Qualities tradutor Turco
1,388 parallel translation
You have many fine qualities.
Bir sürü iyi özelliğin var.
Tweek has a lot of qualities that I look for in a friend.
Tweek bir arkadaşlıkta arayabileceğim birçok özelliğe sahip.
His worst qualities are that he's a Jewish doctor!
En kötü özelliği Yahudi bir doktor olması!
My ex-wife, the way she acts sometimes, the way she deals with shit... you would think a less enlightened man than myself, cruder man than myself... a man less sensitized to the qualities and charms and value of women... a man like that, not me, but a man like that, he just might call her a cunt.
Eski karım, bazen öyle bir davranıyor ki, bazen öyle işler yapıyor ki... Sanırsın ki, benden daha kaba bir adam, daha kötü bir adam kadının değerini bilmeyecek kadar duygusuz bir adam işte böyle bir adam, ben değil, böyle bir adam, ona tam bir or.spusun diyebilirdi.
We all have different qualities.
Hepimizin farklı nitekilleri var işte.
THAT MAN HAS NO GOOD QUALITIES.
Adamın iyi bir yanı yok.
One of the best qualities of this posture is strong clitoral stimulation, which allows.
Bu poziyonun en avantajlı yönlerinden biride, kuvvetli klitoral uyarımı kolaylaştırmasıdır.
Perhaps your mentat qualities can be useful.
Belki senin mentat özelliklerin bize yardımcı olur.
Black troops have precisely those qualities which are demanded in the long struggles of modern war - endurance, tenacity, the instinct for combat, the absence of nervousness and an incomparable power of shock.
MANGIN : Siyah birlikler kesin olarak modern savaşın uzun çatışmalarında istenen şu özelliklere sahipler ; Dayanıklılık, azim ve savaşma içgüdüsü çelik gibi sinirler ve emsalsiz çarpışma gücü.
The German troops had found French towns full of food and drink, in quantities and qualities they hadn't seen for years.
Alman birlikleri yıllardır görmedikleri miktar ve kalitede yiyecek ve içeçekle dolu Fransız kasabaları bulmuşlardı.
So it was not out of need that he allowed Grace to sit with him in his dark parlor with the dramatic drapes on one wall for lengthy discussions regarding the underestimated qualities of the light on the East Coast.
Perdeleri sıkı sıkıya kapalı karanlık salonunda, Grace'le. Doğu Yakası'nda ışığın az olduğu konusundaki yanlış inanış üzerine uzun uzun konuşması ihtiyaçtan değildi anlayacağınız.
tell me three personal qualities....
Bana üç tane kişisel özelliğinizi sayın.
There are a multitude of qualities an individual can possess... that make them intimidating.
İnsan birçok özelliğiyle... başkalarını korkutabilir.
People assume that if they have kids, they'll inherit all their favorite qualities.
İnsanlar çocuk sahibi olduklarında sanıyorlar ki, bütün iyi özellikleri onlara geçecek.
I don't know. I mean... rock music's got some good qualities.
Bilmiyorum, yani Rock müziğin de güzel yanları var.
Gee, I'm sorry I have so many turn-off qualities.
Bu kadar çok itici özelliğim olduğu için üzgünüm.
But somehow all those qualities combine to make something... I don't know. Nice.
Ama, bu özellikler birleşince ortaya çıkan şey... bilmiyorum, güzel.
I think your qualities combine nice, too.
Bence senin özelliklerin de iyi birleşiyor.
Our goal, people, should be to celebrate the diverse... and the wonderful qualities of today's latin woman.
Amacımız, günümüz Latin kadınlarının çeşitli ve harika niteliklerini kutlamak olmalıdır.
Knowing that those qualities still survive in this world lets me leave it with a lighter heart.
Hiçbir yazar bu niteliklerin bu dünyada var olduğuna inanmadıkça yazamaz.
I've always had a big passion for history... and people's lives... and all the little events of how you get from A to B... and all the small details in people's lives... that are kind of really full of epic qualities.
- Her zaman tarihe karşı büyük ihtirasım vardır... ve insanların yaşamlarına... Ve insanların hayatını değiştiren küçük olaylara karşı... ve insanların yaşamlarındaki küçük detaylara karşı... Bence bunlar epik değer taşıyorlar.
When he doesn't try to be funny, he is. The scene also comments on his supposed old-fashioned qualities.
Sahne aynı zamanda onun demode kalmış özelliklerine de değinmektedir.
And as for the musical qualities of the minstrel Friedemann Bach,
Çalgıcı Friedemann Bach'ın müzikal niteliklerine gelince ;
- May I dare remind Your Majesty, with all due respect, that only a week ago Your Majesty found highly interesting musical qualities in this sudorific business...
- Majesteleri tüm saygımla hatırlatmak isterim ki, daha bir hafta önce bu terletme olayında oldukça ilginç müzikal vasıflar keşfetmiştiniz.
- How can you be so certain? - You saw her qualities.
- Bundan nasıl emin olabilirsin?
How could I have both of those qualities?
Bu iki özelliğe birden nasıl sahip olabilirdim?
Both of those qualities are what I wanted
Bunlar istediğim nitelikler.
We deconstructed sound waves and isolated unique qualities.
Ses dalgalarını ayırıp parmak izi benzeri niteliklerini çıkardık.
You had certain specific qualities.
Belli başlı özelliklerin vardı.
"Reason and judgment are the qualities of a leader."
"Akıl ve yargı bir liderin niteliklerdir."
See? Walt : Says it's one of my best qualities... modesty.
En iyi özelliklerimden birinin alçakgönüllülük olduğunu söyler.
- Qualities consistent with surgeons.
- Cerrahlarda olan özellikler.
In one individual, we've managed to find the worst qualities of this era.
Bir birey olarak, dönemin en kötü kişiliklerinden birini bulmayı başardık.
- What's that supposed to mean? - You find the one thing about a maid... that negates all of her good qualities.
- Hizmetçilerinde hep bir kusur bulup diğer iyi özelliklerini görmüyorsun.
He had a lot of positive qualities.
Kalite özelliklere sahip bir insandı.
Because we're going to school with like 300 Lukes minus the redeeming social qualities?
Luke gibi 300 kişiyle dolu bir okula gidiyorsun. Tek farkları sosyal nitelikleri.
YEAH, ONE OF THE MOST IMPORTANT QUALITIES A PERSON CAN HAVE IS A KIND AND LOVING NATURE.
Bir insanın sahip olabileceği en güzel huy kibar ve sevecen olmasıdır.
- It's not one of my best qualities, is it?
Bu iyi bir özelliğim değil, değil mi?
Okay, that's it for my qualities.
Tamam, benim özelliklerim bunlar.
These two bunches of leaves look much the same, but this kind is used by the local people as an antiseptic and an insect repellent, whereas this one has no medicinal qualities at all.
Bu iki yapraklı dal aynı görünüyor olabilir. Ancak bu yaprak türü, yerel halk tarafından antiseptik ve böcek kovucu olarak kullanılırken bu yaprak türünün hiçbir tıbbi niteliği bulunmuyor.
Beside his good personal qualities.
Kişisel niteliklerinin yanında.
My uncle, he used to say we like people for their qualities but love them for their defects.
Amcam şöyle derdi : İnsanlardan nitelikleri yüzünden hoşlanırız eksiklikleri yüzünden severiz.
Nevertheless, I shall investigate any hidden qualities it may possess.
Yine de, bütün gizli özelliklerini araştırmaya hazırım.
Each of us coming to understand and appreciate the other's unique qualities and potencies and, yes, foibles.
Her birimiz diğerinin niteliklerini takdir etti.
I need a positive influence, somebody with solid and substantial qualities, somebody who seems to understand life and how to live it in a good and happy way, like you.
Beni iyi etkileyecek, sağlam ve kaliteli özellikleri olan hayatı, nasıl iyi ve mutlu yaşayacağını anlayan birine ihtiyacım var, senin gibi.
Edvard, I am sure she has outstanding qualities.
Edward, eminim sıra dışı özellikleri vardır.
Indeed, his father has many qualities.
Gerçekten onun birçok vasfı vardı.
Don't get me wrong she has many fine qualities :
Bana haksızlık etme birçok güzel vasfı var :
Eruzione fighting for it. Mike Eruzione named team captain by coach Herb Brooks for, as Herb put it, his leadership qualities on and off the ice.
Eruzione ileri gidiyor, Mike Eruzione... koç Herb Brooks'un takımında yeni bir oyuncu.
I mean, they say that it takes three months of dating... before a person reveals their worst qualities.
Ve ailenle görüşürüz. Tamam, bu delilik. Gerçekten öyle mi?
00, 00 : 03 : 38 : 00, If we can appreciate documentaries for their dramatic qualities, 00, 00 : 03 : 41 : 00, perhaps we can appreciate fiction films 00, 00 : 03 : 43 : 13, for their documentary revelations.
Eğer belgeselleri dramatik özellikleri yönüyle beğenebiliyorsak, belki kurmaca filmleri de belgesel özellikleri yönüyle beğenebiliriz.