Please don't do that tradutor Turco
666 parallel translation
No, Master, please! Please don't ask me to do that!
Hayır, efendim, lütfen benden bunu yapmamı istemeyin.
I'll do anything, but please don't ask me to do that.
Her şeyi yaparım, ama lütfen bunu yapmamı isteme.
- Please don't do that.
- Lütfen yapmayın.
Please don't do that. I'm sorry.
Özür dilerim.
Whatever you do, please don't hum that tune anymore.
Lütfen o melodiyi bir daha mırıldanma.
Please, please, sir, don't do that.
Lütfen bunu yapmayın efendim.
Don't do that, please.
Lütfen yapmayın.
Please don't do that.
Lütfen böyle yapma.
- Mildred, please don't do that.
- Mildred lütfen bunu yapma.
- Please don't do that.
- Lütfen yapma bunu.
- Please don't do that.
- Böyle yapma lütfen.
- Don't do that, please.
- Lütfen yapmayın.
Please don't do that.
Çağırma.
Please Zina. Don't do that.
Zinoçka, yapma böyle.
No, please don't do that.
Hayır lütfen yapmayın.
Please, please don't do that, sir.
Lütfen, lütfen bunu yapmayın, efendim.
HELEN, PLEASE DON'T DO THAT!
Lütfen yapma bunu.
Don't do that, please.
Ama, bu şekilde değil.
Please don't do that, this Classmate's Meeting is held especially for him.
Lütfen ama, bugün buradaysak, tek sebebi odur.
Lady, please, don't do that.
Hanımefendi, Iütfen...
Please don't do that, please don't do that!
Bunu yapmayın... Lütfen yapmayın, Iütfen bunu yapmayın!
Andy, please, don't do that.
Yorumları okudum. Andy, lütfen, yapma.
Oh, no, please don't do that to the children.
Oh, hayır, lütfen çocuklara bunu yapmayın.
Please don't do that.
Yapmayın.
Please don't do anything to spoil it now that it's almost over.
Lütfen hiçbir şeyi bozma bu iş bitti bitecek.
Please, don't do that.
Lütfen, yapmayın.
Don't do that again, please.
Bunu tekrar yapma, lütfen.
Please don't make me do that.
Lütfen beni zorlama.
Sergeant Rizzo, please, don't do that!
Çavuş Rizzo, lütfen. Bunu yapma.
Now, please don't do that, Frank!
Hayır, lütfen yapma, Frank!
No, please! Don't do that, I beg you not to.
Yapmayın, size yalvarıyorum.
Please don't do that.
Lütfen yapma böyle.
Don't do that, please.
Rica ederim yapma.
- Honey, please don't do that now.
Canım, şimdi yapmasana şunu.
- Honey, please don't do that now.
- Canım, şimdi yapma lütfen.
Please, don't do that.
Lütfen bunu yapma.
– Please don't do that.
- Lütfen bunu yapma.
- No, please don't do that.
- Lütfen, lütfen bunu yapmayın.
Please don't do that.
- Bir tane bile mi?
Don't do that again, please.
Lütfen bunu bir daha yapma.
Your Highness, please don't do that.
Majesteleri, lütfen bunu yapmayın.
Tommy, please don't do that.
Tommy, böyle yapma lütfen.
Please don't do that!
- Dur.
Please don't do that.
Lütfen bunu yapma.
Pl-Please don't do that.
Lütfen yapmayın.
- Please don't do that.
- Lütfen dokunma.
Mr. Jones, please don't do that!
Lütfen, hayır, yapma. Lütfen, bunu yapma.
Joanna, don't do that, please.
Joanna, bunu yapma, lütfen.
Please don't do that.
Lütfen sinirlenmeyin.
- Jack, please don't do that.
- Jack, böyle yapma lütfen.
No, don't do that, please.
Hayır, böyle yapma, lütfen.
please don't kill me 179
please don't touch me 30
please don't hurt me 189
please don't leave 64
please don't be mad at me 43
please don't worry 50
please don't cry 105
please don't hate me 28
please don't leave me alone 16
please don't shoot me 34
please don't touch me 30
please don't hurt me 189
please don't leave 64
please don't be mad at me 43
please don't worry 50
please don't cry 105
please don't hate me 28
please don't leave me alone 16
please don't shoot me 34