Pools tradutor Turco
753 parallel translation
I have horses, golf courses, swimming pools, and tennis courts.
Benim atım da golf saham da tenis kortum da yüzme havuzum da her şeyim var.
That same year I went on a conference to New Zealand and during that conference I had a chance to sit around some of the mud pools in New Zealand, and when I was looking at them, while I was looking at this bubbling mud, I all of a sudden remembered these structures and said, " Wow! That's it!
Aynı yıl, Yeni Zelanda'da bir konferansa katıldım ve konferans süresince, Yeni Zelanda'daki bazı çamur havuzlarında dolaşma şansım oldu ve onlara bakarken, kaynayan çamura bakarken aniden bu yapıları hatırladım ve " Vay canına!
But around bubbling volcanic pools, bacteria thrived.
Ancak kaynayan volkanik havuzlarda, bakteriler üredi.
That means your eyes are twin pools of desire.
Yani gözleriniz içinizdeki şehveti yansıtıyor.
That's for your swimming pools and your tennis courts... and your limousines and your barbecues.
Yüzme havuzun, tenis kortun, limuzinlerin... barbekülerin, hepsi senin olsun.
Personally, I like swimming pools.
Şahsen, yüzme havuzlarına bayılırım.
Deep pools of desire that can never be fulfilled or understood.
Asla tatmin edilemeyecek ve anlaşılamayacak derin arzular.
That reminds me. The soccer pools!
Futbol bahislerini hatırladım birden.
With the soccer pools sometimes.
Bazen... Futbol bahisleriyle.
She's got hair like the west wind, eyes like limpid pools... skin like velvet?
Dalgalı saçlı, keman kaşlı kadife tenli...
We own three swimming pools and a private lake. It figures.
Üç yüzme havuzumuz bize ait bir de gölümüz var.
And I don't mean just the Cadillacs and the swimming pools.
Ve sadece Cadillaclar ve yüzme havuzlarından bahsetmiyorum.
Bathtubs that we fill up, swimming pools that we empty.
Doldurduğumuz küvetler, boşalttığımız havuzlar.
What would you say, Doctor, if I told you I found pools of that venom?
Eğer size bu zehirden bir havuz bulduğumu söyleseydim ne derdiniz, Doktor?
Twin pools of gladness and joy in which a man would be happy to drown himself.
Bir adamın seve seve boğulacağı bir çift mutluluk ve sevinç havuzu.
"Twin pools." Go on.
"Bir çift havuz." Devam edin.
You wouldn't think like that if you won the pools.
Piyangodan büyük ikramiye çıksa, böyle düşünmezdin.
We could stay spinsters to keep you company at swimming pools on Sundays!
Ya da pazarları havuzda arkadaşlık için! Sen de konuş.
Not only lands and herds... but houses, palaces, cities, cars... movies, dime-stores, stations, airports... swimming pools, casinos, theaters... bouquets of flowers, arches of triumph... cigar factories, printing plants... lighters, airplanes... ladies of the world.
Sadece topraklar ve sürüler değil ayrıca evler, saraylar, şehirler, arabalar sinemalar, mağazalar, istasyonlar, hava alanları yüzme havuzları, kumarhaneler, tiyatrolar çiçek buketleri, zafer takları sigara fabrikaları, matbaalar mavnalar, uçaklar dünya kadınları.
Spent his time working the football pools.
Tüm zamanını toto oynayarak geçirirdi.
Ever since the restaurant, he objects to everything I get - money, compliments, pools...
Restorandan sonra yaptıracağım her şeye karşı çıkar parama, övgülere, havuzlara...
Pools?
Havuzlara?
Whoever said all men are created equal didn't anticipate a woman making $ 100,000 a year to spend on swimming pools.
Tüm insanların eşit olduğunu her kim söylemişse bir kadının yüzme havuzuna harcamak için yılda 100 bin $ kazanacağını öngörmemiştir.
I did not spend it on swimming pools!
Yüzme havuzlarına harcamadım onu!
Me and Vinnie, we're gonna take a - A swim in one of them movie star's swimming pools.
Ben ve Vinnie yüzmeye gidiyoruz bir Hollywood yıldızının havuzunda!
Crags and pools.
Her yerde kayalık ve gölcükler var.
He won the football pools!
Spor Toto'yu kazandı!
He's won 71,000 pounds on the pools!
Totodan 71,000 pound kazandı!
You won a fortune on the pools.
Lotodan bir servet kazandın.
" Kidnapped by madman Gerald Franklin. Pools winner.
Deli spor toto milyarderi Gerald Franklin tarafından kaçırıldım.
Fed into these pools, it is drawn to the centre through underground streams.
Bu göletlerden besleniyorlar, yer altı akıntılarıyla da merkeze doğru çekiliyor.
- The acid pools.
Asit göletleri.
- No, you've won the pools.
- Hayır ama spor totoyu kazandınız.
My, you look as if you ´ ve won the pools.
Büyük ikramiyeyi kazanmış gibisin.
Now with the Grahams'there's a string of pools that curves clear across the county to our house.
Grahams'ları da sayarsak civardaki havuzlar burdan eve kadar bir yol oluşturuyor.
There's a river of pools all the way to my house.
Evime kadar havuzlar bir nehir oluşturuyor.
- Along a river of sapphire pools.
- Safir havuzlardan oluşan bir nehre.
- Your friends'pools run out of water?
- Arkadaşlarının havuzlarında su mu bitti?
They decided the tumbling water was like Anne... the eddies like CIaude, the peaceful pools like MurieI.
Karışık suların Anne'e girdapların Claude'a, sakin gölcüklerin de Muriel'e benzediğine karar verdiler.
Sitting beside elegant swimming pools...
Nefis yüzme havuzları başında otururken.
Her golden hair smells of pine, and her cobalt eyes are the secret forest pools of Finlandia.
Çam kokan altın sarısı saçları ve Finlandiya'nın gizli orman içi gölleri gibi mavi gözleri var.
She, whose cobalt eyes... were the secret forest pools of Finlandia.
Onun o mavi gözleri Finlandiya'nın orman içindeki gizli göllerine benziyordu.
Well, comfather, what will be the results of football pools this weekend?
Şey... konfeder, bu haftaki Toto neticeleri nedir?
- And you ruined my pools, I didn't say anything.
Sen de bizim Toto'nun içine ettin ya, bir şey diyor muyuz?
There'll be no bombs in pools.
Havuzlarda bombalar olmayacak.
Six Olympic swimming pools...
Altı Olimpik yüzme havuzu...
- They're more like dark pools.
- Karanlık kuyular gibi görünüyorlar.
Hollis was always fascinated by tide pools.
Hollis her zaman gelgit havuzlarnn cazibesine kaplmstr.
"That's where life begins, tide pools!"
"Hayat, gelgit havuzlarnda baslar!"
We will tolerate no guerrillas in the casinos or the swimming pools.
Kumarhanelerde ve havuzlarda gerillalara müsamaha gösterilmeyecektir.
Luxury modern roomettes And their watney's red barrel And their swimming pools
Watneys Red Barrel biraları, yüzme havuzları şişko Alman işadamlarıyla dolu, kendilerini akrobat sanan piramitler yapan ve çocukları korkutan.