Priceless tradutor Turco
1,143 parallel translation
Oh, you are priceless, brat.
Beni! Sizi komik veletler.
Great minds worked for centuries to turn worthless into priceless.
Büyük zekalar hep değersizi değerli yapmak istediler.
You have the most priceless expression on your face.
Yüzünde paha biçilemez bir ifade var.
- What you did is priceless!
- Sizin bize yaptığınıza paha biçilemez!
It's a priceless addition to any hospital.
Her hastane için paha biçilmez bir ek.
Now if it had been my priceless papyrus, that would be another matter.
Eh tabii, eğer benim paha biçilmez papirüsüm olsaydı, işler değişirdi.
It's a priceless collection.
Paha biçilmez bir koleksiyon.
It's priceless!
pahabiçilemez!
Now if it had been my priceless papyrus, that would be another matter.
Ama, paha biçilmez papirüsüm olsaydı, o zaman sorun olurdu.
A priceless archive of events, and the men who make them. That is, history is what appears in The New York Times archives.
Yani işler çok karmaşık, kitle iletişim kendi içinde de çelişkiler barındıran karmaşık kurumlardan oluşur.
I let rumors circulate through the underworld of my plan to steal a pair of priceless breeding condors from the Gotham Zoo.
Yeraltı dünyasında, paha biçilemez bir çift akbabayı Gotham Hayvanat Bahçesi'nden çalacağıma dair söylentiler yayılmasına izin verdim.
I destroy a priceless Ming vase, and you ask me what's wrong?
Paha biçilemez bir ming vazo kırdım ve siz bana neyim olduğunu mu soruyorsunuz?
He's getting $ 5 an hour to protect millions of dollars of priceless art, with what?
Saatine beş dolar aldığı işte, milyon dolarlık sanat eserlerini koruyor, hem de ne ile?
The tombs were plundered, priceless treasures stolen.
Mezarlar talan edildi, paha biçilemez hazineler çalındı.
In America, this dimple is priceless.
Amerika'da bu gamzeye bayılıyorlar.
I had to knock a priceless chunk of history into the clutches of a monster.
Hayatımda ki en iyi atışımı bir, bir canavarın pençesine yaptım.
Anna Mae Bullock, you're priceless, girl.
Anna Mae Bullock, çok değerlisin, kızım.
Priceless!
Çok değerlisin!
Yeah, yeah, she priceless, all right.
Gerçekten çok değerli.
- Why have a priceless couch unless you've got people crashing on it?
- Üstüne çıkıp kıracak arkadaşların olmadıktan sonra, paha biçilmez bir koltuk almanın ne anlamı var?
" A Superman action figure, once priceless to its young owner.
" Süpermen oyuncağı, bir zamanlar genç sahibi için paha biçilemezdi.
- Alpha-currant nectar. lt's priceless.
- Alpha-kuşüzümü nektarı. Paha biçilmezdir.
One man's priceless is another's worthless.
Bir adam için paha biçilmez olan başkası için iş yaramazdır.
That ark is a priceless relic, you buffoon.
O sanduka paha biçilmez bir antika!
You're priceless.
Paha biçilmezsin.
These are our priceless possessions.
Bunkar bizim paha biçilemez servetimiz.
They're absolutely priceless.
Paha biçilmez parçalar.
It's priceless.
Buna değer biçilemez.
So what would you say "priceless" is worth these days?
Peki bugünlerde "değer biçilemez" in değeri nedir?
This, for example a priceless relic from the 7th Dynasty.
Örneğin, bu 7. Hanedan'dan paha biçilmez bir eser. Türünün tek örneği
The picture of you trying to converse with Dad's cronies is priceless.
Bak, bütün gece onlarla sohbet ettiğin yalanı hiç işe yaramıyor.
On your hand, it's priceless to me.
Senin elinde, benim için paha biçilemez.
Priceless.
Paha biçilemez.
Why, this rickety ladder in front of this door... is the perfect place for this priceless Ming vase.
Kapının önünde duran bu titrek merdiven paha biçilmez Ming vazomuz için mükemmel bir yer.
Homer, that necklace was a priceless Bouvier family heirloom.
Homer, o kolye, Bouvier ailesinde elden ele geçen değerli bir mirastı.
[Chuckling] Now this is priceless.
Mitolojik efsanelerin olduğu, antik tanrıların zalim ve acımasız, ve insanlığa acı çektirdiği zamanda.
Free publicity is priceless.
Haber özgürlügüne deger biçilemez.
God, I'm about to savour a priceless morsel!
Tanrım, paha biçilmez bir lokmanın tadına bakmak üzereyim!
It's priceless, Batman.
Bu paha biçilemez, Batman.
Dennis has just asked me back to his penthouse apartment to see his priceless collection of silk sheets.
Daha sonra Dennis beni ipekli çarşaflarını göstermek için teraslı evine davet ediyor.
That stutter is p-p-priceless.
Bu kekeleme g-g-gülünç.
After all, they're priceless.
Onlar çok değerlidir.
- They're priceless.
Çok değerlidirler.
It's a priceless masterpiece.
Bu paha biçilmez bir şaheser.
A priceless heirloom and historic piece of "Krustyana."
Paha biçilemez tarihi bir parça Krustyana'ya ait.
The priceless artifacts are displayed in open cases protected by electronic surveillance and an impregnable automated security system.
Paha biçilmez eserler açık kutularda sergileniyor. Elektronik gözetleme sistemleri ve de alt edilemez otomatik güvenlik sistemi tarafından korunuyor.
- Yet, he also gave me a priceless gift.
Ama bana, paha biçilemez bir hediye verdi.
Priceless!
Çok komik!
He destroyed this beautiful, priceless antique clock in the hallway.
Koridordaki bu paha biçilmez antika saati kırdı.
But there's historical value. It could be priceless.
Tarihi değeri varsa paha biçilmezde olabilir.
- I think it`s priceless.
- Bence son derece muhteşem.