Ribs tradutor Turco
2,365 parallel translation
- And these two brothers broke his ribs.
Ve bu iki abi onun kaburga kemikleri kırdı.
These ribs are from the gentleman across the bar.
Bu kaburgalar karşınızdaki beyden geldi. Daha az iyi hissediyorum artık.
Who sends over ribs?
Bunu içme oyununa döndürüyoruz, tamam mı?
You ate a half slab of ribs last night,
Ayrıca garip bir şekilde tokum.
When I get drunk I eat ribs.
Aman tanrım. Sarhoş olduğumda kaburga yiyorum.
My hand, my fucking chipped shoulder, my broken ribs, my hurt-ass knee, which hurts like hell, and now a twisted fucking ankle.
Elimden mi, ufalanmış omzumdan mı kırık kaburgalarımdan mı, deli gibi acıyan dizimden mi... Şimdi de siktiğimin bileği burkuldu.
These were my least favorite ribs anyway.
Zaten en sevmediğim kaburgalarımdı.
She got out with only two busted ribs.
İki kırık kaburgayla kurtulmuş
We got chops, liver, ribs, eyeballs, loins- -
Uzuvlar, karaciğer, kaburga, göz, fileto var.
Let's get some baby back ribs!
Hadi gidip kaburga yiyelim!
After this, let's get some baby back ribs.
Bundan sonra, gidip biraz kaburga yiyelim.
Its spine and its ribs still connected. Its jaws have long teeth which would've enabled it to snatch fish from the surface of the lagoon.
Omurgası ve kaburgaları hala birbirine bağlı çenesinde, lagün yüzeyinden balık tutmakta etkili uzun dişleri vardı.
All the ribs he can eat and a 12-pack of beer.
Yiyebileceği kadar kaburga ve 12 bira.
I just want my ribs and beer, boss.
Ben yalnızca kaburga ve biralarımı istiyorum, patron.
And Gunderson wants to know when he can get his ribs and beer a-and the hustler.
Ve Gunderson kaburgalarını, biralarını ve fahişesini ne zaman alabileceğini soruyor.
'Cause Marcus said that girl was so torn up, you could read the VIN number off her ribs.
Marcus dedi ki, kız o kadar parçalanmış ki, kaburgalarından plakayı okuyabilirmişsin.
You have 3 broken ribs..
Üç tane kırık kaburgan var. Üç tanecik mi?
Her ribs are bruised.
Kaburgaları ezilmiş.
Aside from a few broken ribs, this is one of our better subjects.
Birkaç kırık kaburganın dışında bu en iyi hedeflerimizden biri.
Who your family is, where you live, which ribs are cracked... Who your friends are.
Ailenin kim olduğu nerede yaşadığın hangi kaburgalarının kırıldığı arkadaşlarının kim olduğu.
Multiple skull fractures, four broken ribs, collarbone.
Kafatasında bir çok kırık, 4 kırık kaburga, köprücük kemiği de kırılmış.
And they just brought me the biggest rack of ribs I have ever seen in my entire life. Hold on, hold on.
Hayatımda gördiğim en büyük göğüs kaburgasını getirdiler.
Couple of broken ribs. So that's worked out well.
Eğer istersen, bana söyle.
Supposed it could have missed the breast bone exiting between ribs...
- Göğüs kafesini geçtiğini ve kaburgalar arasından çıktığını farz edelim.
The knife entered the ribs just below the right armpit by what appears to have been a slight upper thrust.
Bıçak, kaburgalara sağ koltuk altından girmiş. Yukarıdan hafifçe saplanmış.
Pays more than ribs.
Kaburgalardan daha iyi parası var.
Baby back ribs, please.
Pirzola lütfen.
Hip dislocation, fractures of his femur, radius, ribs, and metacarpals.
Kalca cikigi, uyluk kemiginde catlaklar, onkol kemigi, kaburga, ve el taragi kemigi.
In five more seconds, that shiv would have been Between his ribs and I would have been the one Pushing it in, looking at him
Beş saniye içinde, o alçak herifin kaburgaları birbirine geçecekti ve onları birbirine geçiren ben olacaktım ve yüzüne bakarken kim olduğumun farkına varacaktı.
- We could order ribs from Cozy Corner.
- Hayır diyorsam hayır!
I don't want any stupid ribs.
- Cozy Corner'dan pirzola alabiliriz. Pirzola falan istemiyorum!
Pork ribs!
Domuz pirzolası!
Couple broken ribs, lost a lot of blood...
Birkaç kaburgası kırılmış, biraz da kan kaybetmiş...
You want to get some ribs in the Village?
Village'da pirzola yemek ister misin?
Crushed trachea, broken ribs, back, skull, legs.
Boynu kırılmış, arka kaburgaları kırılmış kafatası ve bacakları da.
A place where you can eat buffet ribs while someone's daughter shakes her crack at you.
Pirzola yerken elalemin kızının sana muamele yapacağı bir yer.
Did X-rays. Looks like there's a mass in his liver, but the conductive metal rod in his ribs is blocking it.
Karaciğerinde kitle var gibi gözüküyor ama kaburgalarındaki iletken metaller görmemize engel oluyor.
At least three ribs cracked, possible internal bleeding due to blunt force trauma.
Ama en azından üç kaburgası kırılmış, yaşadığı iç kanama travmaya neden olmuş.
I looked at her, and it was like someone hit me in the ribs with a hammer.
Ona baktığımda, sanki biri kaburgama balyozla vurdu.
Yeah, your ribs are gonna be sore for a bit, so- - you in any pain at all? Mm. No, sir.
Kaburgaların birkaç gün sızlayabilir,... herhangi bir ağrı hissediyor musun?
Internal haemorrhage, broken ribs.
Kaburgaları kırılmış, iç kanaması vardı.
There's also peri-mortem bruising on the arms and across the ribs.
Aynı zamanda kollarda ve kaburgalarda ölüm anında oluşmuş bereler var.
Right in the ribs. Heh.
Tam kaburgama geldi.
There go the ribs.
Kaburgalar gitti.
You know, under the circumstances, I think a couple cracked ribs ; not a bad deal for you.
Biliyormusun, mevcut sartlar altinda, sanirim birkac kirik kaburga sizin icin kotu bir durum sayilmasa gerek.
The female has bitten tiny notches along the leaf's ribs to form a kind of Velcro strip, to help it all stick together.
Dişi yaprağın iskeleti boyunca küçük çentikler ısırarak bir tür çıtçıtlı tutturma sistemi yapıyor.
First three ribs, Dad, prime aged.
İlk üç kaburga bunlar baba.
Fractured ribs...
Kırık kaburgalar...
She's old, her husband's dead, and she can't eat ribs without a lot of help.
Yaşlı, kocası ölmüş ve yardıma ihtiyaç duymadan pirzola yiyemiyor.
Come on, why don't you come on out, and I'll pre-chew you some ribs?
Hadi, buraya gelsene. Pirzola çiğneyip sana veririm.
Broken ribs.
Kırık kaburgalar.