Preferably tradutor Turco
758 parallel translation
Preferably one without a head wound.
Mümkünse basından, yaralanmamış olsun.
"You would there see with your own eyes how Weltmann, due to his tremendous suggestive powers, is able to compel people to act in a way diametrically opposite to their nature - -preferably, people who try to resist his influence- -"
"Weltmann'ın, muazzam güçleri nedeniyle, insanları... " - - muhtemelen de, tesirine direnmeye çalışan insanları - - " mizaçlarına tamamıyla aykırı olacak bir şekilde davranmaya...
The "painful interrogation" preferably began with a "lighter" torture : The thumbscrew, for example.
Tercihen "Eziyetli sorgulama" ya daha hafif bir işkence yöntemi ile, örneğin baş parmak sıkacağıyla başlanır.
Preferably your resignation.
Tercihen istifani.
Remember we want him, dead or alive... preferably the former after what he did to our paymaster.
Ölü ya da diri ele geçirilmesini istiyoruz... hele ki veznedarımıza yaptıklarından sonra mümkünse ölü.
If you have any complaints about my orders, Miss Dandridge, you may submit them to Major Allshard, preferably in writing.
Emirlere itaat etmekle ilgili bir şikayetiniz varsa, Bnb Allshard'a, yazılı olarak bildirebilirsiniz.
- Well I suggest some bootblacking, preferably the king's.
- Şey saç boyası olabilir. Tercihen kralinki.
Without surprises. And preferably with a rich man.
.. sürpriz istemez ve tercihen zengin bir adam ister.
I wanted antique furniture, preferably 18th century.
Ben antik mobilyalar istiyordum. Mümkünse 18. yüzyıl.
Preferably one with two guns.
İki silahı olanlar tercih edilsin.
"... that I be ordered to combat duty, preferably aboard a destroyer. "
"... tercihen bir destroyere transferimi talep ediyorum. "
" to fellow countryman, preferably Londoner...
" Londra vatandaşı olması tercih sebebidir...
- Preferably.
- Tercihan.
Preferably tonight.
Tercihen bu gece.
Mr. Bowlby suggested you might have a decent second-hand car, preferably a sedan.
Bay Bowlby iyi bir ikinci el araba almanızı istedi, tercihan bir sedan.
That's when you get into a car... which is preferably open in any kind of weather... and then you drink a little bit... and you drive a little bit... and then you stop and you dance a little bit with a juke box.
Tercihen, her tür hava koşulunda üstü açık olan arabana atlarsın sonra biraz içersin araba sürersin biraz sonra müzik kutusu olan bir yerde durup biraz dans edersin.
Preferably a larger one.
Şöyle büyük bir tane.
We accept coins, cigarette butts, preferably unlit.
Bozuk para, içilmemiş sigara gibi şeyleri kabul ediyoruz.
Dolls with eyes that close, preferably.
Kapanan gözleri olan oyuncak bebekler olmalı.
- Preferably both.
- Ya da ikisi birden.
But preferably two.
İki tane birden.
We can use a better world preferably one without Romans.
Daha iyi bir dünya işimize gelir. Tercihen Romalıların olmadığı bir dünya.
Prefembly, preferably someone dumb, and then he couldn't denounce you.
Genelde aptal biri olur, böylece seni ihbar edemezdi.
I'm only obliged to do what benefits me, what brings in a profit - preferably a big profit.
Serbestim, Sadece bana faydası olana bağlıyım, Kâr getiren şeylere, özellikle de büyük kâr getirenlere.
Next time, get Maurice to reserve us a room if you can't remember yourself... preferably with a carpet, and something else in the hot tap besides...
Bir dahakine, eğer sen unutursan Maurice'ye söyle de bize tercihen halılı ve sıcak su olarak bundan daha iyisi olan bir oda ayarlasın.
Our main objective is to get back to Anzio as quick as possible, preferably in one piece.
Temel hedefimiz mümkün olduğunca çabuk şekilde Anzio'ya dönmek olacak- - Tercihan tek parça halinde.
The bodies should be disposed of at once, preferably by cremation.
Cesetlerin derhal yakılarak yok edilmesi gerekiyor.
By reason, preferably.
Mantıklı olmalıyız.
Mind some business, preferably your own.
Biraz iş yapın, tercihen kendinizinkini.
The French, in general, like a peaceful regime, a regime which has authority, but is preferably humane.
Fransızlar genel olarak yaptırımı olan ama tercihen insancıl olan barışçıl bir rejimi severler.
Preferably to be not seen and not heard.
Aslında sizi hiç görmemeyi ve duymamayı tercih ederim.
I need somebody to look after my daughter, preferably someone who will teach her as well.
Kızıma bakması için birine ihtiyacım var. Ve ona eğitim de verebilecek biri.
Preferably to a 700-pound Japanese wrestler.
320 kiloluk Japon güreşçiyle evlendir.
Preferably when we're all awake?
Mesela herkes uyanıkken.
What I preferably wanted was sinning really wonderful with Ylette.
.. yalan söylemek zorunda kalacaktım. Benim tercihen tek isteğim Ylette ile büyük mükemmel günahlar işlemekti.
Well, anything in trousers, yes. Or out of them, preferably. Yes.
Evet pantalonluları severim, Daha iyisi pantalonsuzlar aslında.
Preferably French children.
Muhtemelen Fransız çocuklar.
Preferably one taken in natural light.
Doğal ışıkta çekilmişi olursa iyi olur.
And preferably in town, I suppose.
Herhalde kasaba ilk tercihinizdir?
Preferably alive?
Tercihen sağ olarak?
I insist that my flight stop, preferably, right at the end.
Uçağımın beni bir yere aktarması konusunda ısrarcıyım. Mümkünse istediğim yere.
Preferably isolated ones.
- Tenha yerde olanlar tercihim.
A young lady, preferably attractive.
Genç ve tercihen çekici.
The other tricks didn't work out, so you invent another one, preferably one that's even more deceitful than your last.
Diğer numaralar işlemedi, ve sen de başka bir tane uyduruyorsun, tercihiniz geçen seferkinden daha hilekar.
Preferably with a partner.
Tercihen bir hanımla birlikte.
Preferably their top halves from their bottom halves!
Tercihen, üst yarıları ile alt yarıları olmak üzere tam ortadan!
Preferably Faberg?
Özellikle Fabergé'i.
Preferably loaded.
Özellikle hilelileri.
Yes, I think I will have some bourbon, preferably Wild Turkey.
Evet, ben viski içeceğim, Wild Turkey'i tercih ederim.
12-inch skillets, preferably of the non-stick variety. Fry the bacon until brown, but not too crisp, then set it aside to drain.
Pastırmayı koyulaşana kadar pişirin ama çok da çıtırlaşmasın.
Or preferably in it?
Veya denizin içinde bir otele, tercihen.