English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Q ] / Quaking

Quaking tradutor Turco

76 parallel translation
The peasant girl who leads armies, crowns Kings, and sets soldiers quaking in their boots.
Orduları yönlendiren, kralla taç takan askerlere korku salan köylü kızı sensin.
"This resulted in quaking and nervous attacks of various types."
Bu, çeşitli şekillerde titreme ve sinirsel ataklar olarak sonuçlandı.
We few survivors walk over a quaking bog of corpses.
Biz, birkaç sağ kalan titreşen bir ceset bataklığının üzerinde yürüyoruz.
I'm quaking, but I don't know whether it's with laughter or terror.
Güldüğüm için mi yoksa korktuğum için mi titrediğimi bilmiyorum.
wandering Jews, quaking Japanese ; by living on a rug that jesting nature is ever ready to pull out from under them they've got into the habit of moving about in a world of appearances : fragile, fleeting, revocable, of trains that fly from planet to planet, of samurai fighting in an immutable past.
sürgün Yahudiler, sallanan Japonlar sakaci doganin altlarindan çekmeye yatkin oldugu bir halinin üzerinde yasamak görünüslerden ibaret bir dünyada hareket etme aliskanligi :
I'm quaking in my boots, but I'll still bring you down.
Botlarımın içinde titriyorum, ama seni tutuklayacağım.
I would go as far as to say quaking like an animal.
Sanki bir hayvan gibi titrediğini bile söyleyebilirim.
Quaking like a leaf.
Bir yaprak gibi titriyorsun.
My knees are quaking with excitement!
Korkudan dizlerim titriyor!
Oh, yeah, they'll be quaking in their boots.
Oh evet çok çabukturlar.
We're quaking'!
Korkudan titriyoruz!
- Oh, I'm quaking in my panty hose.
- Hı hı, korkudan altıma kaçıracağım.
Oh, Brad, we're quaking on our boards.
Oh, Brad, korkmaya başladım bile.
Even though deep down, of course you are quaking in your boots.
Her ne kadar dibine vurmuş olsa da, tabii ki. Botlarının içinde titriyorsun.
Chief warrior angels of the chief himself quaking like a couple of frightened children...
Baş yöneticimizin baş savaşçı melekleri Bir çift korkmuş çocuk gibi titriyorsunuz...
I thought if you said them out loud in order the quaking would....
Sandım ki, onları doğru şekilde ve yüksek sesle söylediğinde, titreyerek ve sarsıntıyla...
Well, I'm not quaking in my stylish-yet-affordable boots, but there's something unnatural going on.
Tamam, stil-sahibi-ama-ucuz-ayakkabılarımın içinde korkudan titremiyorum ama kesinlikle doğa-üstü bir durum var.
I'm gonna reduce my parents to sniffling, quaking masses of...
- Onları burunlarını çekmek, titreye titreye ağlamak zorunda bırakacağım.
I'm sure he's quaking in his boots.
Eminim öfkeden tir tir titriyordur.
Quaking in my Florsheims.
Ucuz kıyafetimle titriyorum.
We have old Harrison Fisher quaking in his boots over our boy Greg Stillson.
İhtiyar Harrison Fisher'ın, adayımız Greg Stillson'dan ödü patlıyor.
- They're quaking like they're - Jelly!
- titreşiyorlar onlar sanki - keşkül gibi!
They're quaking like they're jelly!
Titreşiyorlar, onlar sanki keşkül gibi!
Hardware Jew at less than full force, now they'll be fucking quaking.
Güçten düşmüş Hırdavatçı Yahudi, şimdi ödleri kopacak.
I'm quaking in my boots.
Şuan tir tir titriyorum.
I'm quaking in my boots.
Ayaklarım tir tir titriyor.
Am I quaking?
Titredim mi?
St. Mary's Academy for Girls, where the quaking little princesses of the middle class tremble out their fathers fear of workers - fear the workers might actually get paid fairly someday.
St. Mary Kız Akademisi orta sınıfın dini bütün küçük prenseslerinin babalarının işçi korkusuyla titredikleri yer. İşçiler bir gün adil ücret alabilirler diye.
I was quaking in my boots, I'm ashamed to say.
Ödüm kopmuştu, söylemeye çekinmiştim.
Now I'm quaking.
Şimdi çok korktum!
Quaking aspens, so Western mountains.
Titrek kavak. Batı dağları olmalı.
Quaking aspens, Western U.S.
Titrek kavaklar Batı Amerika'dadır.
Quaking pudding!
Hay aksi şeytan!
"Damn!" Quaking pudding.
"Müthiş!" Hay aksi şeytan.
I've been quaking in anticipation of this conversation.
Bu konuşmayı yapmaktan çok korkuyordum.
They were quaking.
Ağlıyorlardı.
All these little kids quaking'and shakin and wondering what on earth they'd been dropped into.
Tüm o ağlayan, titreyen nasıl bir yere düştüklerini merak eden küçük çocuklar.
Didn't notice you quaking in your boots then.
O zaman ayakların titremedi mi?
I mean, most tough guys are scared of their mothers, but, Hank, you were quaking.
Yani, çoğu adam annelerinden korkar ama Hank, sen titriyorsun.
In the middle of all that quaking, the in-store pharmacy wabbed.
O depremin ortasında, mağazanın içindeki bir eczane soyulmuş.
The first emperor of China descended in a fiery dragon, with smoke and fire, and whenever that dragon appeared, the earth was quaking and everyone was afraid and-and threw themselves to the ground.
Çin'in ilk imparatoru, ürkütücü bir ejderhanın üzerinde inmişti, dumanlar ve ateşlerle... ve de, ejderha nerede görünürse, yeryüzü sallanıyordu, ve herkes çok korku içinde kendilerini yere atıyorlardı.
The day before he died, Walter went to see the headmaster, quaking with fear, convinced he'd seen a ghost.
Walter ölmeden bir gün önce korkudan titreyerek müdürün yanına gitmiş ve bir hayalet gördüğünü söylemiş.
Yeah, we're quaking Ed (!
Evet, titriyoruz Ed (!
♪ the earth was quaking ♪
# Dünya yerinden oynuyor #
Oh, I am quaking in my loafers.
Korkudan altıma edeceğim.
[shudders] I'm quaking.
Ürperdim.
No, I was just quaking in fear.
Hayır, korkudan ürperdim.
You ain't quaking'and shakin'the bacon, then you ain't even playin'.
Dans etmeyen hiç kimse kalmasın.
Well, I'm not exactly quaking in my stylish yet affordable boots, but there's definitely something unnatural going on here.
İnsanlar tepki veriyor, deliriyorlar.
Let's see, it says here, " Youth quaking', soul shakin'
Bir bakalım. " Gençlik sallanıyor, ruh sarsılıyor gözünü açmaktan alıyor, 90'ların misyonerlik araçları şeytanın lezzetlerinin uç sınırı. Şöyle diyor :
Ask the last geezer who crossed me. Oh yeah, I'm quaking in my Italian loafers.
Evet, İtalyan makosen ayakkabımın içinde titriyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]