Purrs tradutor Turco
44 parallel translation
[PURRS]
Herman Melville'in klasik balina hikayesi.
Purrs like a kitten.
Bir yavru kedi gibi mırlıyor.
She purrs so nicely.
Çok hoş mırlar.
Thing purrs like a kitten.
Bir kedi yavrusu gibi mırıldanıyor.
When a Mustang engine purrs And the bathroom is not hers
Mustang motorunun homurtusuna Kadına ait olmayan banyoya
That old V8 just purrs like a cat.
Bu V8 bir kedi gibi mırlıyor.
Purrs like a kitten.
Kedi gibi uyuyor. İyi mi?
Baron : Really! [Woman purrs]
Üstüme iyilik sağlık.
- [Purrs] - Hello, kitty.
Merhaba kedicik.
Oh, wow. This really hides my thighs. [Purrs]
Bu kalçalarımı kapatıyor.
- [Growls ] - [ Purrs ] [ All Chanting] Fight! Fight!
Dövüş, dövüş, dövüş, dövüş.
- It's fuzzy. It purrs.
- Tüylü ve mırıldıyor.
My God, it practically purrs!
Tanrım, resmen mırıldıyor.
Say, why don't you come into my lamp, And I do mean that as a double-entendre. [purrs]
Niye benim lambama gelmiyorsun bununla çift giriş demek istiyorum...
Still purrs like a kitten.
Hala bi kedi gibi mırıldıyor.
The 32-valve V8 engine purrs as the transmission clicks down a gear and the vehicle unleashes 400 horses and 350 pound / feet of rear-wheel torque. "
"32 valf v8" motoru, transmisyon vitesi taktığında ve aracın 400 beygiri birden zincirlerinden boşaldığında ve arkadan itişli momentin 158 kilo olduğunda mırıldar.
She told me through her purrs, which I can translate.
Mırlarken söyledi. Dediklerini anlayabiliyorum.
He sleeps with me and he purrs.
Yanımda uyur ve mırlar.
- [purrs]
[MIRILDAMALAR]
Perhaps something furry that purrs and gives nothing but love?
Belki tüylü, mırıldayan ve sevgi dolu bir şey istersiniz?
Me? [Purrs]
Ben mi?
[Purrs] I know you're really old, so I'm gonna say this gently.
Biliyorum yaşIısın... bu yüzden nazikçe söyleyecem.
[Purrs] But don't worry, okay?
Ama endişelenme, tamam mı?
I pet him, but he never purrs.
Okşarım ama hiç mırıldanmaz.
You might want to hold on to that one. ( Purrs )
Bunu saklamak isteyebilirsin.
Purrs like a kitten.
Kedi gibi mırlıyor.
Now let's see whether this car only purrs or does it roar as well.
Şimdi bakalım, bu araba sadece miyavlıyor mu yoksa kükrüyor mu?
Still purrs.
Hâlâ kedi gibi mırıldıyor.
Because she purrs.
- Çünkü mırlıyor.
No, she purrs at Leonard Cohen, too, and she has very good taste.
- Hayır Leonard Cohen'e de mırlıyor, demek ki iyi bir zevki var.
Uh, do be careful, she doesn't normally like- - [cat purrs]
Dikkat et, normalde pek sev- - Tanrım.
[motor purrs] hello?
Merhaba?
♪ Seldom plays and always purrs ♪ ♪ And I love the thought it stirs ♪
# Nadiren oynar ve her zaman mırıldar, ama bana verdiği o hisse bayılırım #
She was just like... [purrs] I mean, I played her like a kitty cat in heat.
O biraz... Onu kızışmış bir kedicik gibi oynadım.
- Purrs like a kitten.
- Güzel. Rahatladım.
Lots of purrs and whiskers.
Bir sürü miyav ve tüy.
She purrs like a kitty at 12 Gs.
- 12 G'de bir kedicik gibi mırlıyor.
A boat like this purrs.
Bu gemi hırıltı yapar anca.
It purrs like a kitten.
Yavru bir kedi gibi mırıldıyor.
YOU RUB HER AND SHE PURRS.
Sen yapıyorsun ve hoşuna gidiyor.
[Purrs]
Yolanda'dan haber alan var mı?
[Engine purrs]
Evet. Anladım.
[Bison purrs] I'm glad to see you too, old friend.
Bende seni gördüğüme sevindim, eski dostum.