Rendering tradutor Turco
334 parallel translation
Hydrocin is a very little known drug which has the effect... of paralysing the brain and rendering the victim unconscious... for a considerable period.
Hydrocin pek az bilinen bir uyuşturucudur ve etkisi beyni durdurup, kurbanı belirli bir süre hareketsiz bırakır önemli bir süre.
You should know that I communicated with Magwitch in New South Wales and reminded him that if he returned to this country it would be a felony, rendering himself liable to the extreme penalty of the law.
New South Wales'teki Abel Magwitch'e... bu ülkeye ayak basması halinde... bunun bir suç olarak kabul edilip kendisini kanunun... sert cezasına maruz bırakacağını ilettiğimi bilmelisin.
It is a colloquial rendering, of course.
Konuşma dilindeki karşılığı elbette.
During the period I was rendering that service, we had the distinction of being the only parking lot ever to be proclaimed a disaster area.
Bu hizmeti verdiğim dönem süresince, şimdiye kadar bir felaket alanı olarak duyurulmuş tek park alanı olma ayrıcalığına sahip olduk.
As we get closer to Alcatraz... notice the treacherous currents around the island... rendering it virtually escape-proof.
Alcatraz'a yaklaşırken hemen hemen kaçmayı imkansız kılan adanın etrafındaki tehlikeli akıntılara dikkat edin.
That's a very nice rendering, Dave.
Çok güzel, Dave.
You men come here because you committed crimes rendering you unfit to live in decent society.
Sizler buraya geldiniz, çünkü suç işlediniz ve temiz toplumda yaşamaya uygunsuz bir hâle geldiniz.
And now, ladies and gentlemen Mr. Yancey is 111 years old thanks to the preservative and the health-rendering powers of Blue Nectar.
Ve şimdi, bayanlar ve baylar Bay Yancey tam 111 yaşında ve mavi iksirin sağlığı geri kazandıran gücüne ve koruyuculağına minnettar.
Probably as a result of the boat capsizing and rendering her unconscious.
Muhtemelen kayığın alabora olmasından ve bilimcini yitirmesinden.
" Mr Lionheart's rendering of the role can only be described as villainous.
"Bay Lionheart'ın performansı için tek bir kelime yeter : İğrenç."
When the ever deepening... realization of capitalist alienation at all levels, rendering ever more difficult for workers... the recognition and naming of their own property, leaves them with the alternative of... refusing the totality of their misery or nothing,
Kapitalist yabancilasmanin butun düzeyleriyle derinleserek gerçeklesmesi Isçiler için kendi mülkiyetlerini tanimayi adlandirmayi hiç olmadigi kadar zorlastiriyor, onlari kendi sefaletlerini bütünüyle reddetme ya da hiç bir sey yapmama seçenegi ile basbasa birakiyor.
By rendering more people dead?
Daha çok insanı öldürerek mi?
The heart-rendering saga about a woman hopelessly in love with her husband's mistress.
Kocasının metresine umutsuzca aşık olan bir kadının yürek parçalayan hikâyesi.
But Seki, suddenly uttered a heart-rendering shriek
Ama Seki, aniden, yürek parçalayıcı bir çığlık attı.
One who is capable of rendering not only infinite pleasures but also of curing numerous illnesses. 175 thousand dollars.
Kadın sadece erkeğin arzularını tatmin etmekle kalmıyor aynı zamanda hastalıklarını da tedavi edebiliyor ve onu 125 bin dolara bırakıyorum.
This has the effect of rendering the victim extremely susceptible to, uh... suggestion.
- Bu da kurbanı her türlü öneriye nasıl derler... açık hale getiriyor.
I usually have at least a month before I am faced with students in women's underwear, or an artist's rendering of my persona dangling from the rafters.
Kadın iç çamaşırı giyen bir öğrenci veya bir sanatçının beni tavandan sallandırdığını görmem, genellikle en az bir ay sürer.
They did not wait until Mr. Andujar's garbage... had been mixed with the rest of the garbage in the truck... thereby rendering it common garbage.
Çöpün, kamyondaki diğer çöplerle karışmasını ve böylece ortak çöp haline gelmesini beklemediler.
Each one gets more heart-rendering than the last.
Her biri bir öncekinden daha acıklı.
Sneaking up on a man when he's rendering first-aid to a lady.
Bir bayana ilk yardım yapan bir erkeğe sinsice yaklaşmak!
Every spring, the Atlas Rendering Company used to throw a big barbecue for Grandpa.
Her ilkbaharda... Atlas Et İşleme Tesisi, dedemiz için büyük bir mangal partisi verirdi.
Please rise for the rendering of military honours.
Lütfen ordumuzun sunumu için ayağa kalkınız.
Please stand for the rendering of military honours.
Lütfen şehidimizin anısına yağa kalkar mısınız?
That's the most intelligent rendering of that play I've ever seen.
Bu gördüğüm, oyunun en zekice yapılmış sunumuydu.
Yes, well, you want to take the skirting off the outside wall and strip the plaster down to a meter and a half, and replace it with your waterproof rendering.
Bu durumda dış duvarın sıvadibini söküp sıvayı bir buçuk metreye kadar kazımalı ve sugeçirmez malzemeyle kaplamalısınız.
Mr. Chairman, I would like to request... a 48-hour delay in that rendering.
- Sayın Başkan, sizden 48 saatlik erteleme talep ediyorum.
Its activation robs me of my consciousness, therefore rendering me dead.
Onun kullanılması, beni bilinçli halimden ayırıyor, ve böylece de, ölüme teslim etmiş oluyor.
- Well, it is a simple, charcoal rendering, but, uh,
Peki bu basit bir, karakalem çalışma ama, uh...
We don't have the artist's rendering yet, but it'll be a tasteful little museum, featuring Pierre's refrigerated casket, right in the center of Napoleon Square.
Henüz sanatçı yorumumuz yok ama zevkli ufak bir müze olacak Pierre'in dondurulmuş tabutu Napolyon Meydanı'nın tam ortasında olacak.
Merely take a left at the rendering plant.
Arıtma tesislerinden sonra sol tarafta.
Andy, I'm gonna need an accurate large-scale rendering of this petroglyph.
Andy. Taş Resmin eksiksiz, büyük ölçekli bir kopyasını istiyorum.
Solar radiation is rendering our sensors inoperable.
Radyasyon algılayıcılarımızı işlemez kılıyor.
Thanks for rendering me unconscious.
Beni bayılttığın için sağ ol.
The greatest risk the research chemist faces is that a contaminant is introduced into the experiment without his knowledge, rendering the experiment pointless.
Kimya araştırmacısı için en büyük risk bilgisi haricinde deneye karışan yabancı bir maddenin deneyi anlamsız hale getirmesidir.
The damage, unfortunately has marred an otherwise fine automobile rendering it virtually undrivable.
Zarar, maalesef aracı nerdeyse kullanılmaz hale getirdi.
A tissue sample from Sauron incorporated into this device enables it to draw energy from any mutants in the Savage Land, rendering their powers inoperative.
Sauron'dan bir doku örnegi alip bu cihaza koyunca Savage Land'deki mutantlarin enerjilerini emmeye basladim,... böylece de güçleri kullanilamaz hale geldi.
But to me it's a rather memorable rendering... of all the colors I have in my park.
Ama bana göre bahçemdeki hatırda kalan... tüm renklerin bir karışımı.
Bring the rendering up.
Görüntüyü monitöre getirin.
" The sun resounds in age-old fashion... in brotherly spheres of rival calls... completing its appointed action... by rendering up its thundersqualls.
Güneş, kardeş gezegenlerin... çağrısına eski moda bir cevap veriyor... belirlenmiş görevini tamamlayarak... ve fırtınalar sunarak.
Maybe a photo, charcoal rendering.
Bir de resim veya karakalem çizimi.
I'm used to rendering my opinion, not being a mouthpiece for someone else.
Fikrimi sunmaya alışkınım birinin sözcüsü olmaya değil.
.. rendering the underground ventilation ducts secure.
... havalandırma boruları tamamen güvenli.
This has been a great rendering of real art!
Bu gerçek sanatın güzel bir tercümesiydi!
The actors have given us a charming rendering of a delightful play and your appreciation has been most intelligent.
Bu muhteşem oyunculuk, ancak yazar.. kadar etkileyici olabilirdi. Ve sizin alkışlarınız gecenin en dahiyâne olayıydı.
Artist's rendering of the memorial.
Sanatçının anıt icrası.
The Swedish academy, which will confer the award next week... praised Mr. Grim for works of great and difficult striving for the... rendering of the desperate, the ugly and the mundane... in a language packet in our share of human frailties.
Bay Grim'in çalışmalarının insani zayıflıklarımızın umutsuzluk çirkinlik ve sıradanlık potasında lirik bir... edebi dille eritilmiş, olağanüstü işler olduğunu belirten... İsveç'teki akademi kendisine ödülü önümüzdeki hafta takdim edecek.
You jump down, rendering them unconscious with the chloroform.
Üzerlerine atlayıp kloroformla onları etkisiz hale getireceksiniz.
It was so heart-rendering that in the middle of nowhere was a human being dying and two groups was facing each other, too worried to act because they didn't know what the other one was going to do.
Yürekleri dağlayan bir durumdu. Hiçliğin ortasında bir insan evladı ölüyordu ve iki grup birbirine bakıyordu. Harekete geçemeyecek kadar endişelilerdi çünkü diğer taraf ne yapacak bilmiyorlardı.
And I'll leave it to you to figure which of us is Caesar and which is to do the rendering.
Ve kimin Sezar olduğunu anlamayı sana bırakıyorum Ve de kimin malı verdiğini.
Rendering the flowers even more beautiful.
* En güzel çiçekler... *
Here's a rendering.
Hepimiz bu yorganı severdik.