Poseidon tradutor Turco
446 parallel translation
Will all great Neptune's ocean wash this blood clean from my hand?
Koca Poseidon'un bütün denizleri yıkayabilir mi bu elleri?
-... I ordered it. - Damn it, man the Poseidon is too fine a lady to be rushed to the junkyard.
- Lanet olsun adam Poseidon hurdalığa atılmak için fazlasıyla iyi.
This is Captain Harrison, S. S. Poseidon.
Ben S.S. Poseidon'un kaptanı Harrison.
This is S. S. Poseidon calling.
Burası S.S. Poseidon.
I'd like to announce before I start, the producers of The Towering Inferno,
Başlamadan önce Towering Inferno ( Gökdelen Yangını ), Poseidon Adventure ( Poseidon Macerası ), Earthquake ( Deprem )'in yapımcılarını sunmak istiyorum.
That must be the Poseidon.
Bu Poseidon olmalı.
So I resigned and signed on the Poseidon... hoping to add a little spice to my life.
İstifa ettim ve Poseidon'a katıldım. Hayatıma renk katar umuduyla.
The Byron's dream... was to see the sun rise from the sea... between the pillars of the Poseidon's temple in Sunion... announcing the birth of a new century.
Byron'un hayali... yeni yüzyılını doğuşunu haber veren güneşin... denizden, Sunion'daki Poseidon tapınağının... sütunları arasından yükseldiğini görmekti.
This is the temple of Poseidon.
Bu Poseidon tapınağı.
Athena and Poseidon.
Athena ve Poseidon.
To Athena they dedicated the Parthenon and on Cape Sunion they erected in honor of Poseidon, this doric temple of marble, dominating with its shining, splendid in its whiteness, above the steep rock... splashed by the surgy foam.
Athena'ya Parthenon'u adadılar. Ve Sunion Burnunda, Poseidon'un onuruna... kabaran köpüklerin yaladığı yalçın kayalıkların üstünde... ışıltısıyla hakim, beyazlığıyla görkemli... bu mermerden, dorik tapınağı inşa ettiler.
My lord, Poseidon I command you to raise the wind and the sea.
Saygıdeğer Poseidon sana bir deniz fırtınası çıkarmanı emrediyorum.
Persuade your devoted Lord Poseidon to let loose the lKraken on the city.
Poseidon'u ikna et ; Kraken'ı şehrin üzerine salsın.
She was seduced by Poseidon.
Poseidon onu baştan çıkardı.
Also Swiss, but this one is a Poseidon.
O da İsviçre malı, ama markası Poseidon.
Poseidon.
Poseidon.
I can get into the Poseidon in a half an hour.
Poseidon'a yarım saatte girebilirim.
I played Panicky Idiot Number Two in The Poseidon Adventure.
Poseidon`un Maceraları`nın ikinci bölümü, Paniğe Kapılmış Salak`ta oynadım.
The Poseidon Adventure routine, you know.
- Poseidon Macerası gösterisi. SheIIy Winters.
The Poseidon Adventure. Oh!
"The Posedion Adventure".
I swear to Poseidon I will torch your boat.
Poseidon üzerine yemin ederim ki, tekneni yakarım.
I was being Shelley Winters from "The Poseidon Adventure".
"The Poseidon Adventure" daki Shelley Winters'ı taklite ediyordum.
Another treasure I can rob from Poseidon.
Poseidon'dan çalabileceğim başka bir hazine.
Poseidon and Athena both wanted Athens.
Poseidon ve Athena'nın ikiside Atina'yı istiyormuş.
Poseidon brought forth a spring on the Acropolis and Athena made a beautiful olive tree sprout on the rocky soil.
Poseidon Akropol'de bir pınar meydana getirdi. Ve Athena'da kayalık toprakta güzel bir zeytin ağacı filizlendirdi.
Nobody remembers that Poseidon was very angry or that the Arbiter was just reflecting the will of the people.
Hiçkimse Poseidon'ın çok sinirli olduğunu... ya da hakemin sadece insanların isteğini yansıttığını hatırlamıyor.
Nobody remembers that Poseidon placed a curse on the arbiter or that the Arbiter's name was Cecrops.
Hiçkimse Poseidon'ın hakemin üzerine bir lanet yerleştirdiğini... ya da hakemin adının... Cecrops olduğunu hatırlamıyor.
Poseidon's curse was that I could never return to land until love redeems me.
Poseidon'ın laneti asla karaya geri dönemeyeceğimdi, ta ki... - sevgi beni kurtarana kadar.
It's a toss-up between who I hate more... -... Poseidon or Athena.
Kimden daha fazla nefret ettiğim arasında bir yazı tura, Athena'dan mı yoksa Poseidon'dan mı.
And I know what she's after, Poseidon's treasures.
Ve bende onun neyin peşinde olduğunu biliyorum. Poseidon'ın hazinelerinin.
All the riches Cecrops robbed from Poseidon are on that ship.
Cecrops'ın Poseidon'dan çaldığı bütün zenginlikler o gemide.
You forget Poseidon's curse?
- Poseidon'ın lanetini unutuyorsun.
I don't give anything to Poseidon, when I can avoid it.
Kaçınabildiğim zaman, Poseidon'a hiçbir şey vermiyorum.
Seems to me like you've given everything to Poseidon including hope.
Bana Poseidon'a herşeyi vermişsin gibi görünüyor... umut da dahil.
It was three days before the summer solstice... 27 years after Poseidon had cursed me.
Yaz gündönümünden üç gün önce, Poseidon beni lanetledikten 27 yıl sonraydı.
I was on my way to see Terai when Poseidon arose from the waters.
Poseidon sulardan ortaya çıktığı zaman, ben Terai görmek için yoldaydım.
Then Poseidon created Charybdis The mighty whirlpool, as a reminder.
Sonra Poseidon Charybdis'i, güçlü girdabı yarattı, hatırlatıcı olarak.
Poseidon created it.
Onu Poseidon yarattı.
What do you want, Poseidon?
Ne istiyorsun, Poseidon?
You made the rules, Poseidon!
- Kuralları sen koydun, Poseidon!
Thanks for the offer, Poseidon, but we like the smell of the ocean.
Teklif için sağol, Poseidon. Ama biz okyanusun kokusundan hoşlandık!
Poseidon's trying to make things difficult for us.
- Poseidon bizim için işleri zorlaştırmaya çalışıyor. - Bununla mı?
With this? Believe me, Poseidon's much more devious.
İnan bana, Poseidon çok daha dolambaçlı.
... We wonder if you're gonna defeat Poseidon's curse again.
Biz... biz tekrar Poseidon'ın lanetini yenebilecek misin diye merak ediyoruz.
Poseidon obviously doesn't want us reaching Charybdis.
Besbelli Poseidon bizim Charybdis'a ulaşmamızı istemiyor.
Afraid of Poseidon?
Poseidon'dan korkmak mı?
That's right, the great god, Poseidon.
Doğru, büyük Tanrı Poseidon.
You see, the Poseidon isn't really a ship.
Görüyorsunuz, Poseidon gerçek bir gemi değil.
This is the Poseidon.
Burası Poseidon.
Poseidon Adventure, Earthquake... Excellent salmon, Alma...
Mükemmel som balığı, Alma.
Poseidon!
- Geri çekilin! - Poseidon!