English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ P ] / Plumes

Plumes tradutor Turco

75 parallel translation
Plumes dropped in their flight by those fine birds who showed their tail feathers!
Korkudan tüy döküp, cascavlak kalmış bu kuşlar!
"I'm thinking of the lilac trees that shook their purple plumes"
" Eflatun çiçekler döken leylakları düşünüyorum
The black uniform... with white plumes.
Siyah üniforma... beyaz nişanlı.
The blue one with the plumes?
Üzerinde kuş tüyleri olan mavi elbiseyi mi?
Cross it now, and every Apache for 50 miles will see our dust plumes.
Her Apache 50 milden bizim çıkardığımız toz bulutlarını göreceği için.
There are at least nine intermittently active plumes and hundreds, maybe thousands, of extinct ones.
Yaklaşık 9 aktif, yüzlerce de sönük volkan keşfettik.
The plumes can eject sulfur and other atoms off lo altogether and account for the sulfur clouds surrounding Jupiter.
Jüpiter etrafındaki sülfüre bakılırsa kaynağı bunlar gibi.
Your plumes.
Bunlar da sorguçlarınız.
They're Australian Lighthorse Mounted Infantry... you can tell them by the plumes in their hats
Avustralya Hafif Atlı Dağ Piyadesi. Şapkalarında ki tüylerden anlayabilirsin.
Canard en ses plumes torche.
Canard en ses plumes torche. ( ateşte tüylü ördek )
We're starting to see some volcanic plumes.
Biraz volkanik toz dumanı görmeye başladık.
Breathing great plumes of fire.
Her nefeste ateşten sütunlar salıyor.
To persuade females to come close and admire his plumes, he sings the most complex song he can manage.
Dişileri ikna etmek, yakına gelip tüylerine bakmaları için, söyleyebildiği en zor şarkıyı söylüyor.
With their magnificent plumes birds of paradise attract more than a mate
Muhteşem tüyleriyle cennet kuşları bir eşten fazlasını cezbeder.
- I'm detecting infrared plumes near the equator.
- Ekvator yakınlarında kızılötesi sinyaller alıyorum.
- Infrared plumes?
- Kızılötesi sinyal?
Males flaunt their flamboyant plumes to attract the more drably colored females
Erkekler göz alıcı tüylerini daha donuk renkli dişilerin ilgisi çekmek için sergiler.
When someone fires a weapon, gunshot residue plumes back onto their hands and clothing
Biri bir silahla ateş edince atış artığı bulut şeklinde ellerine ve üstüne siner.
The worms'plumes were bright red with haemoglobin that carries sulphides and oxygen down to the bacteria.
Kurtlarin tüyleri, bakteriye sülfat ve oksijen tasiyan hemoglobin yüzünden parlak kirmizidir.
Crabs and shrimps feed off bacteria and even try to steal pieces of tubeworm plumes.
Yengecler ve karidesler bakterilerle beslenir ve kurt tüylerinden parcalar calmaya bile calisirlar.
The worms'plumes were bright red with haemoglobin that carries sulphides and oxygen down to the bacteria.
Kurtların tüyleri, bakteriye sülfat ve oksijen taşıyan hemoglobin yüzünden parlak kırmızıdır.
Crabs and shrimps feed off bacteria and even try to steal pieces of tube worm plumes.
Yengeçler ve karidesler bakterilerle beslenir ve kurt tüylerinden parçalar çalmaya bile çalışırlar.
Please! Our design's for plumes and pearls,... and nothing is going to come between me and my protege.
bizim tasarımlarımız kuş tüyleri ve inciler için,... ve hiçbirşey benim ve benim kayrılmam arasına giremeyecek.
We are seeing outside the government building downtown... that at this moment there are plumes...
Gördüğümüz kadarıyla hükümet binasının dışında... şu anda patlamalar oluyor...
The plumes are too big, and it looks like big red fountains of blood spurting out of our heads.
Başlıklarımız çok büyük ve başımızdan büyük bir kan çeşmesi fışkırıyor gibi görünüyor.
There are constant eruptions, rivers of lava, and volcanic plumes shooting hundreds of miles into space.
Sürekli patlamalar, lav nehirleri ve uzaya doğru yüzlerce mil yükselen volkanik duman oluyor.
One large cloud is actually comprised of many separate plumes.
Gerçekte bir büyük bulut birçok ayrı dumanlardan oluşacak.
New eyewitness reports from a vantage point on Chavez Ravine say that incredible plumes of smoke are rapidly rising from the downtown skyline.
Yeni bir görgü tanığı Chavez Ravine! den bildiriyor. İnanılmaz bir duman esinitisi olduğunu söylüyor
Mr mystery can adorn himself with new plumes now...
Bay Gizemli de şimdi zil takıp oynuyordur herhalde.
White rice with... Plumes of steam coming up from it.
Beyaz pirinç, üzerinde buram buram dumanı tütüyor.
I've got a visual on two separate plumes- - one over in Kansas City and one south somewhere in Texas.
Ben 2 ayrı yerde bulut gördüm - biri Kansas City üzerinde diğeri Texas civarında bir yerlerde.
We can see features, clouds, eddies, big plumes of material like we see on Jupiter.
Şekilleri görebiliriz, bulutlar, anaforlar, materyal artıkları, Jüpiter'de görüyor olduklarımız.
And the plumes seemed to be coming out of these areas and we counted about 20 or 21 plumes.
Ve püskürtüler bu alanlardan fışkırıyor gibi görünüyordu, 20 ya da 21 civarında püskürtü noktası saydık.
Who would have thought that an ice ball of the size of Texas would be alive with plumes and geysers?
Kim Teksas boyutundaki bir buz topunun devasa çatlaklar ve gayzerle dolu olduğunu düşünebilirdi?
One of the fascinating things That we see on the surface Of triton are actually plumes,
Triton'ın yüzeyinde gördüğümüz en heyecan verici şeylerden bir tanesi de tüy şeklinde bulutlardır,
And we see these plumes, We've actually seen them Coming out in real time
Bu bulutları gördüğümüzde,
No, Enceladus actually spits plumes of icy water... into the atmosphere of Saturn.
Hayır, Enceladus aslında buzlu su bulutu püskürtür Satürn'ün atmosferine.
It also spews out mysterious icy plumes... with some indication that it once was... or possibly still is volcanically active.
Ayrıca önceden veya hâlâ volkanik olarak aktif olabileceğini gösteren gizemli buz parçacıkları püskürtüyor.
Maybe you were down the block, in the high-rise, watching the plumes of black smoke.
Belki de yükselen kara dumanları seyretmek için bir sokak öteye gittin.
Three thorned roses inside a crest With three white ostrich plumes on top.
Tepede üç tane devekuşu tüyü olan üç tane gül.
They are vast smoke plumes.
Bunlar koca duman bulutları.
For the geyser gazers, these are much more than just plumes of hot water squirting from the ground.
Gayzer gözlemcileri için bunlar, yerden fışkıran sıcak su ağızlarından çok daha fazla şey ifade ediyor.
He inflates a pair of scented plumes... that protrude from the end of his abdomen... and they come to him.
Karnının ucundan çıkan bir çift kokulu tüyü şişirir,... ve dişiler ona gelir.
The males bellow threats to one another, creating huge plumes of bubbles.
Dev kabarcık bulutları yaratarak, birbirlerine gözdağı veriyorlar.
Imagine, imagine you're blowing on your thistle plumes... calmly, quietly...
çiçeklere üflediğini hayal et. sakince, yavaşça.
A hurricane of magnetic fields will grow and swirl, sending arcs and plumes of flaming plasma thousands of miles over the surface of the Sun.
Manyetik alanlardan oluşan bir fırtına, büyür, kıvrılır, arklar ve alevlerden plazma fışkırmalarını güneş yüzeyinden binlerce km. mesafeye gönderir.
Io's volcanic plumes can reach 500 km above the moon's surface.
Io'nun volkanik tüyleri uydunun yüzeyinden 500 km yukarıya ulaşabilir.
Because the guy on the right, she kicked him in the nom des plumes.
- Şu sağdaki adam... Adamı kasıklarından tekmeledi.
But closer observations have revealed that the gas is concentrated in a handful of plumes that vary with the seasons.
Fakat yakın gözlemler mevsimlerle gazın yoğunluğunun değiştiğini ortaya koydu.
Per your orders, sir, our rocket plumes will be undetectable.
Emirleriniz üzerine, efendim roket dumanımız tespit edilemeyecek.
Willow plumes, Inverness capes... dry champagne and snow on the ground. Yes.
Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]