Project tradutor Turco
11,778 parallel translation
We're doing Lisa's documentary class project, starring me.
Lisa'nın sınıf projesi belgeselini çekiyoruz. Başrolde ben varım.
"your little vanity project " is going to bankrupt the federal government. "
"O küçücük gösteriş projeleriniz devleti iflas ettirecek."
I was your last-ditch redemption project.
Senin son çukurdan çıkartma projen miydim ben.
- She can help you on the foster project.
- Sana Foster Projesi'nde yardımcı olabilir.
Design and drafting and project coordination, cad rendering, whatever you need.
Tasarım, taslak proje koordinasyonu, program işlemesi, ihtiyacın olan her konuda.
I told you this project is like the biggest thing we've ever done.
Bu projenin yaptığım en büyük iş olduğunu söylemiştim. Canımı çıkarıyor.
Maybe, when this project is done you and I can get some coffee and talk about what the rest of the year is going to look like.
Bu proje bittikten sonra belki ikimiz birer kahve içip senenin geri kalanının nasıl olacağını konuşuruz.
Tell me what's going on with your little special project.
Şu küçük özel projenle ilgili neler oluyor bir anlat bakalım.
I'm afraid that project is going to die in RD.
Maalesef o proje Ar-Ge aşamasında iptal olacak.
Yeah, he's working on his project for SFF.
Evet, ÖFF projesi üzerinde çalışıyor.
My drawing teacher asked a few of us to enter an animation project.
Çizim öğretmenim, birkaçımızın bir animasyon projesine girmesini istedi.
Does this have something to do with the Manhattan Project?
Bunun Manhattan Projesi ile bir ilgisi var mı?
Now we can move on to another project.
Artık başka bir projeye geçebiliriz.
Next week when the Elders meet, we shall vote to discontinue your Abstergo project.
- Elders'lar haftaya toplandığında Abstergo projenim devam etmemesi için oylama yapacağız.
And she's working on that project?
- Ve o projede mi çalışıyor?
Yeah, this project started as a request from SEAL Team 6.
Evet, bu proje SEAL Takımı 6'nın ricası üzerine başlamıştı.
It was a side project of his.
Bu onun yedek projesiydi.
His Hazel project.
Hazel Projesi.
Six weeks to prove hypothesis or the project is abandoned.
Hipotezin ispatlanması için altı hafta, aksi halde, proje iptal edilir.
The first day of the so-called "haunting project."
"Lanetlenme Projesi" nin ilk günü.
The haunting project?
Lanetlenme Projesi mi?
The scope of the project.
Projenin kapsamını, yani.
What, you think I'm ruining my own project?
Ne, kendi projemi mahvettiğimi mi düşünüyorsun?
I'm sorry, our project.
Özür dilerim, bizim projemizi.
I gave you shit about your project... But it actually seems pretty awesome.
Senin, şu projeni hiç iplememiştim ama, aslında oldukça güzel bir proje.
I wanted to see if you'd say something about the project.
Proje hakkında bir şey söyleyip, söylemeyeceğini merak etmiştim.
I knew you'd be in there- - the project?
Orada olacağını biliyordum. Proje mi?
Forget the fucking project, okay?
Unut, şu siktiğimin projesini, tamam mı?
All I've ever wanted from this project is the truth.
Bu projeden beklediğim tek şey de, gerçek.
You know, we were wondering what's up with the movie project, man.
Film projesinde neyin var olduğunu merak ediyorduk dostum.
Want to see my project from Miss Garriott's class?
Bayan Garriott'un dersindeki projemi görmek ister misin?
You need capital to finance the Omni project, which is what your investors are for.
Omni projesini finanse etmek için sermayeye ihtiyacınız var, Yatırımcılarınız için de budur.
He's working on his school project for Parents Night.
Veliler Gecesi'yle ilgili okul projesi üzerinde çalışıyor.
We're putting our project on hold.
Şimdilik bu operasyonu durduruyorum.
It'll project a visual and audible replication of Captain Qwark so realistic, it would fool his own mother.
Yüzbaşı Qwark'ın görsel ve işitsel olarak birebir kopyasını çıkartacağız ki, kendi annesi bile görse inanacak.
Okay, I found a discussion he tried to erase on his big solar project.
Tamam, büyük solar projesi ile ilgili silmek istediği bir görüşme buldum.
They're working on an outer space project for school.
Okul için bir uzay projesi üstünde çalışıyorlar.
So, yeah, so unless their project has something to do... - Dad! -... with making themselves invisible, they're not here.
Yani, evet, eğer ödevlerinin kendilerini görünmez yapmakla bir ilgisi yoksa burada değiller.
What we've done is we project ourselves on to him.
Yaptığımız şey, sorunlarımızı ona yüklemek.
So we agreed to work with her to find Zobrist's project.
Zobrist'in projesini bulmak için onunla çalışmayı kabul ettik.
My project will be the children.
Ben planlarımı çocuklar üzerine kuracağım.
Your dreams, nor your project...
Hayallerin, projelerin değil...
- Talk about my project.
- Projem hakkında konuşmak istiyorum.
- Everything is clear in the project.
- Proje üstünde her şey iyiydi.
Reagan's Star Wars, the HAARP complex in Alaska, the Manhattan Project...
Reaganın Star Warsı Alaskadaki HAARP bloğu
And they included a special entry for we were all convinced will be the project, the Warranties, the future of our great company.
Ve hepimiz için özel bir durum ikna etmek, projeler, garantiler... yani bizim gibi büyük şirketleriin geleceği.
He is the father of this project, and no one better than him to explain to us all about it.
O bu projenin babasıdır, ve ondan daha iyi kimse bu konuyu bize açıklayamaz.
Special project?
- Özel projem mi?
Project Hazel.
- Hazel Projesi.
When Tesla needed money for a project, he would send Westinghouser J.P. Morgan one of those fantastic pictures, whether it related or not.
tesla bir proje için paraya ihtyiacı olduğunda...
Government conspiracies, the moon landing, Superbowl 25. I'm kidding, but there was a Project Nick. It involved particle beams, and plasma, and projects within projects.
dalga geçiyorum, ama proje Nick diye bir şey vardı parça ışınları ve plazma, ve proje içinde projeler vardı ve onlardan biri Tesla nın gerçekleştirmek istediği bir hayaliydi, iyonosferin sınırsız enerjisini yakalam, işlemek ve geçirmek oldukça büyük çapta yapılabileceki bir şey.