Put me out of my misery tradutor Turco
86 parallel translation
- John. Just put me out of my misery, will you?
Beni bu dertten kurtar lütfen.
- Just put me out of my misery.
- Beni bu acıdan kurtar.
Put me out of my misery and press it.
İşte o. Yakışıklı adam değil mi.
Put me out of my misery.
Beni efsaneden çıkar.
Do it. Put me out of my misery.
Beni bu eziyetimden kurtar!
Hey- - put me out of my misery.
Hey... beni vicdan azabımla bırak.
Why don't you just shoot me and put me out of my misery.
Ateş edip beni vurabilirdin kısaca?
Okay, Erik and Lyle what else have you got to put me out of my misery?
Pekala, Eric ve Lyle beni acıklı durumumdan çıkaracak başka neyiniz var?
Put me out of my misery. I can't stand the suspense.
Sefaletten kurtar beni Dayanamıyorum Haydi öldür
Put me out of my misery.
Beni sefaletimden kurtar!
Put my mother out of her misery, put me out of my misery.
Annemi bu ızdıraptan kurtarmak kendimi bu ızdıraptan kurtarmak.
Put me out of my misery.
Beni bu acıdan kurtar.
Put me out of my misery.
Beni bu sefâletten kurtar.
Maybe he'll put me out of my misery.
Belki o beni ızdırabımdan kurtaracaktır.
Go ahead, put me out of my misery.
Hadi, öldür beni.
Yes, sir. Put me out of my misery.
Izdırabıma son verin.
If God wanted me to feel better, he'd put me out of my misery.
Tanrı, daha iyi hissetmemi isteseydi beni bu acıdan kurtarırdı.
Now put me out of my misery :
Şimdi beni rahatlatın.
Based on the other night- - Just put me out of my misery.
O akşam beni cimriliğimden çıkardın.
Put me out of my misery for the first time in 30 years.
30 yıllık ızdırabıma son ver.
If you feel you don't want anything more to do with me, then please say so and put me out of my misery.
Benimle bir ilginizin olmayacağını düşünüyorsanız hemen söyleyin ki beni bu acıdan kurtarabilesiniz.
Put me out of my misery.
Beni sefaletten kurtar.
- Put me out of my misery.
- Öldür beni.
I've never physically hurt you... except for that one spit wad in the one town meeting... but I didn't mean for it to hit your eye, and I apologize... so put me out of my misery... and tell me what I need to make this happen!
Sana hiç fiziksel bir zarar vermedim. Bir kez toplantıda ağzımdan tükürük sıçradı ve istemeden gözüne geldi. Ama onun için özür dilemiştim.
Then put me out of my misery.
o zaman beni sefaletten kurtar.
I'm pathetic. I should stand between two of them... and have them high-five my head from opposite sides... and put me out of my misery.
İkisinin arasında durup ıstırabıma son vermek için iki taraftan kafama çaktırayım.
Just put me out of my misery!
Bu ıstıraba bir son verin!
Just put me out of my misery.
Söyle de şu ıstırabımdan kurtulayım.
Please, put me out of my misery.
Lütfen. Acıma bir son ver.
Can he put me out of my misery? He's about to.
- Beni üzüntümden kurtarır mı?
I thought that if I couId only cease to exist, it wouId put me out of my misery.
Belki yokolmak acımı dindirir sanmıştım...
Put me out of my misery.
Beni acı çekmekten kurtar.
Put me out of my misery.
Acıma son ver, lütfen.
I'm still sweating cases after I get my gold watch, do me a favor, put me out of my misery.
Emekli olduğumda hala bu dosyala için terliyorsam acılarıma son ver.
Then put me out of my misery and say you'll be my wife.
O zaman beni bu ızdıraptan kurtar ve karım olacağını söyle.
Someone put me out of my misery.
Biri beni de bu çileden kurtarsın.
You ever see me dressed for the Love Boat, you get a harpoon and put me out of my misery.
Bir gün beni Aşk Gemisi kıyafetleriyle görürsen, eline bir zıpkın alıp, beni ızdırabımdan kurtar.
Put me out of my misery.
- Acıma bir son ver lütfen.
I wish she had just broken up with me right there, and put me out of my misery.
Keşke oracıkta beni terk etseydi de o kadar acı çekmeseydim.
Will you at least put me out of my misery before you go?
Gitmeden beni biraz rahatlatsaydın bari.
A damn year... you couldn't put me out of my misery?
Kahrolası bir yıl. Bu üzüntümü dindiremez miydin?
What, plan B is to put me out of my misery?
B planı ızdırap çekmeme bir son verme mi?
Put me out of my misery!
Benim acılarıma bir son ver!
So stay with me until the symptoms start, then put me out of my misery.
O halde belirtiler başlayana kadar benimmle kal, Ardından beni bu zülümden çıkar.
Yes, and I begged Zoidberg to put me out of my misery.
Evet, ve bende zoidberg'e beni kurtarmısını söyledim.
Just put me out of my misery.
Dindir artık şu ıstırabımı.
I begged him... to put me out of my misery.
Acıma son vermesi için yalvardım.
I'm not gonna fire you. Yeah, just put me out of my misery.
Evet, beni bu sefaletten kurtar.
I swear to God, if I ever got that way, I'd rather someone just shoot me just to put me out of my fucking misery.
Yemin ederim ki, eğer o duruma düşen ben olsam birinin beni öldürerek beni o durumdan kurtarmasını isterdim.
Shoot me and put me out of my fucking misery.
Biri beni vursun ve lanet kederimden kurtarsın.
Let me put you out of my misery.
İzin ver acılarını dindireyim.