Repulsive tradutor Turco
528 parallel translation
How vulgar and repulsive.
Ne kadar kaba ve iğrenç!
You are utterly repulsive to me.
Son derece itici geliyorsun bana.
- No, who? - Repulsive Rogan.
- Antipatik Rogan.
As soon as I can collect my back wages... I'm going to quit this repulsive trade forever.
En kısa sürede borcumu ödeyip... bu işten sonsuza değin ayrılıcam.
- Ain't they repulsive?
- Ne iğrenç bir şey, değil mi?
- Ain't they repulsive?
- İğrenç bir şey, değil mi?
I can't stand his repulsive looks and distasteful voice.
Onun iğrenç bakışlarına ve tiksindirici sesine katlanamam.
You find me repulsive.
Beni iğrenç buluyosun.
I find it rather repulsive.
Bence bu çok berbat.
I was a fool to believe I could move your souls, that I could let you out of your repulsive solitude.
ruhlarınızı taşıyabileceğime,... sizi tiksindirici yalnızlığınızdan kurtarmabileceğime, inanacak kadar aptal biriymişim.
Well, I think it's repulsive!
Bence bu iğrenç bir şey!
That's why anything labor related is repulsive, I can't stand it.
Bu yüzden de emekçilerden tiksiniyorum, dayanamıyorum artık.
Jeff, you don't have to be deliberately repulsive just to impress me I'm wrong.
Jeff, sırf beni haksız çıkarmak için mahsus iğrençleşmene gerek yok.
Deliberately repulsive?
Mahsus iğrençleşmek mi?
I mean I'm not exactly repulsive.
Yani ben tam olarak itici sayılmam.
I find you ridiculous and repulsive.
Bence gülünç ve iğrenç birisin.
That fine mind of yours gets pretty repulsive at times.
Şu keskin zekan yok mu, bazen çok itici oluyor.
How repulsive.
- Ne kadar iğrenç.
Also, since we're talking repulsive, JJ won't like this for two cents.
Ayrıca şunu da söyleyebilirim ki, JJ böyle şeylere asla tenezzül etmez.
Disgusting and repulsive.
İğrenç ve itici.
- Well, am I repulsive to you?
- Seni iğrendiriyor muyum?
In fact, he's probably one of the most repulsive human beings
Aslında kendisi muhtemelen hayatım boyunca gördüğüm en itici insandır.
Get away from me, you repulsive creature! And stay away from me!
Defol, seni aşağılık yaratık ve benden uzak dur!
- If he's as repulsive as you say.
- Eğer dediğin kadar iğrenç biriyse. - Daha da kötüsü.
You're even more repulsive than she said.
Onun dediğinden daha iğrenç, pislikmişsin.
It's true that personally he's rather repulsive.
Gerçi kendisi biraz itici birisidir..
Do you find me repulsive?
Beni itici buluyor musun? Hayır. Hiç de değil.
- Finds me repulsive.
Beni tamamen yok sayıyor.
I've always found you repulsive.
- Seni daima itici bulurum zaten.
Oh it was a... thing, repulsive thing with a... hideous face.
Korkunç yüzlü bir şey vardı.
Filthy, repulsive creatures.
Senin, bir hediye olup olmadığını soruyor.
He's repulsive.
O çok itici.
From what Daniel had told me, I'd expected another girl whom I'd seen at Rodolphe's, a repulsive pest.
Daniel'in anlattıkları üzerine Rodolphe'un villasında antipatik bir kızla karşılaşacağımı düşünüyordum.
- You're repulsive!
- İğrenç herifler!
Or under it, if I'm not too repulsive.
Tabii beni antipatik buluyorsan bilemem.
It's a very interesting city, a huge city full of incredibly ugly, common, repulsive people.
Çok değişik bir şehir sıradan, suratsız ve itici insanlarla dolu.
Marriage, in the old sense, seems repulsive...
Evlilik eski anlayışla itici geliyor.
It's the most repulsive thing on earth.
Bu, dünyadaki en itici şeylerden biri.
- You're repulsive!
- İticisin!
Naked men are repulsive!
Çıplak erkekler çok itici oluyor!
There has been the occasional female in my life who hasn't found me... completely repulsive.
Hayatımda beni tamamen itici bulmayan bazı kadınlar da oldu.
The side effects are repulsive.
- Yan etkileri iğrençtir.
But it's repulsive Revolting and wrong Chewing and chewing All day long
Ama itici, tiksindirici ve yanlış çiğnemek, çiğnemek, bütün gün boyunca ineklerin yaptığı gibi.
What a repulsive-looking individual!
Ne itici tipli bir birey!
What a repulsive thought!
Düşünmesi bile iğrenç!
You repulsive pig!
Seni iğrenç domuz!
Only Chan... this repulsive pervert you have tied up.
Sadece Chan... Şu bağladığınız iğrenç sapık.
What you ask me to do is repulsive.
Benden istediğin şey çok itici.
Think of it, wouldn't you like to be so defiled and repulsive for a moment but completely renewed?
Düşün bir, bir an için kirlenmiş ve tiksindirici de olsan, tamamen tazelenmiş olmayı istemez misin?
Putrid city, vile, repulsive city.
Kokuşmuş, çirkin, itici şehir.
Ladies and gentlemen, you are all aware that a repulsive murderer has himself been repulsively and perhaps deservedly murdered.
Bayanlar baylar, hepinizin bildiği gibi belki de bu sonu hak etmiş olan iğrenç bir suçlunun, korkunç bir cinayeti vuku buldu.