Purge tradutor Turco
729 parallel translation
Jeremiah, this is a purge!
Bu bir temizlik, Jeremiah!
From in there, you should be able to purge the modules, for that matter, control everything else in the station, too.
Oradan modülleri boşaltabilmeniz gerek. Hatta, istasyondaki her şeyi kontrol edebilirsiniz de.
Purge confirm, solar one and two.
Boşaltma onaylandı, güneş bir ve iki.
Now starting to purge panels three and four.
Üç ve dört numaralı panelleri boşaltmaya başlıyorum.
I'm going to start the final purge.
Son boşaltmayı başlatacağım.
[Heinrich] The purge is complete.
Boşaltma tamamlandı.
Or did he go in the purge?
Yoksa tasfiye mi edilmişti?
If thou couldst, doctor, cast the water of my land, find her disease, and purge it to a sound and pristine health,
Doktor, şu bizim krallığın suyunu bir muayene etsen de içindeki hastalığı görebilsen.
And then, to purge his fear... I'll be thy death.
Ben de onu bu korkudan kurtarmak için senin celladın olacağım.
That's where... I'll purge that alcohol poisoning clear out of my bitol organs.
İşte orada bayati organlarımdan alkol zehirlenmesini temizleyeceğim.
In Russia, my royal mission To purge the Motherland of her savage enemies To shed with my own hands the blood of the guilty
Rusya'daki kıyıcı düşmanları yok etmeye, ne kendime, ne de başkasına acımadan ellerimi kana bulamaya Tanrı önünde ant içerim.
I gave him our proposal to purge the clan of corruption.
Bizim rüşvet hakkında bildirimizi aldıktan sonra, şöyle dedi :
He pumped his stomach and gave him a purge.
Bir lavman yaptı. Bir de oldukça güçlü müshil verdi. - Müshil.
- The purge!
- Ne diyorsun sen?
- Oh, Lord, not another purge.
- Olamaz, yine tasfiye mi?
A race purge.
Bir ırk temizliği.
We know, however, that once in power, Pavel would set up a dictatorship and then purge the country of all opposition.
Ancak öğrendiğimize göre Pavel, diktatörlük kurmayı ve karşısında olanları ülkeden temizlemeyi planlıyor.
They have a compulsion to purge themselves
Kendilerini arıtmak için bir mecburiyet hissederler.
So you want me to purge myself?
Demek kendimi arıtmamı istiyorsun?
Alexej... son of a high Party official arrested during the purge.
Alexei. Tasfiye sırasında tutuklanan yüksek bir parti yetkilisinin oğlu.
I cannot purge myself until I am among them.
Aralarında olana kadar arınamam.
To hide his corrupt economic policies he set out on a purge of all those who were against them.
Alçak ekonomik politikalarını saklamak için kendisine karşı çıkanları tasfiye etmiş.
Together we shall purge this grief from your soul and release your true spirit as we search a path to righteousness.
Birlikte ruhundan bu acıyı silelim ve doğruluğa giden yolu ararken gerçek ruhunu da ortaya çıkaralım.
None of that cow purge!
O inek müshilinden değil!
The judge be causing a great purge.
Yargıç büyük bir tasfiyeye hazırlanıyor.
If thou couldst, doctor, cast the water of my land find her disease and purge it to a sound and pristine health.
Keşke şu ülkemin idrarına bakabilseydin de hastalığını bulup, yeniden sağlığa kavuşturabilseydin.
For its side, Stalin, it gained maneuver space, while its Army if recoups of the bloody ones you purge of years 30.
Stalin de, 1930'ların kanlı günleri sonrası düzene sokmaya çalıştığı ordusuna rahat bir nefes aldırmıştı.
You purge them of years 30 had decimated the leadership power.
1930'lardaki tasfiye hareketleri, lider kadrosunu yok etmişti.
Don't forget McDonald's latecomers'purge.
McDonald's geç gelen paketini unutma.
But more than that remember how Merrin prophesied that new men would arise to purge evil?
Ama dahası Merrin'in şeytanı defedecek yeni adamlar çıkacağı kehanetini hatırladınız mı?
A purge?
Temizlik mi?
I hope that pious man will purge the devil out.
Umarım o dindar adam, o şeytanı buradan kovar.
Well, however it's pronounced, Mr Spock, it's the Vulcan ritual supposed to purge all remaining emotions.
Nasıl söylendiğini bilemiyorum ama kişiyi tüm duygulardan arındıran bir ayin olduğunu biliyorum.
I, Acrisius, the king now purge her crime and restore my honor!
Ben, kral Acrisius onun suçunu temizliyor ve onurumu tekrar kazanıyorum!
God save me from myself, purge me of this love so that I can defend her.
Tanrım... beni kendimden kurtar, bu aşktan arındır. Böylece onu savunabileyim.
When you separate a man from what he loves the most, what you do is purge what's unique in him.
Bir insanı en çok sevdiği şeyden ayırırsan onun kendine özgü yanlarını yok etmiş olursun.
And when you purge what's unique in him,
Onları yok edersen de...
- you purge dissent.
-... muhalefeti yok edersin.
And when you purge dissent, you kill the revolution!
Muhalefeti de yok edersen devrimi yok edersin!
Stalin shot most of his first-class general officers in the Purge.
Stalin yüksek rütbeli bütün generallerini öldürdü.
She was incredibly religious... and to purge the guilt, she sent me to a convent
İnanılmaz derecede dindardı,... ve günahlarından arınmak istiyordu, bu yüzden beni manastıra gönderdi.
She was incredibly religious... and to purge the guilt, she sent me to a convent.
İnanılmaz derecede dindardı,... ve günahlarından arınmak istiyordu, bu yüzden beni manastıra gönderdi.
We shall purge those toxins from you.
Bünyeni bu toksinlerden arındırabiliriz.
- Yeah, you know, like, splurge and purge?
- Evet, "bolca al ve geri at" işte.
It's horrible now, yes, but the Giant Warrior will purge the Sea of Decay, and rebuild the human world!
Şimdi anlamak zor olsa bile Tanrı Askeri'ni geri aldığımız zaman Kuraktopraklar'ı yakıp dünyayı da kurtarabiliriz.
Yes, the purge is finally over, my exile has come to an end and you might say I'm back in the government's good graces.
Sonunda tasfiye bitti ve benim sürgünüm sona eriyor. ve devletteki yerime geri döneceğim.
Purge your mind of fear and believe in yourself.
Aklını korkudan arındır ve kendine inan.
Please, purge me.
Lütfen, beni tutuklayın.
- You Honor's vinegar purge.
- Sayın Başkan, müshiliniz.
But my mind is crowded with images, thoughts I do not understand, yet cannot purge.
Ama zihnim görüntülerle dolu, anlamadığım, ama yine de kafamdan atamadığım düşünceler.
Purge the count.
Bay Kont'a kapıyı gösterin.