istersen, dışarıda bekleyen bir taksi ve iki de uçak biletim var.
Aunt Marcie sent me first-class plane tickets.
Marcy teyze bana birinci sınıf uçak bileti gönderdi.
I'm sorry we couldn't take a cab but I spent my last dollar on the plane tickets.
Taksiyle gelemediğimiz için üzgünüm fakat son kalan paramı uçak biletine verdim.
- I'll get the plane tickets.
- Uçak biletleriyle ilgileneceğim.
Sell our plane tickets and the three of us go by bus.
Uçak biletlerimizi satarız ve üçümüz otobüsle gideriz.
- He's out getting our plane tickets.
- Uçak biletlerini almaya çıktı.
Get me two plane tickets to the state that Springfield is in.
Springfield'ın içinde olduğu eyalete iki tane uçak bileti al bana.
- You know how much plane tickets cost?
- Uçak bileti fiyatlarını, biliyor musunuz?
The plane tickets are...
Uçak biletleri...
We got plane tickets.
Uçak biletimiz var.
I'm on my way to cash in their plane tickets for them.
Uçak biletlerini paraya çevirmeye gidiyorum.
You got your plane tickets?
Uçak biletleri sende mi?
I have the dress! I have the plane tickets!
Gelinlik hazır, uçak biletleri hazır!
Well, with the checks and the credit cards some trips to the ATM and the plane tickets I cashed in...
Şey, çekler ve kredi kartları ATM'den çektiklerim ve nakde çevirdiğim uçak biletleri...
Inside are some fake identification and some plane tickets.
İçinde birkaç sahte kimlik ve uçak biletleri var.
If you get me the plane tickets,
Eğer bana uçak biletlerini ayarlayabilirseniz,
I have here plane tickets and a guest list proving that on May 3rd, I was attending a reception for our nation's governors in the Blue Room at the White House.
Burada uçak biletlerim ve bir davetiye listesi var, 3 Mayıs'ta ulusal hükümetimizle Beyaz Saray'ın Mavi Odasında katıldığım bir resepsiyonun kanıtı olarak.
Why not find out who bought the plane tickets?
Uçak biletlerini kimin aldığını neden araştırmamışlar?
We just need a place to crash till we get plane tickets.
Uçak bileti alana kadar kalacak bir yer lazım.
We want plane tickets home to Springfield.
Evimize, Springfield'a uçak bileti istiyoruz.
The plane tickets!
Uçak biletleri!
What about the plane tickets to Hawaii?
Hawaii'ye uçak biletleri ne oldu?
Stewie and I traded in our plane tickets for train tickets.
Stewie'yle uçak biletlerimizi verip yerine tren biletleri aldık.
Damn plane tickets. An interview with someone I've been trying to meet... for a very long time. They are here somewhere.
Lanet uçak biletleri, Buralarda bir yerdeydiler.
Get me two tickets on the midnight plane.
Bu geceki uçağa iki bilet al.
I'm getting two tickets on a plane to San Francisco.
San Francisco'ya giden uçağa iki bilet alacağım.
We're not taking a plane, we're taking a train, on which we had tickets for a drawing room with two nice soft comfortable beds, where, at this very moment, two blondes...
Uçağa binmiyoruz, trene biniyoruz, biletlerimizin olduğu trene bir kompartıman için, iki güzel yumuşak yatak, tam bu sırada, iki sarışın...
There are 2 tickets on the 11 : 00 plane for acapulco.
Acapulco'ya giden, 11.00 uçağına iki bilet ayrıldı.
I wait till the man checking tickets is busy, then I walk onto the plane.
Biletleri kontrol eden genç adamın meşgul anını bekliyorum ve biniyorum.
Please print your name on both tickets before you board the plane.
Lütfen uçağa binmeden iki bilete de adınızı yazın.
he was pretty mad at me last time I saw him we haven't talked since hello hello who is this phone calls in the middle of the night plane tickets showing up, what's going on?
Bir daha asla bir erkekle yakınlaşamayacağım. Evet, ne demek istediğini anlıyorum. Ne zaman numarayı çevirsem telefonun kapandığını duyuyorum.
I'm gonna cancel the train tickets and make a plane reservation, okay?
Tren biletlerini iptal edip uçak için rezervasyon yaptıracağım, tamam mı?