Receptionist tradutor Turco
778 parallel translation
She's a receptionist at the hospital, she has blonde hair, blue eyes, she weights 105 pounds stripped, she sleeps in pyjamas, she's a first rate cook and she doesn't ask questions!
Hastanede resepsiyonist, sarı saçlı, mavi gözlü, çıplakken 47 kilo, pijamalarıyla uyur, birinci sınıf bir aşçı ve o soru sormaz! O da soruyordur.
The doorman and receptionist testified to that.
Güvenlik ve santral memuru şahit olmuş.
MY RECEPTIONIST?
Resepsiyonistim mi?
"Hotel receptionist kills wife and waiter."
"Resepsiyonist karısı ve bir garsonu öldürdü"!
One might be your secretary, your doctor's receptionist... or a dancer in a Go-Go club!
Biri sekreteriniz olabilir doktorunuzun resepsiyonisti. Ya da gece kulübünde bir dansçı!
The receptionist is beautiful.
Resepsiyondakiler çok güzel.
She happens to be our new receptionist.
Bizim yeni sekreterimiz.
A receptionist that can't speak English?
Sekreterimiz İngilizce bilmiyor.
This is the receptionist in Dr Flemming's office
Ben Dr. Flemming'in ofisindeki resepsiyon memuru.
I'm his receptionist, you know.
Ben onun sekreteriyim.
I was hired as a nurse-receptionist, not a geisha girl.
Ben hemşire ve sekreter olarak işe alındım, geyşa olarak değil.
- Your receptionist told me you were here.
Bir ateşli silah işinin tam ortasındayım burada. Oh, pekala, Doktor, sizi fazla rahatsız etmeyeceğim.
Perhaps you'd have a word with my receptionist? And make an appointment.
İsterseniz sekreterimle konuşup randevu alabilirsiniz.
Mr. Goodland's receptionist employee, Mrs. Goodland.
Bay Goodland'ın resepsiyon görevlisi, Bayan Goodland.
I understand you were his receptionist for awhile.
Anlıyorum ki, siz bir süre onun kabul memurluğunu yaptınız.
The receptionist told me you were tied up, so I decided to wander around.
Resepsiyon görevlisi sizin meşgul olduğunuzu söyledi, ben de dolaşmağa karar verdim.
First I worked as a receptionist... and then I got promoted to secretary.
Önce resepsiyonist oldum... Sonra sekreterliğe terfi ettim.
- Well, they say they want a receptionist. - "Orator."
- Yeni bir resepsiyonist istediklerini söylediler. - "Oratör"
I'm sorry to, uh, accost you like this... but, uh, your receptionist wasn't too helpful.
- Yolunuzu bu şekilde kestiğim için üzgünüm ama adamınız pek yardımcı olmadı. - Evet, muhtemelen çıkacağımı bildiği içindir.
You practically gave my receptionist a coronary.
Sekreterimin yüreğine indirdin.
Mary's on vacation so I have to be my own Receptionist.
Mary tatilde. O yüzden sekreterliğimi kendim yapıyorum.
Excuse me. Do you know if the receptionist is coming back soon?
Afedersiniz, sekreter birazdan gelir mi acaba.
- Bullshit! - Also in the news is the bizarre sex killing of Mary Robert, a 22-year-old receptionist from the Center City area.
- Aynı zamanda bugün elimize ulaşan haberlere göre şehir merkezi bölgesinden 22 yaşındaki resepsiyonist Mary Robert, garip bir seks cinayetine kurban gitti.
I can offer you a job as a receptionist.
Resepsiyonist olarak bir iş önerebilirim.
That's my new receptionist dancing out there.
Şurada dans eden, benim yeni resepsiyonistim.
Remember Susan, your last receptionist?
Son resepsiyonistin Susan'ı hatırlıyor musun?
- Let's call the receptionist.
- Hadi şu resepsiyonisti çapıralım.
The receptionist.
Resepsiyonist.
Receptionist?
Resepsiyonist?
AND THEY HAVE NEVER MISSED A DAY'S WORK... WHICH IS MORE THAN I CAN SAY FOR MY RECEPTIONIST.
ve hiçbir zaman işe geç gelmedi... resepsiyonistim bile geç kalmıştır.
YES, I'M THE RECEPTIONIST -
Evet, ben resepsiyonist...
His receptionist, this morning, found the place a shambles.
Bu sabah sekreteri, heryeri karmakarışık bulmuş.
I'm going to be a receptionist for a Dr. Milton Cosswell.
Bir Dr. Milton Cosswell için resepsiyonist olacağım.
That was when I met Joleen, his 21-year-old receptionist who will be the next Mrs. Kraft once the divorce is final.
İşte o zaman, boşandıklarında yeni Bayan Kraft olacak olan 21 yaşındaki resepsiyon memuru Joleen ile tanıştım.
- The receptionist.
- Resepsiyon memuru.
Now there's a receptionist who takes her job seriously.
İşte işini ciddiye alan bir resepsiyoncu.
A secretary in accounting? A receptionist?
Sekreter olarak mı?
I go up to a company receptionist.
Bir şirketin resepsiyonuna giderim.
If Mr. Pengelley chooses having fun with his receptionist, he chooses unwisely.
Mösyö Pengelley, metresi olarak sekreterini seçtiyse yanlış bir seçim yapmış.
Mme. Pengelley believed that the husband had fallen in love with his receptionist.
Madam Pengelley'in inancına göre kocası sekreterine aşık olmuştu.
You have an office, a receptionist.
Bir ofisin, sekreterin var.
The receptionist said I'd find you here.
Danışma, seni burada bulabileceğimi söyledi.
I've received a receptionist's job at Hotel Hilltop.
Ben, otel Hilltop resepsiyon memurluğu işini aldım.
We got a positive ID from the receptionist.
Resepsiyonist kimliğini onayladı.
RECEPTIONIST : I'm sorry they did.
Üzgünüm.
RECEPTIONIST : May I help you?
Yardım edebilir miyim?
RECEPTIONIST : Can I get you anything?
Size bir şey ikram edebilir miyim?
RECEPTIONIST : Hello, Beverly Hotel.
- Alo, Beverly Otel.
RECEPTIONIST : Sorry, Mr. and Mrs. Rothstein have checked out already.
Üzgünüm, Bay ve Bayan Rothstein otelimizden ayrıldı.
RECEPTIONIST : Yes, they both checked out.
- Evet, ikisi de ayrıldı.
You are looking at a real, live receptionist.
Gerçek, canlı bir resepsiyoniste bakıyorsun.