English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ P ] / Ponytail

Ponytail tradutor Turco

364 parallel translation
I should have spoken out for her ponytail,
# Köpek berberine #
- Ponytail and braces.
- At kuyruklu, dişinde teli olan.
I ran around in a short little tasseled skirt, and a ponytail that came down to my ass.
Minik kısa püsküllü bir etek giyerdim, ve atkuyruğu popoma denk inerdi.
Guess next you'll be wearing a ponytail and a fucking earring, huh?
İlerde bir atkuyruğun ve küpen de olur.
Ponytail!
At kuyruğu!
And a ponytail.
Ve at kuyruklu.
Ponytail?
At kuyrukluyu mu?
You really do look like shit in a ponytail.
Pis bir suratın var bu boktan at kuyruğunla.
Average height, medium build, ponytail.
Orta boy ve kiloda, saçları arkadan bağlı.
I like your ponytail.
At kuyruğunu sevdim.
Her movements as she tossed her ponytail.
Hareket ettikçe sallanan atkuyruğu.
Guard grabbed LBJ's ponytail.
Muhafız LBJ'nin midillisini çaldı.
Some chick who had a bullet lodged in her ponytail... called the pigs in San Marcos.
At kuyruğuna saplanmış kurşun olan bir hatun... San Marcos'daki domuzları çağırdı.
Sit your ass down, ponytail.
Otursana şuraya be.
- They don't go with your ponytail.
- Atkuyruğuyla güzel durmuyordu.
- The magician with the ponytail?
- Atkuyruklu sihirbaz mı?
- Ponytail, right?
- Şu at kuyruklu.
- Mr. Sensitive Ponytail Man.
- Bay Hassas At Kuyruğu.
- He is not Mr. Sensitive Ponytail Man.
- O, Bay Hassas At Kuyruğu değil.
Ponytail holders?
Saç tokası mı?
The one with the long ponytail, she wears those blue sweatpants.
Uzun at kuyruğu olan, mavi eşofman giyiyor.
Don't let them give you shit about your ponytail either.
Sana yanlış yapmalarına izin verme.
The ponytail's Ochoa.
Saçı atkuyruklu olan, Ochoa.
Another trendy kid who's got three earrings, a ponytail and a T-shirt under his coat?
At kuyruklu, üç küpeli ve tişört üzerine ceket giyen gençlerden biri mi yine?
The entrance to your garage is blocked by a cab driver with a ponytail scraping gum off the seat.
Pardon geciktim, Frasier ama otopark girişini arka koltuktan sakız temizleyen at kuyruklu bir taksici tıkamış.
Give me your ponytail
Ver şu at kuyruğunu!
You can't protect your hat, how do you expect to cut my ponytail?
Daha kasketine sahip olamıyorsun, saçımı nasıl keseceksin?
- Oi! - My ponytail!
- At kuyruğum nerede?
Why don't you and I take your little sensitive ponytail and your little sissy beads, and get out of here, okay?
Neden seninle ben, at kuyruğunla kız kolyelerini alıp gitmiyoruz. Tamam mı?
Well, what about the ponytail?
Eee, at kuyruğuna ne diyeceksin?
Ponytail?
At kuyruğu?
ponytail : I found him!
Onu ben buldum!
Larry, I am drunk and I am starving... and I am not above swinging you about this room by that ratty little ponytail.
Larry, sarhoşum ve açlıktan ölüyorum... ve seni at kuyruğundan tutup odada sallamak istemiyorum.
- I'll pick you up by your ponytail!
- At kuyruğundan yakalayacağım!
Instead, you've given me two fruitcakes - a ponytail and a clown!
Onun yerine bana verdiğin şu iki şapşala bak. Bir atkuyruklu ve bir palyaço.
She always wore her hair on top of her head and a ponytail?
Saçını sürekli at kuyruğu yapardı.
My ponytail's caught in the door.
Atkuyruğum kapıya sıkıştı.
With a guy with a Steven Seagal ponytail.
Steven Seagal tarzı bir at kuyruğu olan adam.
And so's the ponytail.
Şu saçlara bak. - Hayır!
By the time you're 70, your queue, your ponytail... will be as good as new.
Sen yetmişine geldiğinde... saçların eskisinden bile iyi olacak.
She just cut some guy's ponytail off.
O çocuğun at kuyruğunu kesiyor.
You traded in your letterman jacket... for a manicured goatee and an Euro trash ponytail.
Baskılı montunun içinde... manikürlü keçi sakalı ve Avrupalı pislikler gibi at kuyruğu bırakıyorsun.
Play foul, and I'll snip your ponytail
Oyun faulü ve ben at kuyrugunda oldugu gibi makasla kesecek.
- Your ponytail is snipped I'll grow it back.
- Senin atkuyruğun makasla kesilir.
- Uh... nothing, just, you know. Putting my hair in a ponytail.
- Uh hiçbir şey, sadece saçımı at kuyruğu yapıyorum.
Carly had a ponytail.
Carly at kuyrukluydu.
- Ow! Watch the ponytail.
- At kuyruğuna dikkat et.
The guy with the ponytail Is a drag.
- Evet, özellikle o at kuyruklu adam.
Guys, she's got glasses and a ponytail.
Gözlükleri ve at kuyruğu var.
That girl with the glasses and the ponytail?
Şu gözlüklü ve at kuyruklu kızı mı?
For her ponytail.
# Yelesini kurtarmaya çalışmalıydım #

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]